Sefer Turan'ın dün Yeni Şafak'ta çıkan "Tahrir ruhu: Mısır'ın yeni dinamiği" başlıklı yazısını okudunuz mu? Okumadıysanız mutlaka okuyun. Karanlıklardan aydınlığa çıkmaya başlayan Mısır'ın tatlı heyecanını paylaşın.
Kahire'de ilk iş olarak yerli bir cep telefonu hattı almış Sefer Turan. Hat açılır açılmaz şöyle bir mesaj gelmiş: "Burası artık sizin ülkeniz. Sokağa çöp atmayın, trafik işaretlerine uyun, rüşvet vermeyin, evrakta sahtecilik yapmayın, görevi aksatanları derhal şikâyet edin!" Yani: 'Hüsnü Mübarek'in Mısır'ı mazi oldu. Artık Mısırlıların Mısır'ı var. Ülkemize sahip çıkalım. Eski devirden kalan meymenetsizliklere, barbarlıklara, ahlâksızlıklara, miskinliklere son verip Mısır'ı el birliği ile adam edelim!'
Devrimin çocukları tertemiz bir başlangıç istiyorlar. Bir taraftan sokakları süpürüyor, öbür taraftan son diktatörlük kalıntılarının da temizlenmesi için Tahrir Meydanı'nda devrim nöbeti tutmaya devam ediyorlar. 'Halkın gazını aldıktan sonra rejimin ihyasına bakarız' diye düşünenlerin olduğunu biliyorlar ve onların hesaplarını boşa çıkarmaya azimliler. Diyorlar ki: "Devrimi birilerinin çalmasına izin vermeyeceğiz!"
Hâlâ zindanlarda tutulan devrimciler var. İşkenceci istihbarat şefi hâlâ görevde. Hüsnü Mübarek hâlâ mahkemeye çıkarılmış değil... Ama devrimcilerin dirayeti, bütün bu meselelerin çözümüne yönelik bir perspektif sunuyor.
İhvan-ı Müslimîn'in üzerindeki baskıları bile kaldıracak kadar kuvvetli bir değişim rüzgârından söz ediyoruz.
1990'lı yıllarda İhvan-ı Müslimîn'den ayrılmış olan bir grup 'reformist', geçen günlerde Vasat Partisi'ni kurdu. Partinin kuruluşu yetkili makamlar tarafından resmen kabul edildi. Önümüzdeki günlerde İhvan-ı Müslimîn'e bağlı bir partinin -Özgürlük ve Adalet Partisi'nin- de resmen kurulması bekleniyor. Geçici askerî yönetimin buna mani olacağı yönünde bir işaret yok. Bütün işaretler 'ehlen ve sehlen' yönünde.
Anayasa Değişikliği Komisyonu'na İhvan-ı Müslimîn'den bir üye atandı. Devlet televizyonunda ilk kez bir İhvan-ı Müslimîn temsilcisi konuk edildi. Askeri yönetim adına konuşan bir general, İhvan-ı Müslimîn hakkında, "Onlar Mısırlıdır. Her Mısırlının hak ve sorumluluklarına onlar da sahiptir. Toplumun kesimleri arasında ayrım yapmak geride kaldı. Bu bakış değişmeli" diye konuştu... Böyle devam ederse Mısır'da öyle 'komplekssiz' bir demokrasi doğacak ki, bazı Kemalist saplantıları bir türlü aşamayan 'Türkiye Modeli'nin pabucu dama atılacak.
Mısır'daki müsbet gelişmeleri heyecan ve ümitle izlemeye devam ediyoruz.
YENİŞAFAK