7 Haziran’dan beri, diyorlar ki;
“Millet iradesi böyle istedi!
Millet, uzlaşma istedi.
Millet koalisyonu işaret etti.”
Hangi millet iradesi?..
CNN International’ından BBC’sine, New York Times’ından The Guardian’ına kadar bütün dünya medyası ve “yerli işbirlikçileri” tarafından yürütülen “algı operasyonu” ile “yönlendirilen” irade midir “millet iradesi?”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun herhangi bir “köy”ünde “toplam 165 seçmen” varken, “kullanılan oy” sayısı “168”, geçerli oy sayısı da 168iken, “HDP’ye 171 oy çıkıyor” ise; bana hiç kimse “millet iradesi” falan demesin!..
KİM İSTER KOALİSYONU?
Ne yani;
Millet mi istedi “koalisyon”u?..
Millet mi istedi “partilerin uzlaşmasını” ve bir “ortaklık” kurmasını?..
Millet mi istedi;
“AK Parti-CHP koalisyonu”nu?..
Millet mi istedi;
“AK Parti-MHP koalisyonu”nu?..
Sorarım size;
“Hiçbir koalisyonda yer almayacaklar” ise, dahası; “hiçbir parti onlarla ortak olmak istemiyor” ise, HDP’ye niye oy verdi bu millet?..
İşte, tablo ortada...
MHP; 7 Haziran akşamı ne dediyse, dün aynısını tekrarladı...
“Davutoğlu ile 100 dakika süren görüşme”nin ardından kulislere yansıyan bilgilere göre; MHP’li kurmaylar demiş ki;
“Biz koalisyona kapalıyız!.. Siz, CHP ile koalisyon kurun!..O da olmazsa, seçime gidelim!”
Hele söyleyin bana;
Millet bunu mu dedi MHP’ye?.. Millet; “Ben sana Anamuhalefet görevi verdim... Bırak; koalisyonu, AK Parti ile CHP kursun!.. Onlar da anlaşamazlarsa erken seçime gidilsin” mi dedi MHP’ye?..
Bunun için mi;
“Yüzde 16 oy verdi?”
CHP İLE MÜMKÜN MÜ?
Farzedelim ki; millet “koalisyon” istedi, hem de “Aydın Doğan Medyası”nın dediği gibi “büyük koalisyon”(!) istedi ve dedi ki; “CHP ile koalisyon kurun!”
Peki;
AK Parti, Suriye, Mısır ve Filistin meselelerini “namus meselesi” sayarken, hiç kimse “Sisi’nin darbesi”ne darbe diyemezken “Mısır’daki darbe”ye“darbe” diyen bir AK Parti; “CHP’li milletvekilleri”nin Şam’a giderek,“Diktatör Esed” ile “Şam hatırası” bir fotoğraf çektirdiklerini bile bile, CHP ile koalisyon mu kuracak?..
Millet bunu mu istedi?..
MAHKEMELERDEN 3 KARAR
Devam edelim sormaya...
Ama önce “3 haber”den kesitler sunayım:
11 Haziran günkü haber:
l “3. Köprü’nün bağlantı yollarının Beykoz ve Sarıyer Rumeli Feneri’ndeki Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesinde yer alan geçişlerine ilişkin imar planı 8. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Mimarlar Odası ile Şehir Plancıları Odası’nın açtığı davada, mahkeme Kuzey Marmara Otoyolu’nun bu bölgeye ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2013’te onaylanan 1/5000’lik plan tadilatını hukuka aykırı buldu.”
Bu da, 17 Haziran tarihli gazetelerde yer alan bir haber:
l 8. İdare Mahkemesi’nin 3. Köprü Projesiyle ilgili aldığı ‘iptal’ kararının ardından, bir önemli gelişme de 3. Havalimanı Projesi’nde yaşandı. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Bakanlar Kurulu’nun aldığı ‘acele kamulaştırma’ kararında yürütmeyi durdurdu.
Hukuki süreç İstanbul Barosu’nun Ağaçlı Köyü’nün kamulaştırılması yönünde TOKİ’ye yetki veren Bakanlar Kurulu Kararı’nın bozulması yönündeki başvurusuyla başladı.
NE DEMEK O YAA!
Malûm; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki akşamki TÜMSİAD İftarı’nda bu “durdurma” kararlarına sert tepki gösterdi ve dedi ki:
“Türkiye’nin büyük projelerini rafa kaldırma tartışmalarıyla başlayan bir koalisyon görüşmesi, karşısında herkesten önce beni bulur.
Ne demek o ya?
Ne demek o?
Üçüncü havalimanını yaptırmayacaklarmış.
Böyle bir mantık olabilir mi?
Üçüncü köprüyü durduracaklarmış.
Ne demek o?
Bunların zaten ömürlerinde dikili bir ağacı olmadı. Hâlâ aynı anlayışla, hâlâ aynı yaklaşımla yola devam ediyorlar.
Milletimizin birliğine, beraberliğine, toprak bütünlüğümüze, tarihi ve kültürel yakınlığımız olan coğrafyalardaki kardeşlerimize tavır almaya yönelik her girişim, karşısında beni bulur.”
