Eğer bir kişi hakkında, bir topluluk hakkında bir değerlendirme yapılıyorsa, bir hüküm veriliyorsa, o kişinin ve o topluluğun bizzat kendilerinin de dinlenmesi en güzel bir adalettir.
Kendi elde ettiğimiz bilgilerimizi kullanmakla birlikte, hakkında bir kanaat sahibi ve hüküm belirteceğimiz kişi veya topluluğu bizzat dinlememiz, bizim bu konuda iyi niyetli olduğumuzu gösterir.
Bizim hakkımızda da birileri bir hüküm verirken, önemli bir değerlendirme yaparken eğer bizi dinlemiyorsa, hiç değilse bizi biraz da bizden öğrenmiyorsa, biz bunu kabullenir miyiz?
Özellikle hakkında hüküm vereceğimiz, kanaat belirteceğimiz kişi ve toplumlar önemli ise, hele hele olumsuz bir hüküm ve kanaat bildireceksek, bunun vebali gerçekten çok ağır olacaktır.
Herkesçe bilinmekte ve gözlenmektedir ki, bu coğrafyanın en aktif ve hareketli bölgesi, Kürt halkının yaşadığı bölgelerdir ve bir de, onların göç ettiği noktalardır.
Şimdi bu konuda konuşanların, yazanların insaf ve adaletli olmalarının yanı sıra, bir o kadar da kesin bilgi sahibi olmaları gerekmez mi?
Özellikle İslam adına ağzından çıkacak sözüne bakılanlar, gözüne bakılanlar, hüküm ve kanaat belirtenler bu konuda çok daha dikkatli olmaları gerekmez mi?
Vaktimin önemli bir bölümünün söz konusu bölgede geçtiğini bile bile, adam gözümün içine baka baka pervasızca konuşuyor, konuşuyor demeyelim de, ağzına ve aklına geleni kapıp koyveriyor;
"Son zamanlarda Ergenekon, Jitem oralarda kendi adamlarını yine meydanlara sürüyor"
-Bu durumda Ergenekon denilen bu örgüt sizin bildiğinizden çok daha müthiş ve büyük bir güç olmalı?
-Nasıl yani?
-Görmüyor musun bir anda yüz binlerce sakallı genç peyda edebiliyor, bir o kadar çarşaflı bayan ortaya çıkarabiliyor, aynı zamanda bunların dillerini tesbihatlandırıyor, zikirlendirebiliyor. Hatta bunları kabullendik diyelim, bir de bunların yüzlerini nurlandırıyor. Üstelik bütün bunları en zayıf anında, şu can çekiştiği gününde yapıyorsa, var gerisini sen düşün!"
Tabi ki bocalıyor, şaşırıyor kardeşimiz. Sonra internetten birtakım görüntüler gösteriyoruz, elhamdülillah imanının ve hayâsının yerinde olduğuna şahid oluyoruz; çünkü hem yüzü kızarıyor, hem de gözlerinin içi gülüyor, zaten iman ve haya bir insanda aynı anda bulunur veya ikisi de aynı anda yok olur.
Allah aşkına, çok mu zor Doğu"ya gitmek, çok mu zor Güneydoğu"ya gitmek? Kalkın bir gidin Allah için! Tatil gibi öyle büyük masraflar yapmanız gerekmez.
Korkmayın, dışarıda kalmazsınız, hele hiç aç kalmazsınız. Dünyanın her yerinde sokak ortasında kalabilirsiniz fakat, Kürtlerin diyarında asla ve asla dışarıda kalmazsınız, çünkü onların kitabında yazmaz.
Bakmayın kendi odalarının ve sofralarının mütevazi durumuna, misafiri için yüreğinin köşesini hazırlamıştır.
Haydin bir proğram yapın kendinize, çıkıp varın Güneydoğu"ya;
- Sizi şu ana kadar hep başkalarından, üçüncü şahıslardan, hatta hasımlarınızdan dinlemiştim. Şimdi artık sizi bizzat sizden dinlemek istiyorum, Buraları uzaklardan, resimlerden, ekranlardan görüyordum ve onları anlatıyordum. Şimdi buranın toprağına basarak, havasını soluyarak, iklimini yaşayarak yakinen öğrenmeye geldim deyin.
Doğru Haber