CHP lideri Baykal, 6. dalga diye nitelendirilen son Ergenekon operasyonu için ortaya koyduğu tepki ile büyük şaşkınlık yarattı. Baykal'ın son gözaltılardaki aşırı gerginliği, Turan Çömez görüşmesinden Eruygur mitinglerine kadar bir dizi ilişkiye bağlanıyor.
CHP lideri Deniz Baykal, Ergenekon terör örgütüne yönelik 6. dalga operasyondan sonra herkesi hayrete düşürecek söylemlerde bulunmaya başladı. Bu operasyon kapsamında daha önce çeşitli operasyonlar yapıldı, yüzlerce kişi sorgulandı, 49 kişi tututlandı. Anacak Baykal, son operasyondan sonra inanılmaz tepkiler verdi, destek turlarına çıktı, sert açıklamar yaptı, soruşturmayı yürüten savcı hakkında ağır ithamlarda bulundu.
ENDİŞENİN KAYANAĞI NE
Baykal'ın, telaşlanması ise Turan Çömez'le yaptığı görüşmler ve Şener Eruygur'a mitinglerde verdiği destek ile Hurşit Tolon'un gözaltına alınmadan önce CHP'li Şahin Mengü'yü aramasına bağlandı. Baykal'ın son operasyonda gözaltına alınan kişilerle iyi ilişki içinde olduğu biliniyor. AKP'den ihraç edilen eski milletvekili Turan Çömez'in CHP lideri Deniz Baykal ile görüşmesi siyaset kulislerinde merak uyandırmıştı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'le yemek yedikten bir kaç gün sonra Baykal'la buluşan Çömez, bu görüşmenin nedenini "Baykal'a Ortadoğu politikaları ve özellikle Latin Amerika solu ile ilgili analizler ve değerlendirmeler sunmak" olarak açıklamıştı.
Baykal, darbe hazırlığı iddiası ile o dönemde de gündemde olan Şener Eruygur dahil üç komutanı "Köşk seçimleriyle ilgili" aynı gün peş peşe kabul etmişti. Eruygur, Baykal'dan 14 Nisan'daki miting için destek istemişti.
AVUKATLIĞA SOYUNDU
Doğan Grubu'na da mesaj gönderen Baykal, "demokratik süreçleri, hukuku beklemeyi, çekingenliği bırakın devreye girin" diye konuştu.
Baykal, operasyonda gözaltına alınan şahıslar hakkında da övgü dolu konuşmalar yaptı.
NTV televizyonunda soruları yanıtlayan CHP lideri, AK Parti'nin, "Baykal zanlıların avukatlığına mı soyundu" şeklindeki değerlendirmesinin hatırlatılması üzerine, "Savcısı Başbakan ise Baykal da avukatı olur" karşılığını verdi. Ergenekon turuna çıkarak, operasyon kapsamında gözaltına alınan şahısların kurumlarına destek ziyaretinde de bulunan Baykal, Ergenekon'a ilişkin ididaları ise "Deli saçması, Aziz Nesin'lik hikaye" olarak nitelendirdi.
Suçlamaları beğenmedi
Ergenekon'un planladığı eylemler için, "Bunlar gerizekalıların bile inanmayacağı işler" yorumunu yapan Baykal, "Muhalefet hiç kuşku yok mağdurların mazlumların avukatıdır, hakkı yenenlerin, bu benim onurumdur. Davanın savcısı Başbakan ise avukatı da Deniz Baykal olur elbette, ben de konuşurum" diye konuştu. Ergenekon hakkında ileri sürülen her iddiayı savunan CHP lideri, "7 Temmuz'da mitingler yapılacak, cinayetler işlenecekmiş. Allah Allah, bu deli saçması Aziz Nesin'lik hikaye. Abuk sabuk işler, masal bunlar" dedi.
Ya yanılıyor ya çarpıtıyor
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan 27 el bombasının bulunduğu günün hemen ertesinde imha edildiğini ileri süren Baykal, bu ifadeleri niçin kullandığı anlaşılamadı. Söz konusu bombalar, ele geçirildikten 5 ay sonra ilgili incelemeler ve raporlar sonucu imha edildiği, emniyetin kayıtlarında açıkça bulunuyor. Baykal, "12 Temmuzda galiba Ümraniye'de bomba bulunmuş, 13 Temmuzda imha edilmiş. Böyle bir şey olur mu? Delil, en önemli delil" değerlendirmesini yaptı. Bu konuları TBMM gündemine getirip getirmeyeceklerinin sorulması üzerine de Baykal, önce davanın iç yüzünü herkesin anlamasının sağlanması gerektiğini, Meclis'te herkesin üzerine düşen görevi yaptığını, bundan sonra da yapmaya devam edileceğini kaydetti. Baykal, "Şimdi şu anlaşılıyor ki bu olay başından beri Başbakan'ın şahsi davası haline gelmiştir. Benim samimi kanaatim bu. Başbakan, bu konulara herhangi bir başbakanın göstermesi gerekenin çok ötesinde özel ilgi göstermiştir" dedi.
Derin komplo denilmesinden rahatsız
Alparslan Arslan'ın gerçekleştirdiği ve bir üyenin ölümüne 3 üyenin de yaralanmasına yol açan Danıştay baskınına "derin komplo" denilmesinden de rahatsız olan CHP lideri şunları söyledi: "Yani şeyden önce yaşanmış olan bu Danıştay cinayetinde Başbakan çıkmıştır ve demiştir ki derin bir komplo var demiştir. Bu o yakalanın işlediği cinayet değil arkasında birileri var. Onlar bizim iktidarımızı tahrip etmek için bunu yaptırdılar ben bunu biliyorum, bunu ortaya çıkaracağım demiştir. Sen Başbakansın bırak bunu dava kendi içinde götürsün. Baktılar sonra ağır ceza mahkemesi karar verdi bu bireysel bir olaydır Danıştay'ın aldığı karara tepki gösteren birisi kendi başına harekete geçmiştir dedi ve ailesi de bunun böyle olduğunu teyit etti bir sorun yok. Ama başbakan hala bunun bir derin komployla ilgili olduğu iddiasında. Derin komployu bulamadı sonra Ümraniye'deki bu imha edilen bombalar yakalandığı zaman bunun o hale dönüştürülmesi için özel gayret gösterdi."
TCK'yı ihlal suçu işliyor
Yargıtay eski Savcısı Ahmet Gündel, CHP lideri Deniz Baykal'ın, Ergenekon soruşturmasına yönelik sözleri ile Türk Ceza Yasası'nın 288.maddesinin ihlal ettiğini öne sürdü. Gündel, "Sayın Baykal adil yargılamayı etkileme suçu işledi. Bir konuda bir soruşturma açılmışsa ya da o konuda yargılama sürüyorsa, o konuyla ilgili yargıyı veya soruşturmayı etkileme yönünde yayın yapılamaz. Burada iş soruşturma aşamasında olduğu için Baykal'ın açıklamaları savcıyı etkilemeye yöneliktir" dedi.
TCK'nın, "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" başlığını taşıyan 288'nci maddesi şöyle: "Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hâkim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
YENİ ŞAFAK