Çürük ardamlar darbe yapabilirler mi?

Darbecilikten yakalanınca prostattan, kalpten, düşmekten, tansiyondan, böbrek taşından, GATAkulli'ye, KAtakulli'ye kaçan çürük darbecilere çok ağır yazı.

Mehmet Gündem - Yeni Şafak

Akıl ve ruh sağlığı yerinde biri darbe ister mi?


Sorum çok net"

Darbeyi kimler yapar?

Akıl ve ruh sağlığı yerinde biri darbe yapar mı, darbeye teşebbüs eder mi, darbe ister mi?

Aklı ve vicdanı hür insanlar toplumuyla kavga ederler mi, toplumu önce kamplara bölüp sonra da bir kısmını "düşman" ilan ederler mi?

Darbe akli midir, yoksa duygusal bir tavır mıdır?

Bence darbe isteği akli değil, "aklın arızalanması" ile ortaya çıkan hislere bağlı bir tahrip hareketidir.

Bu güne kadar "sağlıklı" bir darbeci görmedim.

Korkunun hâkim olduğu yerde akıl elbette geri durur"

Darbeciler hem hasta hem de korkak olursa!..

Elbette onların eyleminden sağlıklı bir sonuç çıkmaz!..

Darbe bir hastalıktır, korkulardan beslenir.

Korkunca sisteme, siyasete, yasalara, kurumlara ve topluma güvenemezsiniz.

Her şeyin sizi tehdit ettiğine, sizi bölmek parçalamak, yok etmek istediğine inanırsınız.

Tavan yapmış bu "güvensizlik duygusu" sizi bir iç sesle "göreve" çağırır.

"Beslenen korkular" ve "görev" hissi insanı gittikçe daha da saldırgan yapar.

Bu soyut âlemde kendini tehlikede gördüğünde, sen canlı gördüğü her yere saldırmaya başlarsın.

Artık, ya "düşman ilan edersin" ya da "düşman icat edersin""

O andan itibaren akıl devre dışıdır ve kontrol elden gitmiştir"

İstila edilmiş bünye robot gibi harekete geçer, amaç ve rota kendi dışında belirlenmiş olarak"

Eskiden darbe tek çeşitti, klasik bir tarzı vardı. Şimdi darbenin en az on çeşidi var"

Hüküm cümlem şudur; Darbe yapmak, darbe istemek, darbeye yandaş olmak, bünyenin sağlığını yitirdiği durumlarda baş gösteren bir saldırganlık halidir.

Darbe, yapana da yapılana da iyi gelmiyor"

Ey darbeciler"

Darbeye teşebbüs edenler"

Darbe planlayıcıları"

Darbe isteyenler"

Darbe bekleyenler"

Biliyor musunuz beni büyük hayal kırıklığına uğrattınız.

Her şeyi beklerdim de sizden bunu asla beklemezdim.

Görüntünüz ile gerçekliğiniz arasında ne kadarda büyük uçurumlar varmış...

Hayal kırıklığım elbette darbe girişimlerinden sonuç alamamanız değil"

Hayal kırıklığım "müthiş korkaklığınızdan" kaynaklanıyor.

Kalıbınızın adamı çıkmadınız"

Meğer siz zannettiğim kadar cesur değilmişsiniz.

Kendini koruyamayanlar bizi nasıl koruyacaklar ki"

"İyi ki bu paşalarla savaşmamışız" diyen Bülent Arınç haklı değil miydi?

Ey darbeciler;

Hepiniz hasta ve çürük çıktınız"

Çürükler, hastalar ve korkaklar darbe yapamazlar"

Darbeyi göze alırken, sürecin istediğiniz gibi neticelenmemesi karşısında onurluca sonuçlarına katlanmayı içinize sindirememişsiniz.

Bedelini kaldıramayacağınız bir sürece neden girdiniz?

Mert değilsiniz.

Alabildiğine korkaksınız.

Toplumu, kitleleri korkutmaktan haz duyuyorsunuz ama siz de korkudan ziyadesiyle korkuyorsunuz.

Nasıl bir beceriksizlik bu"

Ne kadar hastasınız!..

Bu denli hasta ve çürük halinizle neye güvenerek darbe teşebbüsünde bulundunuz?

Kim kandırdı sizi?

Neyse ki gördük, siz ve sizin gibi korkaklardan korkmaya gerek yok"

Siz darbe yapamazsınız"

Asıl darbe size inmiş zaten"

Hukuk darbesi hepimizi hasta etti"

Gözaltına alındığınız andan itibaren kimyanız bozuldu, tansiyonunuz fırladı, böbrekleriniz taş biriktirdi, kalbinizin ayarı kaçtı, aklınız uçtu, çoğunuzun dili tutuldu, bir kısmınızın da dili çözüldü"

Bu kadar korkuyorsanız ne işiniz vardı darbeyle, darbecilerle"

Bilin ki, darbeciliğin ilk etapta iki sonucu vardır, kısa sürede bu sonuç teke düşer;

İlk etapta ilk sonuç; ya başarılı olursunuz, hedefe ulaşırsınız, toplumu istediğiniz gibi güdersiniz, beğenmediklerinizi hukuksuzlukla ve keyfinize göre mahkûm edersiniz, zindanlarda çürütürsünüz, sürgüne gönderirsiniz, üstünü iyice çizdiklerinizi asit kuyularına atarsınız, faili meçhullere karışsın diye biraz uçurup yukarıdan bırakırsınız"

Ya da o talihsiz teşebbüsünüz akim kalır, suçüstü yakalanır ve en korktuğunuz şey olan hukuk karşısında hesap verirsiniz.

