İstanbul Teknik üniversitesi (İTÜ) kuruluşunun 235. yıl dönümü dolayısıyla üniversitenin Ayazağa'daki Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde tören düzenlendi.
Törende, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Cihat Aşkın tarafından kurulan ''Aşkın Ensemble'' topluluğu kısa bir dinleti sundu.
Üniversiteyi anlatan film gösterisinin ardından konuşan Demirel, üniversitenin geldiği noktanın kendilerini sevindirdiğini ifade ederek, ''Çünkü biz buranın mensupları olarak başımız dik ve gururluyuz. Biz başarının adamlarıyız. Onun için de üniversitemizin hep başarılı olmasını her şeyden çok isteriz'' diye konuştu.
Demirel, İTÜ'nün çağdaşlaşmanın abidesi olduğunu ifade ederek, üniversitenin, Osmanlı İmparatorluğu'nun batıyla, ilim, teknoloji ve felsefeyle irtibat kurmasının başlangıcı olduğunu vurguladı.
Bugün mezuniyette 30, 40, 50 ve 60 yılını dolduranlara plaket verileceğini belirten Demirel, ''Mezun olanlara böyle plaket verilmesi güzel. Böylece yıllar öncesi hatırlanıyor. Plaket verme işi 50. yılda bitiyordu. 50. yılda dedim ki, '60'a çıkarın'. O da geldi kapımıza dayandı'' diye konuştu.
-20. YÜZYIL-
Süleyman Demirel, dünyada ve Türkiye'de 60 yılda neler olduğunun muhasebesini yapmak istediğini dile getirerek, 20. yüzyılın ikinci yarısının çok önemli hadiselerle dolu olduğunu, 20. yüzyılın başından beri hiçbir ülkenin yalnız olmadığını, her ülkenin bir diğerini etkilediğini anlattı.
Dünyanın ulaşım ve iletişim imkanlarıyla küçüldüğünü, neredeyse dünyanın bir uzay köyü haline geldiğini anlatan Demirel, artık dünyanın en ücra köşesindeki bir olayın her yerde duyulduğunu, uzak sanılan bir yerde yaşanılan küçük bir aksiliğin diğerlerini de rahatsız ettiğini söyledi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 60 yılda bilim ve teknolojide de büyük değişiklikler olduğunu, insanların daha çok birbirleriyle işbirliği yapma durumuna geldiğini ifade ederek, 1945-2005 arasında ortalama insan ömrünün 45 yaştan 65'e çıktığını, 60 yılda dünyanın 7 kez zenginleştiğini, nüfusun 4 kat arttığını dile getirdi.
Demirel, zenginliğin adil dağıtılmadığını ve zengin yoksul ayrımının meydana geldiğini, bunun da dünyanın en önemli sorunu olduğunu belirterek, artan nüfus ve yoksulluğun yanı sıra iklim değişikliklerinin de çok önemli bir sorun olduğunu söyledi.
Süleyman Demirel, 60 yılda Türkiye'nin çok şey yaptığını ama yeterli olmadığını kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:
''Türkiye'de 1950'de 4 milyon olan ev sayısı 18 milyona, 400 bin ton çimento 40 milyon tona, 1 milyon kilovat saatten az elektrik 36 milyon kilovat saate, 100 bin ton demir 14 milyon don demire, yüzde 30 olan okur-yazar oranı yüzde 90-95'e, 150 dolar olan milli gelir 7 bin dolara, 21 milyon olan nüfus 70 milyona, 3 olan üniversite 80 üniversiteye, 30 bin üniversite öğrencisinden 2,5 milyon üniversite öğrencisine yükseldi.
İğneden ipliğe her şeyi satın alan Türkiye, günümüzde otomobilden uçağa her şeyi yapıyor. Şimdi dünyada otomobil yapan ülkeler içinde 15. sıradayız. Türkiye, 192 ülke arasında 19. büyük ülke. Bu nasıl oldu? Bunda mühendisin ve mimarın hissesi var. Bunlar sizin eseriniz. Bu rakamları onun için verdim. Bu medeniyet, uygarlık mücadelesinde İTÜ'nün yetiştirdiği mimar ve mühendislerin katkısı var. Emeği geçenlere devletim adına teşekkür ediyorum.''
Demirel, şartların zorlaştığını, acımasız bir rekabet ortamı bulunduğunu dile getirerek, bu rekabet ortamında ancak bilgi, teknoloji, moral ve heves bakımından güçlü olanların ayakta kalabileceğini söyledi.
Mimar ve mühendislerin refahın teminatı, bir ülkenin fiziki kaynaklarının bekçisi olduğunu vurgulayan Demirel, mimar ve mühendislerden, ekoloji, ekonomi, teknoloji ve demografiyi düşünerek halkın kaynaklarını kullanmalarını istedi.
-OKUL YILLARI-
Demirel, okul anılarına değindiği konuşmasında, bir derse girmedikleri için mezun olamadıklarını, o dersi yeniden okuduktan sonra diploma almaya hak kazandıklarını anlattı.
