Devlet Bey’e soruyorum: Akit’e saldırıyı onaylıyor musunuz?

Hasan Karakaya

Dün de yazdığım gibi;

“Akit’e yönelik saldırı”nın sebeplerini araştırmaya, “kod”larını çözmeye ve“fotoğrafın parçaları”nı birleştirip, “büyük fotoğraf”a ulaşmaya çalışıyorum!..

Dün de, bu fotoğrafın “parça”larından bir “bilgi” ulaştı elime...

Bundan “3-4 ay” öncesi...

“Paralelci medya” organlarından birinde, “gizli bir toplantı” yapılıyor...

“Abi”lerden biri, “Akit’ten duydukları rahatsızlıkları” dile getirerek başlıyor konuşmaya...

Hani, gariban Müslümanlardan toplanan “himmet”lerin, “halkın hizmeti”ne harcanmayıp, nasıl “zimmet”e geçirildiğini haber yaptığımız günler...

Bu “belgeli haberler” son derece rahatsız ediyor “Paralelci Abi”leri!..

“Buna bir dur demeliyiz” diyor Abi!.. 

“Bu gazeteyi bir şekilde susturmalıyız ki, Hizmet’in(!) yoluna takoz olmasın!”

Sonra “muhabir”lere dönüyor ve ağzından şu “talimat” çıkıyor;

“Akit’in patronundan yöneticilerine, muhabirlerinden çaycısına kadar, hepsini yakın takibe alın!.. En ufak bir açıklarını yakaladığınızda, dosyalayın!.. Evlerini, arabalarını, ilişkilerini araştırın!.. Elde edeceğimiz bilgileri büyük bir haber yapacak ve bunları kamuoyu nezdinde itibarsız hâle getireceğiz!”

Muhabirler, “Abi’lerinin talimatı”nı yerine getirip, “fişleme”lerine devam ediyor mu, bilmem... Araştırmalarından ne elde ettiler, onu da bilmiyorum...

Yalnız, şunu çok iyi biliyorum:

Bu süreçte, “Kripto Paralelciler”le temasa geçtiler... O “Kripto Paralelciler”de, “Şike Dosyası”nda da adı geçen “Ülkücü dostları” ile temasa geçip,“bazı görüşmeler” yaptılar!..

Bununla da yetinmeyip;

Gazetelerinde, “Biz İslâmcı olduğumuz kadar Atatürkçü’yüz!” türünden yazılar yazmaya başladılar!

DEVLET BEY NİYE SUSUYOR?

İşte bu “toplantı”lardan, “görüşme”lerden ve “yazı”lardan sonra; Akit’e yönelik “taşlı saldırı”nın meydana gelmiş olması, şahsen beni hayli düşündürdü:

“Paralel Yapı; acaba tek başına Akit’le mücadele edemedi de, başkalarıyla ittifak mı kurdu?..

Yayın yoluyla Akit’i susturmayacağını anlayınca; strateji değiştirip, fizikî saldırı metoduna mı yöneldi?.. Bunun için de, MHP’lileri mi kullandı?”

Dün de yazdım;

“Akit’e taşlı-sopalı saldırı” yapan grubun başında MHP Fatih İlçe Başkanı Ali Dinçer Çolak olsa da!.. Daha sonra yaptıkları açıklamada, resmen “Biz yaptık” deyip, saldırıyı üstlenseler de!.. “Bu ne ki, Pazar günü saat 14.00’te yine Akit’in önünde buluşup, protesto edeceğiz!” twitleri atsalar da; hâlâ bu işin, “MHP’liler” veya “Ülkücüler” tarafından organize edildiğine ihtimal vermiyorum!..

“MHP Genel Merkezi”nden ya da bizzat Sayın Devlet Bahçeli’den; “resmî açıklama” gelmedikçe, bu “saldırı”nın MHP’liler tarafından yapıldığını düşünmeyeceğim!..

STRATEJİ Mİ DEĞİŞTİ?

