Başbakan Erdoğan, Malatya'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine hitap etti. Erdoğan, demokratikleşme paketiyle ilgili, "Büyük ihtimalle ayın son günü, sanıyorum pazartesi günü Ankara'da bu açıklamayı yapacağız" dedi.
Muhalafet yönelik ağır eleştirilerde de bulunan Erdoğan, isim vermeden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na "Sofrada elinin sohbette dilini kısa tut" sözüyle göndermede bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
Malatya bu eserleri bu hizmetleri ziyadesiyle hakkediyor. Çok daha fazlasını hakkediyor. Biz de Malatya için eser üretmeye devam edeceğiz. Malatya'ya bir söz vermiştim. Nüfusun 750 bini geçmesi durumunda Malatya'nın da büyükşehir olacağını ifade etmiştim. Malatya 750 bin sınırı geçti. Çıkardığımız kanunla Malatya'yı da büyükşehir statüsüne kavuşturduk. Bundan önce burada valilik var mıydı? Vardı. Belde belediyeleri var mıydı? Vardı. Ama büyükşehir belediyesi yoktu. Herkes yapılması gerekenler konusunda suçu birbirine atıyordu. Şimdi yolda gelirken yine önümüze çıkanlar yolla, suyla, toplu ulaştırmayla çıktılar.
VALİ KARDEŞ KUSURA BAKMA
Büyükşehir belediyesinin neden önemli olduğunu anlatabiliyor muyum. Burası yıllar önce büyükşehir belediyesi olsaydı bu sorunlar yaşanmayacaktı. Valinin, kaymakamın oy gibi derdi olmadığı için rahat. Yapsam ne yazar yapmasam ne yazar diyor. Siyasetçinin bu derdi var. Vali kardeşim kusura bakmasın. Siyasetçinin vatandaşın oyuna ihtiyacı var. Eğer bu hizmeti götürürse oy isteyebilir.
BÜYÜK GÜN 30 EYLÜL
Demokratikleşme paketini 30 Eylül Pazartesi günü Ankara'da kamuoyuna açıklayacağız. Demokratikleşme konusunda bizim çekincemiz yok. Kurulduğumuz andan bu yana yasakların karşısında olduk. Özgürlükleri genişlettik. Paket açıklandıktan sonra istismar siyaseti yapanlar olacaktır. Muhalefet partilerinin temsilcileri çıkıp değişimin önüne set çekmeye çalışacaklardır.Bizim gizlediğimiz paket yok. Bu paket kimi alanlarda yasal düzenleme kimi alanlarda yönetmelik değişikliği gerektiriyor. Paket açıklandığından itibaren belli konular Meclis'e gelecek ve nihayete erecek.
GELİN ANAYASAYI YAPALIM
Bizim 326 milletvekilimiz var. Biz üzümü yiyelim diyoruz. Bağcıyla işimiz yok. Gelin anayasayı yapalım. Dediler ki 'sizin sayınız fazla.' Dedik ki bizim öyle bir derdimiz yok. Eşit sayıda yapalım. Bundan daha iyi bir yaklaşımız nasıl yapacağız? Meclis Başkanına dedim ki 'Sayın başkan üzerinde mutabık kaldığımız kaç nmadde var. 48, 49 madde. Meclis tatile giriyor. Ben arkadaşlarımıza diyeceğim ki 'Tatil yapmayacaksınız. Diğer siyasi partilere de söyleyin kalan kısımlar da bitirilsin, yeni yasama yılına bitirerek girelim.' Hemen manevra yaptılar. Niye? Bunların işi gücü ipe un sermek, iş bitirmek değil.
Zaten bu maddelerin çoğu işe yaramaz dediler. Bu ifade kullanılır mı? Bu kendinize de yaptığını çalışmaya da saygısızlıktır. Biz Türkiye'nin önünü açan Türkiye'yi daha üst seviyelere taşıyan bir paket hazırladık. Belli illerimizde çok kirli bir tezgah uygulamaya sokulmak isteniyor. Adıyaman'da olduğu gibi Malatya'da Alevi kardeşlerimiz istismar edilmek isteniyor. CHP'nin Genel Başkanı ve bazı milletvekilleri Alevi vatandaşlarımızı tahrik etmek suretiyle bayat bir senaryoyu hayata geçirmeye çalışıyorlar.