Aşamalı da olsa sizin için sonuç tektir, hukuk er-geç iflahınızı keser.

Aklınıza getirmek istemeseniz de siz gerçekte suçlusunuzdur ve bunu hukuk bütün gücüyle ilan eder.

Evet, belki darbecileri henüz yargılayamadık, ama maşer-i vicdan da çoktan yargılanıp mahkûm oldular"

27 Mayısçılar, 12 Martçılar, 12 Eylülcüler, 28 Şubatçılar, 27 Nisancılar, Ergenekoncular"

Hanginizin itibarı kaldı toplumda, hanginiz şan ve şerefle dolaşıyorsunuz ülkenizde" İsimleriniz tabelalardan bir bir sökülüyor, makam, mevki ve konumlarınız iyice sıradanlaştı" Göçüp gidenlerin mezarını bile hatırlamıyoruz. Hayatta olanlarınız ise toplumla yüz yüze gelmemek için köşe bucak kaçmaktan yorgun düştüler"

Siz hukuksuzluğu istediğiniz ve siz hukuksuzluktan beslendiğiniz için, hukuk devreye girdiğinde korkularınız artıyor ve artacak"

Şimdi darbecileri mahkemeler de yargılıyor, hukukun gözü açıldı...

Hatırlayın "bin yıl sürecek" dediğiniz o hukuksuz dönemler ne kadar da hızlı kapandı.

Evet, sizi hukuk korkutuyor.

Hiç kimseyi korkutmadığı kadar siz darbecileri, darbe severleri, darbe kültüründen beslenenleri korkutuyor"

Paşa paşa yatmayı beceremediniz hapishanede.

Korkudan yürümesini unuttunuz, ayağınız kaydı düştünüz.

Başınızı çarptınız, hafızanız uçtu, beliniz incindi"

Sinirleriniz yıprandı, itişip kakışırken merdivenden yuvarlandınız"

Prostatınız azdı, nefes darlığı baş gösterdi"

Türlü hilelerle 'bizden' diyerek korunacağınızı umduğunuz GATA'ya sevkinizi sağladınız"

Fakat hukuk artık her yerde var"

Hukuktan kurtulamazsınız, sanık sandalyesine oturmaktan kaçamazsınız"

Onurunuzu yitirseniz de sanık sandalyesine oturacaksınız"

Siz darbecilerin, daha güçlü, daha mukavemetli ve işlediği suçu sahiplenecek kadar asil olmalarını beklerdim.

İnsan düşmanının mert, cesur ve akıllı olmasıyla da övünür.

Siz bu övüncü bizden mahrum ettiniz"

Bu hazin haliniz aklından "darbe" geçenlere ders olsun"

Sağlık taraması öneriyorum"

Siyasilere, rektörlere, paşalara ve doktorlara"

Kesite bakın ki darbe suçlamasıyla tutuklanan siyasiler, paşalar, rektörler ve doktorların neredeyse hepsi hasta çıktı.

Yani çürük"

Çürük adamlar askerlik yapamazlar.

Peki çürük ardamlar darbe yapabilirler mi?

Hayır"

Onlar toplumu kendilerine benzetmeye çalışırlar.

Yani toplumu çürütürler"

Önleyici hekimlik olarak hem darbecileri teşhis için, hem de darbecilerin tahribini önlemek için kapsamlı bir sağlık taraması gerek"

Ne demişler; bağlam kafa sağlam vücutta bulunur"

Ya çürüklerin kafası nasıldır?

Yeterince bulanık olsa gerek"

***

Sayın Başbuğ'a hatırlatma;

29 Nisan Çarşamba günü basın mensuplarıyla bir araya gelip "güncel konulara" değineceksiniz. Hakkınızdır, konuşun ama iki şeyi ihmal etmeden;

Bir; TSK'yı zan altında bırakan bir süreç yaşanıyor. Bu sürece açıklık getirin ve darbeler döneminin bittiğini ilan edin, darbeye teşebbüsten yargılanan sivillerle, muvazzaf ve emekli paşalarla aranızda hiçbir ilişki -insani ilişki de dâhil- olmadığını haykırın. Böylelikle siz onlardan uzak olsanız da onların sizi kullanma ihtimalini de bertaraf etmiş olursunuz.

İki; yeni düşmanlar icat ve ilan etmek yerine özeleştiri yapın, ETÖ'ye bulaşmış askerleri sorgulayın, karargâh evlerini sorgulayın, GATA'daki anormal durumu sorgulayın, kazılardan çıkan silahları, askeri malzemeyi sorgulayın" Toplumla, toplumun değerleriyle daha çok barışın, dikey değil, yatay ilişki geliştirin"

Sayın Başbuğ; bakış açınızı normalleştirin ki hepimiz normalleşelim.

Sizi dinleyen kitlelerin de tarih, sosyoloji bildiğini aklınızda tutun ve bu kez silahsız, içten konuşun"

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı