'Çöp Toplama' meselesinin derin anlamı

Türkiye Hakkari’de yaşanan “çöp toplama” gösterisiyle sarsıldı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözü hayata geçmeye mi başladı.

Olay önce kimilerince önemsizleştirilmeye çalışıldı. Basit bir eylem olduğu ve belediyenin çalışmamasını protesto olarak nitelendi. Acaba öyle mi?

Hakkari'de bir grup asker, eşleri ve çocukları ile kent merkezindeki çöpleri toplamak amacıyla Cumhuriyet Caddesi'nde biraraya gelmişti.

Hakkari'nin cadde ve sokaklarına çıkan askerler çöp toplarken, taşıdıkları dövizlerle belediyeye tepki gösterdi. Taşınan dövizler arasında "Belediye bölücülük yapma, işini yap" yazılı döviz dikkat çekiyordu.

Etkinliğe katılan Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Azmi Utfan Cinek, vatandaşlara çöp poşeti dağıtmıştı. Tugayda görev yapan subay, astsubay, eş ve çocuklarıyla yaklaşık 150 sivil giyimli asker Fatih, Valilik ve Cumhuriyet caddeleri üzerinde çöpleri toplarken askerlerin çöp toplama kampanyasına katılanlar, topladıkları çöp dolusu poşetlerden bir kaç tanesini belediye binasının önüne bırakmıştı.

Gösteriye tepki gösteren Belediye Başkanı Metin Tekçe, yürüyüşün provokasyon amaçlı düzenlendiğini söyledi. Özelikle bir ilin en üst düzey komutanın böyle bir yürüyüşü düzenlemesinin düşündürücü olduğunu belirten Tekçe, "Belediye olarak düzenli olarak çöpler günde iki defa toplanmaktadır. Bu çalışmamız halk tarafından da takdir edilmektedir. Burada çöp sadece bir bahanedir. Biliyorsunuz Hakkari'de geçen yıl bir çok patlama meydana geldi. Son olarak Şemdinli olaylarıyla belirli şeyler gün yüzüne çıktı. Bence bu girişim de Şemdinli olaylarının devamıdır. Bu pravokasyonlar her zaman yapılmaktadır. Ancak Hakkari halkı her zaman sağduyulu davranmıştır. Bu sağduyusunu bu sefer de göstermiştir" diye konuştu.

Hakkari olayı siyasetin geri çekilmeye başladığının işareti olarak görülebilir. Erdoğan hükümeti terörle mücadelenin askeri bölümünü olduğu gibi, siyasetini de TSK"ya devretmiş gözüküyor. Büyükanıt yönetimindeki TSK bundan böyle etnik siyasete karşı da mücadele yürütecektir.

Bu gelişmenin, diğer tüm durumlarda olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçimiyle bağlantılı olduğunu düşünebilir miyiz? Erdoğan, terörle mücadele ile etnik siyasetle mücadeleyi birbirinden ayırmaksızın TSK"ya devrettiği doğru olabilir mi?

Eğer bu soruların cevapları "evet"se hükümet, siyasetin alanını iyice daraltmayı kabul etmiş demektir. Türkiye ancak askeri darbe dönemlerinde yaşadığı böyle bir türbülanstan kolay kolay çıkamayacaktır.

bilgihikmet.com

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine