Kongrede Yahudilerin temsili her zaman yüksek bir oranda gerçekleşmiştir. Kasım 2006’da seçmenler 30 Yahudiyi Kongre’ye gönderdi. Bunlardan biri hariç hepsi Demokrattı. Senato’da seçilen 13 Yahudi senatörün ikisi hariç diğerleri yine Demokrattı. Anketlerden çıkan sonuca göre Yahudi seçmenler yaklaşık 1’e 5 oranda Cumhuriyetçilere karşı Demokratları seçti.
Bu rakamlar da gösteriyor ki Demokrat Parti içinde her zaman büyük olan Yahudi etkisi bugün de varlığını koruyor. Ama seçim politikası mantığına göre partiler, oylarını garanti gördükleri bir kesimin taleplerini gözardı edebilir. Bu durum Yahudi seçmenler ile Demokrat Parti arasındaki ilişkide artan bir şekilde görülebilir. Bu eğilime, partinin içinde İsrail karşıtı bir grubun ortaya çıkmasına hoşgörü gösterilmesi, bir kanıt olarak gösterilebilir.
Bu İsrail karşıtı grubun oluşmasının arkasındaki önemli bir faktör, Amerika’daki Müslüman nüfustaki artış. Rakamların sıkça tartışılmasına ve abartılmasına rağmen, en doğru göstergelerde Müslüman nüfusun iki milyon civarında olduğu görülüyor. Tartışmalı olmayan şeyse, Müslümanların Amerikan nüfusunun en hızlı büyüyen gruplarından biri olması ve gelişen Amerikan siyasal hayatında gücünü arttırması. Bu durum özellikle, anti-Semitik İslam Ulusu (Nation of Islam) lideri Louis Farrakhan’ın eski yardımcısı Keith Ellison’un Kongre’nin ilk Müslüman üyesi seçildiği Demokrat Parti’de geçerli.
Refleksif olarak İsrail karşıtı olan Amerikalı Müslümanlar ile İsrail karşıtlığı yükselen Demokrat Parti arasında ortak bir bağlantı noktası var. Bu grup içinde, özellikle aktif bir unsur olan Kongre Siyahlar Grubu, Kalifornia’dan Ron Dellums ve Maxine Waters, Georgia’dan Cynthia McKinney ve Alabama’dan Earl Hilliard gibi radikal isimleri bünyesine katmış durumda.
Siyahlar Grubu yalnız değil. Diğer Demokratlar da Amerikan Yahudilerine ve İsrail’e karşı olumsuz tavır takınıyor. Virginia’dan James Moran’ın en bilinen beyanı bu konuda iyi bir örnek: “Amerikalılar, eğer Yahudi topluluğunun güçlü desteği olmasaydı Irak’la savaşa girmezdi.” Winconsin’den David Obey ve Batı Virginia’dan Senatör Robert Byrd de Amerikan’ın İsrail’e olan yardımına tutarlı bir şekilde karşı. Eski başkan Jimmy Carter da İsrail karşıtı gruba katıldıktan sonra son zamanlarda Gazze’de Hamas’ın kanlı yönetimini savunuyor. Bir başka kanıt olarak da Hamas’a yardım toplayanlara karşı açılmış bir davada Federal savcı tarafından “hüküm giymemiş komplocu” olarak nitelendirilen Amerikan İslami İlişkiler Konseyi (CAIR) gibi radikal İsrail karşıtı gruplara etkin Demokratların verdiği destek gösterilebilir.
Benim bu gerçekleri anlatmaktaki amacım kesinlikle Cumhuriyetçi Parti’nin İsrail ve Yahudi seçmenlerle ilgili sorunlardan bağımsız olduğunu söylemek değil. CAIR son zamanlarda Cumhuriyetçi Parti tarafından da benimseniyor ve Parti’nin içinde de İsrail karşıtı sesler yükseliyor. Ama en önemli gerçek şu ki, Demokrat Parti siyasi anlamda daha İsrail düşmanı öğelere sahip bir konumda ve bazı şeyler yeni yeni gün yüzüne çıkıyor. Gerçekten bu, bir zamanlar İsrail karşıtı duruşun aforoz olarak görüldüğü bir partideki değişimi gösteriyor.
(Haaretz, 29 Temmuz 2007, Shmuel Rosner)
Ekopolitik.org