Taşlar zayi olmasın hem de ortadan kalksın diye kendi kendime bahçenin bir yerlerine duvarlar örerdim, aynı taşlardan kümes ve benzer küçük yerler yapardım. Tabii bahçenin doğal taşları bir birine benzemediği için hiç de kolay olmazdı. Hepsinden de önemlisi güzel olmazdı. Bazen kendi kendine yıkılır, bazen de dostlar “olmamış bu duvar” dedikleri için ben yıkardım.
Öyle ya, birbirine benzemeyen taşlardan duvar örmek kolay değil. İmkânsız mı? Hayır, imkânı var, bol miktarda çimento ve kum kullanıp taşları harcın içine gömeceksin, o zaman olur.
Bugünkü siyasi oluşumları da aynen benim duvarlara benzetiyorum, karşısına geçip ne zaman ve nasıl yıkılacağına bakıyorum. Birbirlerine hiç benzemeyen kişilerden veya partilerden oluşan ittifakların sonu kaçınılmaz olarak budur.
Fakat duvar örneğinde olduğu gibi bol miktarda kuvvetli harcın içine gömerseniz iyice yapışırlar ve o zaman yerlerinden kıpırdamaz olurlar.
Seçime kadar her gün siyasi gümbürtüler izleyip duracağız. Aslında gümbürtü olmaması mümkün değil. Yeni bir şey olmasa bile bu hafta sonu listelerin açıklanmasıyla birlikte olacakları bir görün. Sandalyelerin havada uçuştuğu aday tespit salonları sonra olacakların bir habercisi değil mi?
Özellikle millet ittifakı benim bahçe duvarının eline su dökemez durumda, ayakta kalması hiç mümkün değil. Bol çimentoyla ayakta kalmayı denese bu defa taban meselesi var. Tabanların mevcut yapıyı gönül rahatlığıyla kabullenmesi ve bunun böylece sürüp gitmesi imkânsızdır.
Bu arada göreceksiniz seçimlere kadar daha ne seccade vakaları patlak verecek. Çünkü bu bir istisna, yanlışlıkla oluvermiş bir şey değildir. Solun seccadeyle arası oldum olalı hiç iyi değildir. Bu ülkenin hayatında her zaman seccade olacağına göre solun başı beladan kurtulamayacak demektir.
Zavallı Kılıçdaroğlu’na gerçekten acıyorum. Adam kimi memnun etsin? Bir tarafta dindarlar, bir tarafta baş belası Muharrem İnce, bir tarafta Dinozor Kemalistler, bir tarafta LGBT, bir tarafta Kandil, bir tarafta Biden, bir tarafta Avrupa, bugüne kadar iyi idare etti, bugünden sonra ne yapar bilemem.