Çöplüğe dönüşen ruhlarımız, beyinlerimiz

Mehmet GÖKTAŞ

“Atmayalım, şurada bir köşede dursun, bir gün lazım olur…” düşüncesiyle oluşmaya başlar çöp evler.

Saldığı koku mahalleyi rahatsız etmeye başlayınca birilerinin şikâyetiyle yetkililer boşaltırken ekranlardan hayretle izleriz.

Söylediğimiz gibi, bu duruma nasıl geldiğine fazla şaşırmayız; “Atmayalım, şurada dursun, bir gün lazım olur.”

Bu işin kökeninde dünya malına düşkünlüğümüz vardır. Buna bir de geçmiş günlerde çekilen yokluklar eklenince mesele iyice anlaşılır.

Geçmişte peynirimizi, yoğurdumuzu, salçamızı, turşumuzu ve diğer kışlık hazırlığımızı koyacak doğru dürüst bir kap bulamadığımız için bugün elimize geçen ne kadar plastik kap varsa atmaya kıyamıyoruz ve evimizin bir köşesine yığıyoruz. Siz buna atmaya kıyamadığımız diğer ev eşyalarını da ekleyin, o zaman göreceksiniz evlerimizin bir bölümünün ne hale geldiğini.

Evlerimizin bir köşesindeki elektronik eşya ve oyuncak mezarlığı ise bu işin yürek yakan başka bir yönü.

Allah’tan ki bazen ya bizim aklımız başımıza gelir veya evden birisi bunun farkına varır;

“Artık şu evde bir temizlik yapalım, kullanmadığımız ne kadar lüzumsuz şey varsa hepsini de atalım” der ve atılır. Belki o an için biraz üzülsek de daha sonra “Elhamdülillah, ne güzel oldu, dünya varmış yahu, temizliğin, sadeliğin gözünü seveyim…” deriz.

Eğer farkındaysanız dikkat etmediğimiz takdirde evlerimiz gibi ruhlarımız da, beyinlerimiz de çöplüğe dönüşüyor. Hatta çöplüğümüzdeki her şey beynimizde ve kalbimizde tek tek kayıtlıdır, yakıp atmadığımız müddetçe orayı işgal etmeye devam eder.

Keşke beynimizi ve ruhumuzu çöplüğe çeviren şeyler sadece atık eşyalardan ibaret olsa. Etrafımızda bizi ilgilendirmeyen her ne varsa çöptür vesselam.

Adam “Hocam, bakar mısın, baklava gidiyor” deyince Hoca, “Bana ne” der.

“Ama hocam, size gidiyor” deyince adam, Hocamız bu defa “O halde sana ne” der.

Diyorum ki, evimizdeki lüzumsuz eşyaları avlumuza, bahçemize çıkarıp bir kibritle tutuşturup yok ederiz ya, hafızamızı boş yere işgal eden, ruhumuzu inciten, insan olarak tam kapasite çalışmamızı engelleyen her ne varsa dışarı atıp bir kibrit de onlara çalsak ne olur?

Unutmayalım, çöp evler ne kadar kötü ve sevimsiz ise, çöplüğe dönüşen ruhlarımız da muhataplarımız için o kadar kötü ve ürkütücüdür.

Hazır temizlik mevsimi de gelmişken…