Öyle ya;

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teşkilatı ve Ülkücüleri sürekli uyarıyor ve diyor ki;

l“Sokaklardaki kavgalar birçok aileyi kötü etkiler. Bunları geçmişte, yaşadık. Bunu en iyi biz biliriz. Bu sandıkta vereceğiniz oylarla hükümeti uyarın. 30 Mart seçimleri geleceğimiz için önemli başlangıç olacaktır.”

l“Sokaklar karanlıktır, kirlidir. Buralarda her türlü sapıklığa yönelmiş, sağlığını kaybetmiş vatan evlatları bulunur. Buralara sizi çekmek isteyenler dost değildir. Sandıkla sokak arasında gençlerimizi bir sarkaç gibi sallamaya hiç gerek yoktur. Doğru da değildir. Türkiye bu aşamaları aşmalıdır ve etrafını da iyi görmelidir.”

l“Provokasyonlara dikkat edilmesi gerekiyor. İstanbul ve Gaziantep’te bozkurt işareti yaparak, Türk bayrağı taşıyan, olaylara karışan kişiler MHP’li olmamasına rağmen MHP’li ve Ülkücü gibi gösteriliyor. Sokağa inmemekte kararlıyız. Sorunlar demokrasi içinde çözülecek.”

l“Sizleri sokaklarda görmeye çalışanlara ortam açmayın. Bizim yerimiz sokakların karanlığı değil, meydanların demokratik yeridir.”

l“Hepinizden kavgadan ve sonu olmayan tartışmalardan uzak durmanızı istiyorum. Kışkırtmalara ve tahriklere dün olduğu gibi bugün ve yarın da asla kapılmamanızı bekliyorum. İstenen ve mayalanan kardeş kavgasıdır ve bunun altyapısı hızla olgunlaştırılmaktadır. Sizin yeriniz sokaklar değil; kütüphaneler, laboratuarlar, dost ve arkadaş ortamları olmalıdır.”

Devlet Bey, “Sokak karanlık” derken; MHP Fatih İlçe Başkanı Ali Dinçer Çolak, hem de “gecenin karanlığı”nda, “karanlık sokaklar”da eylem yapıyorsa, bu işte bir “terslik” olmalıdır!..

Bu demektir ki;

Ya MHP “strateji değişikliği”ne gitti ve “sokakta çözüm aramaya” başladı ya da MHP içinde bir grup; “MHP’ye paralel bir yapı” oluşturup, “Devlet Bahçeli’ye baş kaldırma” yolunu seçti!..

Bunun, başka bir izahı yok!..

Öyle değil mi;

Ya Devlet Bey “2015 seçimleri”ne doğru “strateji değişikliği”ne gitti ya da MHP içinde; “Devlet Bey’e rağmen sokaklara inmek isteyen bir grup” var!..

Burada, Devlet Bey’e düşen;

Ya bir “basın açıklaması” yapmak ya da bize bir “telefon” açıp; “Geçmiş olsun... Akit’e yönelik saldırıyı kesinlikle tasvip etmiyorum” demektir!..

Devlet Bey, bu saldırıya “suskun” kalırsa; bizim MHP’ye ve Devlet Bey’e bakışımız, elbette değişecektir.

SALDIRI, MHP’Yİ YARALAR!

Devlet Bey ve “Akit’e saldırı”nın başında bulunan Ali Dinçer Çolak gayet iyi bilir ki; Charlie Hebdo dergisinde yayınlanan ve “Peygamber Efendimiz’e hakaret” eden karikatürlerden bir “seçki”(!) yayınladığı için“Cumhuriyet gazetesine tepki göstermek”, her “Müslüman”ın olduğu gibi,MHP’nin fikriyatına da uygundur!..

Böyle bir tepki;

MHP’ye “prestij” sağlar, partiye “sempati” duyulmasına vesile olur!..

Nihayetinde; “millî ve manevî değerler”e sahip çıkılmış, “Dokuz Işık prensipleri”ne uygun bir tavır takınılmıştır!..

