NATO'nun 60. yıldönümü toplantıları yapıldı. Çok önemli konular ele alındı. Bu zirveye ev sahipliği yapan ülkelere ve Arnavutluk ve Hırvatistan'ı da tebrik ediyorum. Makedonya'nın da bu çıtanın içine girecektir.
NATO en güçlü işbirliği ve savunma teşkilatıdır. NATO barış için önemli çabalar içindedir ve bunun için de operasyonları vardır. NATO dünya barışı için gayret sarfetmektedir. Türkiye 1952 yılından beri bu faaliyetlerin içinde gururla yer almaktadır.
Uzlaşma kültürüne bağlı mutabakat çerçevesinde kararlar alınmaktadır. Bunlar bazen uzun bazen sancılı olmaktadır. ama neticede mutabakatla kararlar alınmaktadır. Yeni genel sekreterde çok önemli bir noktadır. Bu çerçeve içinde gerek sayın Başbakanımız gerek ben görüşlerimizi bazen basının önünde bazen özel olarak ilgili muhataplarımıza aktardık.
Bizim öncelikli hedefimiz NATO'nun geleceğine en iyi katkı sağlamaktır. Dün geceden bu saate kadar görüşmelerimiz sürdü. Türkiye'nin ileri sürdüğü argümanları müttefiklerimiz kabul etmişlerdir. Bugün sabah ABD Başkanı Obama ile ikili görüşmelerimiz oldu ve çok olumlu bir görüşme oldu daha sonra bu görüşmeye Rasmussen de katıldı. Ve Türkiye'nin sakıncaları ve endişeleri giderildi bu konuda sayın Obama'nın önemli katkıları oldu ve bizim argümanlarımıza garantör oldu.
Biz NATO toplantısına katıldık, biz Avrupa Birliği toplantısına katılmadık. Bu konuyu ilgilere ilettim. NATO ile AB'yi birbirine irtibatlandırmamak gerekmektedir. Her iki yapı da birbirinden farklıdır. Türkiye'nin NATO içindeki konumu çok farklıdır. AB bu konuyu NATO ile ilişkilendirirse biz o zaman başka konuları gündeme getiririz. Olli Rehn'in yaptığı açıklama tahilsiz bir açıklamadır.
Yeni Genel Sekreter bizim çekincelerimize gereken önem vereceği garantisinde bulunmuştur. Bizim çekincemizi haklı bulan ülkeler de ikna olmuştur. Bundan sonraki dönemin bu açıdan önemli olacağına inanıyoruz. Sorunların çözümü mutlaka silaha bağmlı değildir. Ülkeler arası ilişkileri düzeltecek başka argümanlar da vardır. Medeniyetler İttifakı da bu argümanlardan biridir. Türkiye ve İspanya bu alanda önemli adınlar attılar. Sayın Rasmussen de bu durumu değerlendirecektir.
İSRAİL-FİLİSTİN SÜRECİ
Dünyanın en büyük problemlerinden biri de Ortaoğu'dur. Ordadoğu'daki sorunlar aşılmadan daha birçok sorun çözülemeyecektir. Gazze'de yaşananlar herkesin vicdanını sızlatmıştır. İsrail'deki yeni hükümet muhalefetteki söylemlerini bırakır bundan önceki anlaşmaları ve kabul edilen ortak ilkeleri kabullenir Filistin'le barış görüşmelerine başlar. Bu da iki bağımsız devletin yan yana yaşaması demektir. Bunun için de zamana ihtiyaç vardır. Türkiye de bu konuda elinden geleni yapacaktır. Türkiye'nin bu konuda birikimi vardır.
İSRAİL LÜBNAN SURİYE ANLAŞMAZLIĞI
İkinci bir sorun da Lübnan ve Suriye İsrail sorunu var. Suriye ve İsrail arasındaki sorunu çözmek için Türkiye önemli gayretler sarfetti. Bu çalışmaların başlatılmasını da İsrail ve Suriye talep etti. Çok ciddi bir noktaya kadar da gelindi. Kırılma noktasına gelindiğinde Gazze'de yaşanan olaylar görüşmelerin askıya alınmasına yol açtı.