1948 mezunları arasından çok parlak kişiler çıktığını belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunlar hep birbiriyle gururlanan, birbirini seven insanlar oldu. Bu sınıftaki hepimiz bugünkü ipi göğüsleyemedik. Bazı arkadaşlarımız hakkın rahmetine kavuştu, ebediyete intikal etti. Huzurunuzda bu arkadaşlarımın hepsine rahmet diliyorum. Ama buraya gelen arkadaşlarımı da kutluyorum. 60 yıl bu ülkeye hizmet etmiş olmanın mutluluğu içindeyiz. Eğer 60 yıl daha ömrümüz olsaydı, onu da bu ülkeye verirdik. 60 yıl içinde şunu gördük ki, 60 yıl hepimizi değiştirdi. Şeklimizi, şemalimizi de değiştirdi, fiziki yapımızı değiştirdi. Yaşlanmadık demek mümkün değil. Aslında yaşlandık demek o kadar da gocunacak bir şey değil. Ama ihtiyarlığı bir türlü kabul etmiyoruz.
Bizim sınıfta siyasette de çok başarılı arkadaşlarımız oldu. Siyaset çok zor bir iştir. Başarı her zaman mümkün değildir. Bazen başarırsınız, bazen başaramazsınız. Başardığınız zaman alkışlanırsınız, başaramadığınız zaman kaşlar çatılır. İşte kaşlar çatıldığı zaman arkadaşlarınız, dostlarınız üzülür. Sanki kendilerine kaş çatılıyormuş gibi olur. Ben, sanıyorum ki, epeyce arkadaşlarımı üzdüm ama sevindirdiğim zamanlar da olmuştur. İkisini beraber mütalaa edin. Üzdüğüm arkadaşlarımdan özür diliyorum ama şurada bulunmaktan, 60 yıl Türkiye'ye hizmet etmiş, kaynağının tümünü Türkiye'ye yatırmış bir insan olarak aranızda olmaktan, sizin arkadaşınız olmaktan gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.''
-REKTÖR KARADOĞAN-
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan da, 1944'ten başlayarak tüm güçlerini ülke kalkınmasına yönlendiren İTÜ'lülerin, bu ülke için büyük başarılara imza attıklarını, koşullar denk geldiğinde de yurt dışına açılarak önemli girişimlere imza attıklarını söyledi.
İTÜ'nün 340 laboratuvarı, 1650 dolayındaki doktora, 4 bin 650 dolayındaki yüksek lisans çalışması ile hızla gelişen ve içinde daha çok yaşanılmak istenilen yerleşkeleri ile hedefe yaklaştığını ifade eden Karadoğan, ''Eğitimden ödün vermeyen İTÜ'nün gerçek araştırma ve geliştirme gücünü ülkemiz için oluşturma yarışında, mezunlarımız da paylarına düşeni gecikmeden yapmalıdır, yapacaklardır. İçinde bulunulan araştırma ve geliştirme yarışı ülkelerin artık var olma yarışıdır. Önemli bir ücret ödemeden okumuş oldukları üniversitelerine İTÜ'lülerin nakdi ve ayni yardımları her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. İTÜ katkılarınızı bekliyor. İTÜ Araştırma gücünü sizlerle katlayacaktır'' dedi.
Konuşmaların ardından Rektör Karadoğan, Berlin Teknik Üniversitesi Jeodezi ve Dengeleme Teknolojileri Bölümü öğretim üyesi olan Prof. Dr. Habil Lothar Gründig'e ''fahri doktora'' beratı sundu.
-PLAKET TÖRENİ-
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Karadoğan, daha sonra İnşaat Fakültesi'nden 1948 yılında mezun olan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e 60. yıl plaketini verdi. Süleyman Demirel de, 20 sınıf arkadaşına plaketlerini sundu.
Makine Mühendisliği bölümünden 1948 yılında mezun olan ve törene katılmayan eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'a plaketinin daha sonra iletileceği ifade edildi.
Törende, İTÜ Mustafa İnan Kütüphanesi'ne yaptıkları katkılar dolayısıyla yüksek makine mühendisleri Eser Tümen, Keskin Keser, Orhan Öcalgiray ile Ayazağa Yerleşkesinde yapılmakta olan öğrenci yurtlarına yaptıkları katkı dolayısıyla da yüksek mühendis ve mimar Fehamettin Akıngüç'e ''Gümüş Arı 2008'' plaketleri verildi. Ayrıca, kütüphaneye yaptığı katkıdan dolayı yüksek mühendisler Ülkü ve Ersin Arıoğlu'na da plaket sunuldu.
Mezuniyetinin 60. yılını dolduran Haluk Turan ise oğulları Haldun Turan (1976) ve Cengiz Turan (1978) ve torunu Merve Turan'ın da (2008) aynı üniversiteden mezun olması dolayısıyla ''3 kuşak İTÜ'lü'' ödülü aldı.