Günlük gazete tirajı toplamı 4 milyon 800.000 civarında. Yani 5 milyona yakın..
Basın İlan Kurumu gazete ilanlarını 10-20-50-100.000’lik dilimlere göre belirliyor..
Bir üst dilimden reklam pastasından pay almak için de gazeteler tirajlarını olduğundan fazla gösteriyor.. Bu ulusal mediada da böyle, yerel mediada da..
Yerel mediada zaten hiç dağıtılmayan gazeteler bu şekilde basın ilandan haksız ilanlar alıyorlar.. BİK bu konuda bir takım düzenlemeler yapmaya çalışıyor ama, durum ortada.. Naylon gazetecilik hem basın kartı, hem resmi ilan, hem de eskiden kâğıt tahsisi açısından önemli idi..
Gazete tirajları yüksek gösterilerek sadece basın ilan yolu ile kamu dolandırılmıyor, aynı zamanda özel sektördeki reklam verenler de kandırılıyor.. Daha basılıp dağıtılan ama okunmayan gazeteleri hiç hesaba katmıyoruz.. Hiç basılmayan, ama fatura edilen gazeteler var..
Size gerçeği söyleyeyim.. Bugünkü tirajların en az % 50’si şişirme.. Yani basılmayan gazete, dörtte biri ise promosyon.. Bedava dağıtılan gazete, reklam ve ideolojik slogan pazarlıyorlar.. Yani okunan gazete sayısı 1,5 milyonu bulmaz.. Basılan gazete sayısı da 2,5 milyonu bulacağından emin değilim..
Okunduğunu kabul ettiğimiz gazetelerin 500.000’i de kurumsal alım.. Havayolu şirketleri, kamu, uluslararası kuruluşlar, merkezi hükümet ve yerel yönetim, vakıf, dernek, sendika, oda, parti, otel vs. gibi protokol alımı. Geriye 1 milyon gibi bir rakam kalıyor..
İlk 5’in resmi tirajı 1,5 milyon zaten.. Gerçek tirajları 900.000 civarında. 100-200 aralığında 12 gazete var ve toplam tirajları resmi olarak 1.650.000 civarında. Bunların gerçek tirajları 600.000’i bulmaz. 50.000-100.000 arası 9 gazete var ve tirajları 450.000 gözükse de, gerçek tirajları 150.000 civarında.. Hepsi namus abidesi ya, % 90’ı bu kirli oyunun bir parçası değil mi?
10.000-50.000 arası 8 gazete var resmi tirajları 180.000.. Gerçekte 80.000 bile etmezler..
10.000 tirajın altında 5 gazete var, onlar da toplamda 30.000 gibi bir tiraj gösteriyorlar ama, tamamı 16.000 etmez..
Bazı gazeteler var ki, tamamen ideolojik. Yardım makbuzu gibi.. Bir şekilde abone sistemi ile dönüyor işler.. İdeolojik ve politik propaganda bülteni gibidirler.. “Sahibinin sesi” olan bir yayın politikaları var..
Sahi basın meslek kuruluşları neden bu olayın üzerine gitmiyor..
Bakın Basın İlanın verdiği ilanlar hedefine ulaşmıyor.. Bunlar artık internette yayınlansın yeter.. BİK sayfasına girip bakalım.. İlanlara insanlar, kişi, kurum, konu bazında abone de olabilir ve kısa mesaj olarak bu bilgiler, SMS ya da e-mail olarak adresine gönderilebilir.. UYAP gibi insanlar, kendilerini ilgilendiren resmi ilanlardan haberdar olurlar.. Basın da bunun özetini yayınlayabilir.. Niye o kadar dizgi, baskı, kâğıt maliyeti ödeyelim ki. Devlet de basına destek versin.. Açıktan para versin, hem ilan açısından, hem de kâğıt israfı açısından daha doğru bir şey yapılmış olur..
Devlet nasıl partilere hazineden para aktarıyorsa, basına da, radio, tv, gazete, dergi, hatta kitaplar için bir fon oluşturup destek verebilir.. Gazetede kâğıt, baskı, mürekkep maliyeti de düşeceği için hem hükümet olarak, hem de milli ekonomi açısından kârlı çıkarız..
Basın Bayramı kutluyoruz değil mi, basın meslek örgütlerimiz var, neden kimse bu gerçeğin üzerine gitmez. Basın olumsuzlukların üzerine gidiyor değil mi, peki herkesin gözünde çöp arayan basın, neden kendi gözündeki merteği görmez..
Bazı gazeteler psikolojik savaş merkezlerinin propaganda bülteni gibi.. Bazı gazeteler sahibinin sesi, bazı gazeteler 6. kol faaliyetlerinin Truva Atı gibi bir işlev görüyor sanki..
Bu iş herkesin bildiği bir sır sanki. Bile bile lades yapılıyor..
Devletin kendi de yapıyor bu iş aslında.. Resmi Gazete ve Ticaret Sicil gazeteleri neyin nesi mesela.. Bunlar dijital ortamda e-dergi, e-gazete olarak yayınlanamaz mı?
Devlet baba kalırsa dergilere de destek vermeli. Dergi ve kitap okurlarına da mesela..
Lise ve üniversitede öğrenci işlerinin onaylayacağı ve denetlenecek şekilde, uygun dergi ve kitap satın almalarda öğrenci lehine sübvansiyon uygulanmalı mesela. Hatta uygun film ve tiyatrolara, konserlere, fuar, müze ve diğer kültürel etkinliklere katılımında öğrenci lehine düzenlemeler yapılmalı ve bu tür organizasyonlara dolaylı destek sağlanmalı.. Dil ve meslek edinme, sanat konusunda da aynı yöntem uygulanabilir..
Bakalım media ucu kendine dokunan haksız ve usulsüz bir işlemin üzerine gidecek mi, bu işi örtecek mi, ya da kafasını kuma mı sokacak..
Bu işin, Anadolu’da kaçak elektrik ve su kullanandan ne farkı var Allah aşkına. Ya da Hazine arazisini yağmalayan arazi mafyasından.. Bakalım kamu müfettişleri, Sayıştay ya da savcılık bu yazdıklarım konusunda, kamu yararını gözeterek harekete geçecek mi?
Yoksa yazdığımla mı kalacağım.. Bunu zaman gösterecek.. Hemen söyleyeyim, bugüne has bir sorun değil. Bu hep böyle idi. Bu gün bir ölçüde durum kontrol altına alınmaya çalışılsa da haksızlık hâlâ devam ediyor.. Selam ve dua ile..
yeniakit