15 Temmuz’a giden yolda akılda kalanlar neler diye baktığımızda şunları not etmek gerek.
Aslında o günlere dair, herkes hatırasını yazsa, ne iyi eder.
Bugün hepimiz oturup, o günleri yeniden düşünelim. Aynı olayları tekrar yaşamamak için bugünden neler yapmalıyız, asıl cevabını arayan soru bu.
Aslında ülkenin darbeye gitmekte olduğunu herkes biliyordu. Öğle vaktinde MİT’in de, TSK’nın da darbe olacağından haberleri vardı. Akşamdan önce darbe olacağının bilindiğini darbeciler de biliyordu. O günlere dönelim:
12.30 gibi Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli bir subay MİT’e giderek, FETÖ üyesi askerler tarafından MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın alınması için kuruma saldırı olacağını ihbar etti.
Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i telefonla aradı, konu hakkında bilgi verdi. Bu görüşme sırasında DİB Başkanı Görmez, Suriye’den gelen bir misafiri ile birlikte oradaydı. 16.00’dan sonra Fidan tarafından Karargâh’a gönderilen Müsteşar Yardımcısı, Güler’i bilgilendirdi.
Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a detaylı bilgi verdi ve Fidan’ı Karargâh’a davet etti. Ardından Fidan, Karargâh’a giderek komuta kademesiyle görüştü. 18.00’den sonra Hulusi Akar, TSK Harekât Merkezi’ni aradı, havada bulunan araçların indirilmesi emrini verdi.
17.30 gibi, Kuleli askeri lisesinde hareketlilik. Ardından Çengelköy kavşağında trafik tıkanıklığının sebeb olduğu karışıklık ve askerlerin havaya ateş açmaları. 19.26’da Fidan, Marmaris’te olduğu bildirilen Erdoğan’ı arayarak gelişmeler hakkında bilgi verdi.
20.22: MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Karargâh’tan ayrıldı.
20.23: Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda toplanan 33 Özel Kuvvetler elemanı Karargâh’a doğru harekete geçti. 20.46: Darbenin gece saat 03.00’te başlayacak olması nedeniyle Karargâh’tan erken ayrılan Genelkurmay Strateji Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, Karargâh’a geri döndü.
Bu sırada ben Köyceğiz’de “Fetullah Gülen ve Darbeler” konulu bir konuşma yapıyordum ve konuşmaya yeni başlamıştım ki, hanımım arayarak Çengelköy’de sahil yolunda ve NATO yolunda bir hareketlilik olduğunu, darbe söylentileri dolaştığını haber verdi. Konuşmayı özetleyerek toplantıyı sonlandırdım.
Bu saatlerde her görüşten kişi, darbeye karşı köprüde ve meydanlarda toplanmaya başlamıştı.
21.00: Dişli, Hulusi Akar’ın makam odasına girerek, kendisine “Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar, tugaylar yola çıktı, biraz sonra göreceksiniz” diyerek darbeyi tebliğ etti.
22.05: Darbeci askerlerin kontrolündeki uçaklar Ankara’da alçak uçuş yaptı.
22.10: Köprüyü kontrol altına almak için Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı’ndan hareket eden FETÖ’cülerin komutasındaki askeri birlik Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapattı. İstanbul’da stratejik bölgeleri hedef alan darbeciler önce şehrin iki yakasını bağlayan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerini saat 22.00 sıralarında tek taraflı trafiğe kapattı.
22.35: Atatürk Havalimanı’na tanklarla gelen askerler kontrol kulesine girdi. Bir süre sonra halk kuleye doğru harekete geçecek, FETÖ’cü polisler, kuleyi ele geçiren askerleri yakalamak için kuleye çıkarak kuledeki askerleri alandan uzaklaştırdılar.
23.10: Başbakan Binali Yıldırım, yaşananları ‘kalkışma’ olarak niteledi.
23.50: Ankara’nın dört bir yanından güçlü patlama sesleri geldi. Darbe girişimine tepki gösteren yurttaşlar kitleler halinde sokaklara dökülmeye başladı.
00.04: Cumhurbaşkanı ilk açıklamasını yapmaya başladı.
00.15: Darbeci askerler TRT binasını basarak, haber spikeri Tijen Karaş’a Yurtta Sulh Konseyi adına korsan bildiri okuttu.
00.24: Erdoğan, CNN Türk’e Facetime ile bağlanarak Hande Fırat aracılığıyla yurttaşlara çağrıda bulundu.
02.50: F-16’lar ve askeri helikopterler TBMM binasını vurmaya başladı. Meclis’in giriş kapılarının yakınlarına dört bomba atıldı. Milletvekilleri ve basın mensupları sığınağa geçti.
03.30: Darbeci askerler Doğan Medya Center’ı basarak CNN Türk’ün yayınını kesti.
04.00: Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaş uçaklarından gizlenmek için yolcu uçağıyla İstanbul’a geldi.
Darbe faaliyetleri için Özel Kuvvetler Grup Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi ve beraberindeki ÖKK askerlerini Diyarbakır’dan taşıyan uçak, saat 01.13’te Etimesgut Havalimanı’na indi. Terzi ve ekibi, buradan helikopterlerle Gölbaşı’ndaki ÖKK karargahına hareket etti. Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın, “Sana tarihi bir görev veriyorum. Semih Terzi darbeci bir haindir, vatan ve millet adına Semih Terzi’yi öldür. Bunun sonunda şehadet var. Hakkını helal et” dediği ÖKK’da görevli Astsubay Ömer Halisdemir, ÖKK karargahına gelen Tuğgeneral Terzi’yi vurarak öldürdü. Halisdemir burada şehit edildi.
Sürece ilişkin aslında cevabını arayan birçok soru var ama olaylar başka yönde gelişiyor.
İşin siyaset, media, diplomasi ve sermaye grublarından birçok kişinin üzerine hiçbir zaman gidil(e)medi. Bu işe karışan birçok kişi, o gün ve daha sonra ülkeden ayrıldı.
TBMM’de milletvekilleri, TBMM Genel Kurul salonunda saat 01.39’da toplandı. Genelkurmay önünde toplanan, tanklar ve zırhlı araçların önünü kesen ve üstlerine çıkan vatandaşlar, saat 02.21’de Genelkurmay’a girdi. Ancak darbeciler, vatandaşlara ateş açtı. Sonuç malum: Birçok kişi hayatını kaybetti. Sahi, Erol Olçok ve oğlu saat kaçta nerede vuruldu. Erol Olçok son günlerde neyle meşguldü.
Bu olaylar olurken, İzmir’de önemli olaylar oluyor. Marmaris’e operasyon İzmir üzerinden yapılıyor.
Ve bu konuda ilginç olaylar yaşanıyor. Denizli ve Aydın’da bir hareketlilik gözleniyor. Malatya’da da.
Tabii işin merkezinde İstanbul ve Ankara var.
Gelinen noktada ne ABD ve ne de AB ülkeleri, NATO ülkeleri FETÖ’cüleri bize iade etmediler.
Yargılamalar hâlâ devam ediyor.
Bu arada FETÖ Borsası söylentileri ile dava süreci önemli ölçüde sulandırıldı. Verilen kararların AİHM’den dönmesi endişesi var. Bir yandan da genel aftan söz ediliyor. Birçok FETÖ’cünün aramızda hâlâ itibarlı konumda olduklarını görüyoruz. Bunu da anlamak mümkün değil.
Bugünlük de bu kadar.
Selâm ve dua ile.