Din değil ama bu dogmatizm terakkiye manidir
Türkiye gündemi kendini tekrar edip duruyor, biz de sıkıcı olmak pahasına mecburen öyle yapıyoruz.
Birbuçuk sene evvel bu köşede Sudanlı mütefekkir Abdulvahhab el-Efendi'nin kulağını çınlatmıştık...
Yeniden çınlatmak şart oldu:
El-Efendi, 28 Şubat döneminde İstanbul'da verdiği bir beyanatta, Osmanlı devletinin "ılımlı bir teokrasi" olduğunu, Mustafa Kemal'i putlaştırarak ve ona izafe ettikleri değerlere kutsiyet atfederek bir nevi din icat edenlerin ise "sert bir teokrasi" uyguladıklarını ileri sürmüştü.
Öyle ya; Osmanlı kimsenin inancına karışmazdı, "Kemalist/Atatürkçü" dogmatistler ise inançlarına bağlılık bildirmeyen herkesin iflahını kesmeye çalışıyorlar.
İster dindar olun ister dinsiz, ister Batı aleyhtarı olun ister Batıcı, ister muhafazakâr olun ister liberal, ister enternasyonalist olun ister milliyetçi; ruhban sınıfını hoş tutmak ve engizisyonun çarkına kapılmamak için "Ben Atatürkçüyüm" diyeceksiniz!
Hatta, dini/felsefi/ideolojik duruşunuzun meşru olduğunu ispat etmek için "Atatürk de dindardı" yahut "Atatürk de dinsizdi", "Atatürk de Batı aleyhtarıydı" yahut "Atatürk de Batıcıydı", "Atatürk de muhafazakârdı" yahut "Atatürk de liberaldi", "Atatürk de enternasyonalistti" yahut "Atatürk de milliyetçiydi" diyeceksiniz!
Ne olacaksanız, "ebedi şef" de o olduğu için olacaksınız!
"Ebedi şef"in olmadığı bir şey olmayacaksınız!
Söylediğiniz ve yaptığınız her şeyi "ebedi şef"e dayandıracaksınız!
"Ebedi şef"in aynı anda bütün dini/felsefi/ideolojik duruşlara birden referans teşkil etmesi ne kadar akıl almaz olursa olsun, aklınız bunu alacak!
Şartların mütemadiyen değişmesine rağmen "ebedi şef"in dönemindeki şartlara teslim olmayı da içinize sindireceksiniz!
10 Kasım 1938 günü saat 9'u 5 geçe zaman durmuştur!
"Kemalist/Atatürkçü" dogmatizmde içtihat kapısı ebediyen kapalıdır!
Din değil ama bu dogmatizm terakkiye kesinlikle manidir!
yenişafak