Ama, sen kalkar; “Peygamber Efendimiz’e yönelik saldırılar”ın karşısında dimdik duran Akit gibi bir gazeteyi “protesto” eder, hatta protestonun da ötesinde “saldırı”ya geçersen, “MHP tabanına ihanet” etmiş, “kendi topuğuna kurşun sıkmış” olursun!..

Unutulmamalıdır ki;

Bu gazetenin “her kesimden, her ideoloji ve görüşten” okuru vardır... 

Çünkü bu gazete; özellikle “kritik süreçler”de, bir “referans gazete”olmuştur.

Bu gazete, “MHP’liler” için de “referans”tır!..

Bazı MHP kurmayları, “Akit okuyan MHP’liler” hakkında “Mazoşist” dese de, “Akit okurlarının yüzde 9’u MHP’li”dir!..

Dolayısıyla, Akit’e yönelik saldırı, en başta “Akit okurlarının yüzde 9’unu”rencide edecek ve onların “MHP’ye bakışlarını” değiştirecektir!..

Buna rağmen “saldırı”larını yine de devam ettirirlerse, kendileri bilir!..

SİLİVRİ’DE AKİT’İ YAKTILAR

Bu vesileyle; “Güleriz ağlanacak halimize” türünden bir “komedi”den bahsetmek istiyorum...

Malûm; 14 Ocak Çarşamba gecesi, bir grup MHP’li ve Ülkücü, gece saatlerinde Akit’in önüne gelip; “Akit’le ilgisi olmayan bir internet sitesinin koyduğu fotoğraf” yüzünden bizi protesto ettiler... Ama maksadın“protesto” olmadığı, biraz sonra anlaşıldı... 

Belli ki; “hazırlıklı” gelmişlerdi... Bir anda, “çanta”lardan “yumurta”lar,“taş”lar çıkarıldı ve Akit’e fırlatılmaya başlandı... 

Dakikalarca “taş ve yumurta yağmuru”altında kaldık... 2 arkadaşımız yaralandı, araçlarımız ağır hasar gördü!..

Tamam, “yanlış adres”e geldiler ve “yanlış bir gazete”ye saldırdılar da, “Akit’in Sakarya Bürosu”ndan ne istediler?.. Büronun camlarını kırmakla ne geçti ellerine?..

Hadi, “o gece”yi geçtik... Ertesi günü, Silivri’de yaptıkları “protesto eylemi”ve “Akit’i yakmak” neyin nesiydi?..

Haberlerimizde de okuyacağınız gibi, önceki gün akşam saatlerinde Silivri Ülkü Ocakları’na mensup bir grup genç; Başkan Nurullah Arıkanbaşkanlığında Atatürk Anıtı önünde toplanıp; hem “bildiri” okumuşlar, hem “Akit’i yakmışlar”, hem de “Bir gece, ansızın gelebiliriz” şeklinde slogan atıp, “tehdit” savurmuşlar!..

Nurullah Arıkan, orada yaptığı konuşmada demiş ki;

“Akit, dinimizi istismar ediyor. Ne bizim milli değerlerimizi, ne bizim manevi değerlerimizi yıpratamayacaksın. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin neferleri olarak her zaman her yerde senin karşına çıkacağız. Hiçbir zaman ne milli değerimize ne manevi değerimize ulaşamayacaksın.”

Devam etmiş konuşmasına:

“Millî ve manevî değerlerimize saldıran bu gazeteye vereceğimiz en iyi ceza, bu gazeteyi ateşe vermektir!.. Biz de, bu yüzden bu gazeteyi yakıyoruz!”

Ellerindeki “çakmak”la yakmışlar!..

Afferim onlara!..

PARALEL’E LÂF YOK!

Söyleyin Allah aşkına;

Gülelim mi, ağlayalım mı?..

Şu hâle bakın;

“22 yıllık yayın hayatı boyunca millî ve manevî değerlerin mücadelesini veren”, bu uğurda birçok “baskı ve baskın”lara maruz kalan, “tazminat dâvâları ile linç edilmek” istenen bir gazete; hem de kendilerine “Ülkücü”diyen bir grup tarafından yakılıyor!..

