Başbakanlık görevinden ayrıldıktan sonra ilk röportajını veren Ahmet Davutoğlu, “Siyasi sorulara cevap vermek için daha çok vakit var. Başbakanlığı bıraktım ancak siyaseti bırakmadım." dedi.
Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Davutoğlu, siyasi sorulara cevap vermek istemezken Medeniyetler ve Şehirler başlıklı bir kitabının çıktığını belirterek "bırakın bu seferlik sadece kitabı konuşalım" ifadesini kullandı.
Bundan sonraki planları ile ilgili bilgi veren Davutoğlu, çok az insana nasip olan bir tarihi şansın kendisine nasip olduğunu kaydederek “Yoğun bir teorik birikimden sonra devlet pratiği birikimim oldu. Bu tecrübeyi anlayan bir grup öğrenciyle çalışmalar yapmayı düşünüyorum” dedi. Davutoğlu, bundan sonra hayatının genel akışının İstanbul’da olacak,ğını, Meclis faaliyetlerinin gerektirdiği ölçüde haftada 1-2 gün Ankara’ya gideceğini söyledi.
“Başbakan olmamak nasıl bir duyguymuş? Siyasetin zirvesindeyken şimdi sade bir milletvekilisiniz. Boşluk hissediyor musunuz?” sorusuna ise Davutoğlu şu cevabı verdi:
“Herhangi bir vazifeyi ya da mesleği hayatınızın esası kabul ederseniz, ayrılınca boşluğa düşersiniz. Ama hayatınızın esasını anlam dünyanıza oturtmuşsanız, meslek ve makam sadece o anlam dünyasının bir parçasıysa, öyle hissetmezsiniz.”
Daha önce “Medeniyetlerin Ben İdraki” başlıklı bir makale yazan Davutoğlu, son kitabında da “ben idraki” ifadesini sık sık kullanıyor. Bundan neyi kast ettiği sorusuna verdiği cevap şöyle:
“Medeniyetlerin ‘ben idraki’nden kastım da medeniyet kurucu o idrakin oluşumudur. Mekke’den Medine’ye giden insanlar çok eğitim almış, büyük tarihi tecrübelerden geçmiş değildi. Sıradan insanlardı ama öyle bir idraki taşıyorlardı ki önce Medine’yi kurdular. Sonra Medine’yi örnek alan Kaşgar’dan Kurtuba’ya kadar bütün şehirlerin idrakini dokudular.”
Davutoğlu, İstanbul’da en sevdiği mekanları ise Süleymaniye ve Fatih civarındaki tarihi ortam; Eyüp Sultan’da güneşin doğuşu; Salacak’tan Topkapı Sarayı’na karşı gün batımı; Yahya Efendi Dergâhı ve Rumeli Hisarı’ndan Boğaz seyri olarak sıralıyor.