Ve yine önceki akşam... Belki de Erdoğan’ın bu konuşması devam ederken, Anayasa Mahkemesi karar verdi:
“Dershaneler kapatılamaz!”
O niye?..
“Teşebbüs hürriyetine aykırı!”
Şu hâle bakın;
“3. Köprü’yü ve 3. Havalimanı’nı durduran mahkemeler, son olarak dershanelerin açılmasını istiyor!”
Sorarım size;
“Millet, 7 Haziran günü oy kullandığı sandıkta bunu mu istedi?”
l Kullandığı oyla; “Üçüncü Köprü durdurulsun” mu dedi?..
l Kullandığı oyla; “Dershaneler açılsın” mı dedi?..
l Kullandığı oyla; “Üçüncü Havalimanı’ndan vazgeçin” mi dedi?..
Millet bunu dediyse;
“Türk Milleti Adına” karar veren mahkemeler yerden-göğe haklıdır!..
Ama değilse;
Mahkemeler ne yapmaya çalışıyor?.. Millet, bu “dev projeler” için oy vermişti AK Parti’ye... Ama şimdi, mahkemeler; “Mimarlar Odası gibi şaibeli ve tartışmalı bir kurum”un müracaatı üzerine karar veriyor:
“Köprü durdurulsun!”
“Havalimanı durdurulsun!”
Eeee, daha başka;
“Dershaneler açılsın!.. Dershaneler açılsın ki; Kırmızı Kitap’a girecek kadar tehlikeli olan Paralel Yapı, bayram etsin!”
Hemen şunu söyleyeyim:
Paralelciler boşuna sevinmesin!..
O dershaneler tekrar açılamaz... Herhalde Hükümet’in bir B Plânı vardır!.. Yasada bir kelime, ya da bir harf değiştirir, yine dönmez kararından!..
YAVUZ CAFE!.. SULTAN RESTAURANT!
3. Köprü’ye gelince;
Ben olsam, “bağlantı yollarını durdurma kararı” veren “mahkeme üyeleri”ni; hem de eşleri ve çocukları ile birlikte Köprü’nün üzerine davet eder; hem onlara Boğaz’ı seyrettirir, hem de onları millete seyrettirirdim!..
“Bakın” derdim;
“İbret-i âlem için bakın!”
Hiç düşünmediler mi acaba?..
Yol olmazsa, köprü neye yarar?..
İki ayaklarının arasına “salıncak” kuralım ve mahkeme üyelerinin“çocuk”ları, salıncakta sallansınlar!..
Üstü de tamamlandığında;
Orada Boğaz’a üstten bakan “Yavuz Büfe!.. Sultan Cafe!.. Veya Selim Restaurant” açar, iyi para kazanırız!..
BUYRUN SEÇİME
“Trafik sorunu” varmış da, “3. Köprü” onun için yapılmış!.. Bu gerçek; neMimarlar Odası’nın umurunda, ne de “mahkeme”lerin!..
l Durdur köprüyü!..
l Durdur havalimanını!..
l Yeniden aç, dershaneleri!..
Tamam, “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” ama, ben bu parmağı “Şeriat’ın kestiğinden” şüpheliyim!..
O halde;
Kim kesiyor raconu?..
Kim kesiyor Türkiye’nin önünü?..
Ben iddia ediyorum ki;
Bunu millet istemedi!..
O halde, kim istedi?..
“Millet istedi” diyen varsa, hodri meydan!.. Buyursunlar, en kısa zamanda yeni bir seçime gidelim...
Herkes alsın boyunun ölçüsünü!..
İktidar hedefi yoksa, bir parti niye vardır?..
Ben, şunu anlayamadım:
“Misafiri kapıda karşılamak” bir “inanç”tır, “örf”tür, “âdet”tir ve “büyük bir incelik”tir!..
Ama, kapıda karşılanan misafiri kapıya kadar uğurlamamak,“görgüsüzlük”tür, “kabalık”tır, “nezaketsizlik”tir!..
Merak ettim...
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu kapıda karşılayıp, 105 dakika görüşenDevlet Bahçeli; misafirini acaba niye kapıya kadar uğurlamadı?.
Bir şeyi daha merak ettim: Bir “parti” niye vardır?
Elbette “tek başına” ya da “ortak” olup, “iktidar” olmak ve ülkeyi yönetmek için!..
Peki; MHP niye vardır?..
Hadi, Devlet Bey; Kılıçdaroğlu’nun; “Gel Hükümet kuralım, sen başbakan ol” çağrısını, haklı gerekçelerle, elinin tersiyle itti...
AK Parti ile de “koalisyon”a yanaşmıyor...
İyi de; bir “erken seçim”de tek başına iktidar olacağını mı hâyâl ediyor yoksa?..
Bir türlü anlayamadım...
“Yüzde 16 oy ve 80 milletvekili” var ama, “iktidar” gibi bir hedefi yoksa,MHP niye var acaba?!?..
Bilen varsa, bana da söylesin!..
yeniakit