FETÖ gibi bir illeti zamanında savunup, olaylar patlak verdiği zaman ağız değiştiren ve şimdi de kendisini devletin Fetö’den boşalan kadrolarına yerleştirmeye çalışan bu şahsın, Fetö Terör Örgütü ile ortak paydası yine Şiîler oldu.
Sahih İslam öğretileriyle bariz çelişkiler içeren konuşmaları, safsata ve hurafelerle dolu söylemlerinden daha tehlikeli olan mezhepçilik ve ötekileştirme hezeyanları ile bu sefer de ülkemizin ve mektebemizin önemli isimlerine ve daha da ileri giderek İstanbul’da yaşayan Şiî kardeşlerimize itham ve iftiraları son birkaç yıldır tasarladığı mezhep fitnesinin yeni bir aşaması olarak görülmektedir.
İran, Azerbaycan, Lübnan, Irak ve dünyanın her coğrafyasında yaşayan Ehl-i Beyt taraftarlarına da ağır ithamlarda bulunan bu zatın neyi hedeflediği, kime hizmet ettiği aşikârdır.
Bu konuda bir hukuk devleti olan ve her daim vatandaşlarının haklarını korumakta tereddüt etmeyen devletimizin ilgili birimlerini göreve davet ediyor, bizlerin de yasal çerçevede, Vahdet bilinci ve sağduyulu olarak gerekli çalışmalara başladığımızı kamuoyuna duyuruyoruz. (Ehla der)