"Cumhuriyet, diktatörlüğün kod adıydı"

Araştırmacı-Yazar Sevan Nişanyan, "Cumhuriyet, demokrasiye doğru bir adım değildi; diktatörlüğün kod adıydı. Türkiye, Cumhuriyet ile padişahlıktan diktatörlüğe geçti." değerlendirmesinde bulundu.

Taraf Gazetesi'nden Neşe Düzel'e 'Yanlış Cumhuriyet' adlı kitabını değerlendiren Nişanyan, Atatürk'ten tek parti dönemine, devrimlerden darbelere kadar çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sevan Nişanyan, Atatürk'ün binlerce sayfalık söylev ve demeçlerini okuduğunu, sadece 6 yerde demokrasi sözünün geçtiğini ifade etti. Nişanyan, bunların, "İkisi yabancı basına verdiği demeçtedir. Diğer dördü de 'demokrasi iyi ama...' türü cümlelerdir. Türkiye'de demokrasi 1923'te başlamadı, aksine kesintiye uğradı." dedi.

'Batı düşmandır, emperyalisttir, kâfirdir, bizi sömürür' düşüncesinin, Cumhuriyet'in bilinçaltında yatan derin bir yaranın ifadesi olduğunu belirten Nişanyan, "1920'lerden beri böyle acayip bir zihniyetin makasına sıkıştı Türkiye." şeklinde konuştu. Harf devrimine de değinen Nişanyan, Latin alfabesinin Türkiye'deki okur-yazarlığı artırmadığını dile getirdi. Nişanyan, "Halk devrimindeki amaç, batılılaşmak değil, eski yazıyı yasaklayarak Türkiye'nin geçmişiyle bağlarını kopartmaktır. Bu ülkenin 9 asırlık kültürel geçmişiyle bağları, halka 15 gün süre verilerek bir anda koparıldı ve sıfırdan başlayan bir toplum haline getirildi. 50 sene boyunca üniversiteler dahil hiçbir yerde insanlara eski yazı öğretilmedi. Bir toplumun geçmişi hakkında tam ve mutlak bir cehalete indirgenmesidir bu." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin diğer İslam ülkelerine nazaran daha fazla gelişmiş olmasını Atatürk devrimlerine bağlamayan Nişanyan, "Türkiye, 14. yüzyıldan itibaren İslam dünyasının en gelişmiş, en güçlü ve Batı'ya en yakın ülkesi oldu." dedi. Cumhuriyetin laiklik politikasının gerçek bir laikliği gerçekleştirmediğini söyleyen Nişanyan, "Amaç mutlak iktidardı. Yani iktidarı kimseyle paylaşmamaktı. Amaç, Cumhuriyeti kuran şahısların iktidarıydı." diye konuştu. Nişanyan yapılan darbelere ve darbe girişimlerine de atıfta bulunarak "Tek Parti Dönemi'nin ruhu, darbelerle hep geri geldi." vurgusunu yaptı.

Nişanyan, Neşe Düzel'in "Atatürk'ün liderliğini nasıl tanımlarsınız?" sorusuna ise ilginç bir yanıt verdi. Nişanyan, Aatürk'ü şu sözlerle tanımladı: "Olağanüstü cesur, yaratıcı, zeki bir şahsiyet. Fakat ne yazık ki bu deha ve güçlü kişilik ardında çok olumlu bir performans bırakmadı. Atatürk mutlak iktidarı terk edebilirdi, etmedi. Orta ve üst kadroların büyük bölümünü şahsi ağırlığı altında ezdi. Ülke siyasi kadro azlığıyla karşılaştı. Ayrıca şahıs putlaştırmasına dayanan kült, Türkiye'ye bugün bile altından kalkamadığı bir manevi, kültürel ve siyasal yıkım getirdi. Mustafa Kemal 1926'dan itibaren memleketin her meydanına kendi heykelini diktirme işiyle şahsen ilgilendi. Şehir meydanlarına kendi heykelini diktiren ilk cumhuriyet lideri olmak gibi ilginç bir özelliğe sahip oldu dünya tarihinde."

Zaman

Medya-Makale Haberleri

Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?