... Ve Cumhuriyet'in Sonu
Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'in yerine göz diktiğini gösteren başörtüsü kararıyla, ağır çekim darbede artık sona doğru yaklaşıyoruz
Ağır çekim darbenin amacına ulaşması için şimdi tek bir adım kaldı, AKP'nin kapatılması.
Şimdiden dünya bahis sitelerine düşmeye aday kapatma kararı için artık bahse konu olan kapatılıp kapatılmayacağı değil, kararın 9'a 2 mi 8'e 3 mü alınacağı.
Herkes yanlış biliyor. İçinden geçtiğimiz ağır çekim darbenin asıl hedefi 29 Ekim 1923'te büyük ümitlerle kurulmuş cumhuriyettir.
Bugüne kadar yalancı çobanların "cumhuriyet tehlikede!" çığlıklarını çok duydunuz. Ama bu kez Cumhuriyet sahiden de tehlikede, hatta kuruluşundan beri bu kadar tehlike altında olmamıştı.
Hedef bu kez sahiden Cumhuriyet'tir. Çünkü bu darbe, cumhuriyetin temeli olan halk egemenliğini, Cumhuriyeti kuran Meclis'i ortadan kaldırmayı istemektedir.
Siz bakmayın darbecilerin 'cumhuriyeti koruyoruz, cumhuriyeti seviyoruz' sözlerine. Onların cumhuriyet sevgisi "ya benimsin ya kara toprağın" gibi marazlı bir sevgidir.
Onların sevgisi çocukluğumuzun çizgi filmi karakteri Elmyra'nın kontrolsüz hayvan sevgisine benziyor. Cumhuriyeti o kadar çok sevmektedirler, cumhuriyete o kadar çok sarılmışlardır ki sonunda zavallı cumhuriyet nefessiz kalmış ve ölmüştür.
Anayasa Mahkemesi bu kararıyla sadece bir grup öğrencinin üniversitede okuması hakkını değil, belki daha da korkuncu Meclis'in yasama yetkisini de elinden almıştır.
İşte bu yüzden bu karar Cumhuriyet'in sonudur.
Bugün cumhuriyeti kuranlar cumhuriyeti rehin almış, ellerinde benzin bidonları "ya benimsin ya da kara toprağın" diye bağırıyorlar.
Ama sabret cumhuriyet! Birazdan demokrasi gelecek ve seni bu deli aşığın elinden kurtaracak.