EMNİYETE SALDIRI
Dün Ankara'da emniyet binasın saldırı düzenlendi. AK Parti binasına da aynı terör örgütü ve aynı eli kanlı kişi saldırdı. Hamdolsun roketler duvarlara isabet etti ve yaralanan olmadı. İşte CHP bu örgütle kol kola eylem yaptı. Hassas meseleleri kaşıyorlar. Gözünü kan bürüyenler var. Bir milletvekili eline taş alır mı? Sandıktan umudunu kesti bunlar. Sokakta eylemlerde umut arıyorlar.
VEKİL ELİNE TAŞ ALIR MI?
Halkın derdini hiçbir zaman dert edinmediler. 'Bunlar işe yaramaz maddeler' dediler. Anayasa maddelerini için böyle bir şey söylenebilir mi? Demokratikleşme paketiyle Türkiye'yi bir üst sınıfa taşıyan bir paket hazırladık. Bakın bir süredir belli illerimizde çok kirli bir tezgah devreye sokulmak isteniyor. Geçen hafta bunu Adıyaman'da söylemiştim. Malatya'da alevi kardeşlerimizin duygularını istismar etmeye çalışıyorlar. CHP'nin bazı eli kanlı terör örgütleriyle nasıl iç içe olduğunu görmelerini istedik. Dün Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü binasına ve polis evine saldırı düzenlendi. İşte Taksim'de CHP ile bu örgüt yan yana kol kola eylem yaptılar. Ankara'da ODTÜ'de CHP ile bu kanlı örgüt birlikte eylem yaptılar. Bakıyorsunuz barikatların en önünde CHP milletvekilleri var. Sorumluluğunu, kimliğini unutup eline taş alanlar var. Milletvekili eline taş alır mı? Alıp polise atar mı? CHP Genel Başkanı barıştan bir şey anlıyorsa bunu gitsin Esad'a anlatsın. CHP Genel Başkanı barış kavramını birden bire hatırladı. Suriye'de çocuklar katledilirken katliam lafını, barışı ağzına almıyordu. Mısır'da darbe yapıldığında Mısır halkı sokakta katledildiğinde CHP Genel Başkanı barış kavramını ağzına almıyordu. Reyhanlı katillerini kendilerine rehber edinenlerden barış hasıl olmaz.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK NE DEDİ?
Çanakkale'de bize saldıranlar Haçlı zihniyeti değil miydi. Bizim yanımızda kimler yer aldı. Suriye'deki Afganistan'daki kardeşlerimiz bizim yanımızda yer aldı. Balkanlar geldi bizim yanımızda yer aldı. O Haçlı zihniyeti bize saldırdığında 'Yurtta sulh cihanda sulh' mu dedik. Bu sözün sahibi olan Gazi Mustafa Kemal ne dedi? 'Size ben ölmeyi emrediyorum' dedi.
Biz Malatyalı Battal Gazi'nin torunlarıyız. CHP Genel Başkanı bizimde bu aziz milletin de kim olduğunu öğrenmek istiyorsa Şam'ın Kahire'nin sokaklarında bizi sorsun, kim olduğumuzu öğrenir.
CHP'nin Genel Başkanı çıkmış diyor ki, biliyorsunuz helikopter düşürüldü, 'Başbakan gaz alıyor' diyor. Bu ifade kullanılır mı. Bizim sınırlarımızı 2 km geçeceksin, ve geçtiğin halde uyarılar alacaksın, ihlali devam ettireceksin…Sen o şansı kaybettin.
Çünkü biz mayınları temizle hazırlığında olduğumuz zamanda aramızdaki kardeşliği yok ettin. Kim ne derse desin, Zulme rıza zulümdür. Malatya'nın güzel bir öğüdü var. 'Sofrada elinin sohbette dilini kısa tut' diye… Ben bu öğüde uyarak konuşmamı tamamlamak istiyorum.