CHP’de derin hesaplaşma devam ediyor. Ve bu kavganın bugünden yarına da bitmesi beklenmiyor. CHP’nin solcuları, Alevicileri, Kemalistleri, Ulusalcıları, gelenekçileri, yiyicileri hepsi ayrı bir âlem. Önder Sav’ın epey zamandır sesi çıkmıyor. O mutlaka bir iş üzerindedir. Her partide bir Çerkez lobisi var. Çerkezler arasında komitacı olanlar da vardır. Çerkezlerin kendi aralarındaki bu tip adamlar arasında da sıcak bir temas vardır derler. Artık tarikat ve hemşeri lobilerinde de bu tür adamlar yok değil. Tek örnek Çerkezler de değil, Gürcüler, Arnavutlar, Kürtler, Araplar, say sayabildiğin kadar. Perşembe listeler, mesai bitimine az bir zaman kala Genel Merkeze verilecek. Öyle son dakika istifa hesapları da boş. Çünkü o konuda yargı kararı var. Bir kez imza attığınızda o bir hüküm oluşturuyor. Rücu hakları yok. İtiraz edecek olurlarsa tartışma daha da uzar, kriz daha da derinleşir, sonunda olacak olan olur. CHP’de kongre için geri sayım başlamış durumda. Eğer uygun bir genel başkan adayı bulamazlarsa seçime Muharrem İnce ile giderler. İlk kongrede kim gelecekse o gelir. O zamana kadar da İnce ile idare ederler. Güçlü bir genel başkan yardımcısı ve güçlü bir genel sekreterle vaziyeti kurtarmaya çalışırlar.. Artık İnce’ye Tekel yasağı filan getirirler. Çevresindekilere dikkat ederler, yalnız bırakmazlar, olur biter. Kılıçdaroğlu’ndan daha kötü olacak hali yok ya. Bunca yıl Kılıçdaroğlu’na dayanan bir parti İnce’ye mi dayanamayacak. CHP kongreden sonra daha fazla yıpranmadan seçime gitmek için erken bir seçime razı olabilir.. CHP kongresi, İyi Parti kongresi ve erken bir seçim, hatta AK Parti kongresi, hepsi birbirine bağlı.. Önder Sav eğer CHP’ye ağırlığını koyacak olursa, herhalde partiyi Alevici ve Kürtçülerden temizlemek isteyecektir. Alevi ve Kürt olmak, elbette sorun olmayacak, ama Alevici ve Kürtçü olmak, HDP ile kol kola girmek konusunda parti daha isteksiz davranacaktır. Buna karşılık parti daha merkeze kayacaktır gibime geliyor. Öyle katı Ulusalcı, Laikçi bir tavır da sergilemeyecekler.. Uçlarda dolaşan bir parti değil, ağırlığı merkezde toplayan bir CHP. Yoksa onlar da gördüler ki, CHP bölünecek ve daha sonra da dağılacak.. O yaşlı ve sol muhafazakârların ağlama duvarına ya da asabi, kavga edecek adam arayan kabadayı tiplerin bitirimhanesine döndü. Herkesle her adam ağız dalaşına girmeye hazır bir sürü adam dolaşıyor ortalıkta. Sahi, dün Cumhurbaşkanlığına aday gösterdikleri İnce’ye bugün ne diyorlar, bakar mısınız! Habertürk TV’de Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu Türkiye’nin Nabzı programına bağlanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, kendisinin CHP›de gizli bir karar merkezi olduğuna yönelik ifadeler kullandığını söyleyen Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç için söylediklerini okudunuz mu? Şaban Sevinç›le görüşen gazeteci Sevilay Yılman›a Sevinç Halk TV genel Müdürü, Özkan’ın kendine CHP’de derin bir yapı olduğunu, kararların dışarıda alınıp, Kılıçdaroğlu tarafından parti kademelerinde resmileştirildiğini söylediğini söylüyor. Sevinç iddiasında ısrarcı. Sevilay Yılman’ın aktardığına göre, Sevinç, Tuncay Özkan’ın kendisine partinin karar organları dışında bir karar merkezinin olduğunu ve bu merkezin önemli kararlar aldığını, bu kararların da genel başkan tarafından onaylandığını söylüyor. Hep bir derin devletten söz ediyoruz ya, burada da “derin bir parti” iddiası var. Derin devlet derken, arkasında ABD, Süper NATO, İngiltere, İsrail ve Vatikan’ın varolduğu bir yapıdan söz edilir genellikle. Derin devlet aslında uluslararası sistemin Truva atıdır. Derin CHP de öyle bir şey olsa gerek. CHP öyle iddia edildiği gibi Kuva-yı Milliye ve Müdafa-yı Hukuk’un devamı değil, İttihat Terakki’nin siyasi kanadının devamıdır. Her zaman derin bir parti olmuştur. O hâlâ “Cumhuriyetçi” parti değil, “Cumhuriyet” Partisidir. CHP’yi Kılıçdaroğlu mu yönetiyor, Kılıçdaroğlu’nun lobisi mi? Birileri “Beykoz Konakları lobisi”nden söz ediyor, bir başkası “Gökkafes lobisi”nden söz ediyor. Kimine göre CHP’nin kara kutusu “Erdoğan Toprak”tır. “Gürsel Tekin” dedim, birisi CHP’de “delege ağalığı”ndan söz etti. Önder Sav dedim “eskidendi” dedi, bir başkası derin ilişkiler içinde olan başkalarından söz ettiler. Rivayetler muhtelif olsa da CHP içinde kuyruğu birbirine değmeyen 40 tilkinin dolaştığı bir Pandarosa kutusuna dönüşmüş durumda. Sahi CHP bölünür ve içindekiler dışarı çıkar da dağılırsa, bu memleketin hali nice olur. Bunlar gittikleri yerde rahat durmazlar. Köşelerine çekilip duracak tipler de değil bunlar. CHP gibi Cumhuriyet Gazetesi de aynı derin güçlerin sözcülüğünü yapıyor sanki. Bunların başına bir iş gelecek olursa peşlerine taktıkları o kadar STK, sanatçı, gazeteci, akademisyen ne yapacak merak ediyorum. CHP; FETÖ’cüler gibi, BÇG’liler gibi özgül ağırlığı yüksek bir hareket. Sonuç ne olursa olsun CHP için yolun sonu. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kongreye gitseler de, gitmeseler de, genel başkan değişse de değişmese de durum değişmeyecek.. Sonunda keskin sirke küpüne zarar verdi. CHP miadını doldurdu. Dayandığı kavramlar ve kurumlarla birlikte çöküyor. CHP bugünkü haliyle Türkiye’nin en muhafazakâr partisi. Yaptığı tek şey var, kriz çıkartmak. En iyi bildiği şey bu. Artık toplum bundan bıktı, usandı. Yenilgiye de doymuyorlar. Sözde “aydın”lar, “çağdaş”lar, ama durum ortada. CHP ölmüş de ağlayanı yok. Selam ve dua ile. Yeniakit