Neymiş;

Biz, “millî ve manevî değerleri yıpratıyor”muşuz!.. Buna; bırakın insanları,“karga”lar bile münasip yerleriyle güler!..

Açık söylüyorum;

“Ülkücülük” bu değil... Ülkücülük bu kadar ayağa düşürülmemeli!..

Nurullah Arıkan, eğer bir “din istismarcısı” arıyorsa, fazla uzağa gitmeden, kendilerini görüntüleyen “kameraman”lara bir baksın!.. O kameraman“Pensilvanya Medyası”nın kameramanıdır!..

O kameraman; Devlet Bey’in de dediği gibi, “MHP’nin içine sızmaya çalışan Paralel Yapı”nın bir adamıdır!.. 

Pensilvanya, Paralel Yapı değil midir; bir “Vatikan Projesi” olan“Dinler Arası Diyalog” peşinde koşan?..

“Vatikan” değil mi;

“Kilise gibi cami!.. Papaz gibi imam!.. Hıristiyan gibi Müslüman!.. İncil gibi Kur’an” isteyen!..

Sen de kalkmış;

Akit gibi bir gazeteyi “din istismarı” yapmakla suçluyorsun!.. 

Be adam; Pensilvanya’daki zat; “dini, kökten bozmaya” çalışıyor, haberin var mı?.. Onu niye görmüyorsun?..

Yazık... Yazık... Yazık!..

Ülkücü dediğin bu kadar “cahil”, bu kadar “ufuksuz” ve bu kadar “şuursuz”olamaz!..

Son olarak, tekrar Devlet Bey’e seslenmek istiyorum: Bütün bu olup-bitenleri tasvip ediyor musunuz?.. Yoksa, MHP içinde, “Sizi de aşan” bir grup mu var?..

Cevabınızı bekliyorum...

 **************************************************************

Cumhuriyet çalışanlarının akılları bu kadar mı kıt?

Bunlar “okur-yazar” geçinirler ya!.. Kendilerini “aydın” diye pazarlarlar ya!.. Çeşitli ortamlarda “entel-dantel” muhabbetler yaparlar ya!.. Halkı küçümseyip; “Çobanın oyu ile bizim oyumuz bir olamaz” derler ya!.. 

Bu “Cumhuriyet”çiler, aslında o kadar “ebleh”tirler, o kadar “yazılanı-çizileni anlamaktan uzak cahil sürüsü”dürler ki; Perşembe günkü Akit’te çıkan “Alçaklığın Uşaklığı” başlığı için, “Akit yine hedef gösterdi” başlıklı bir haber yapmışlar...

Be adamlar, siz zaten yapmışsınız yapacağınızı!.. “Charlie Hebdo’daki alçakça karikatürleri” yayınlayıp, onlara “uşaklık” etmişsiniz... Yani; olan, olmuş!.. Bizim yaptığımız, sadece ve sadece “Sizin alçaklığınızı ve uşaklığınızı deşifre etmek”ten ibarettir!.. “Hedef gösterme” bunun neresinde?..

Aynı günkü 1. sayfamızda yayınladığımız “karikatür” için de, “hedef gösterme” demişsiniz!.. Ben de sizi, “sanat”tan “karikatür”den anlar zannederdim... Meğer “mizah”tan bile anlamayan “cahiller”mişsiniz!..

Tekrar bakın o karikatüre... Göreceksiniz ki; “Malûm birileri, Cumhuriyet’i hedef tahtasına oturtmaya çalışıyor!” mesajı var orada... Bir insan,“dangalak” değilse, buradaki karikatürde, “tuzağa dikkat” uyarısının yapıldığını hemen anlar!.. Eğer “anlayış kıtlığı” varsa, o da bizim sorunumuz değil!..

“Aziz Nesin’in Madımak’ta yaptığını, bugün Cumhuriyet yapmaya çalışıyor” meselesine gelince... 

Sözümün arkasındayım... Yapmaya çalıştığınız tam da budur!..

Düşen tirajınızı, “tahrik ve provokasyon”larla yükseltmeye çalışıyorsunuz... 

Yalan mı?..

yeniakit