Türkiye'de yeni anayasa tartışmaları sürerken, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 12 Eylül Anayasası'na karşı, yeni bir anayasa için hazırlattığı raporunu tamamladı. Rapor, yeni anayasaya "toplum sözleşmesi" olma niteliği kazandırılmasını ve "zihniyet devrimi" yaratacak yeni düzenlemeler yapılmasını öngürüyor. Raporda, anayasada "Türk" yerine "yurttaş" denilmesi, bazı maddelerin de "Türkiye yurttaşları" olarak ifade edilmesi öneriliyor. İnsanın öne çıkarılması gerektiği vurgulanırken, yeni anayasanın "ülke - insan - devlet" sıralaması üzerine inşa edilmesi gerektiği belirtiliyor. Anayasanın değişmeyecek hükümlerinin de, cumhuriyet ve onun temel ilkeleriyle sınırlı olarak tasarlanması, değişmezlik öngören hükmün değiştirilme yolunun da açıkça kapatılması gerektiği ifade ediliyor.
Uzmanlar kurulu
Hükümet, yeni bir anayasa taslağı için muhalefet partileri ile meslek ve sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunurken, DİSK, hukukçulardan oluşan bir uzmanlar kuruluyla hazırladıkları 100 sayfalık "Özgürlükçü, Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Bir Anayasa İçin Temel İlkeler Raporu"nu tamamladı. Bugün düzenlenecek toplantıyla kamuoyuna açıklanacak rapor, DİSK'in çağrısı üzerine 12 Eylül 2007 tarihinde oluşturulan bir kurul tarafından hazırlandı.
Kurulda Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu, Prof. Dr. Ülkü Azrak, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Prof. Dr. Mesut Gülmez, Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, Doç. Dr. Sevtap Yokuş Doç. Dr. Kadriye Bakırcı, Yrd. Doç. Dr. Abdullah Sezer, Dr. Tuncer Özyavuz, avukat Fikret İlkiz ve
Necdet Okcan bulunuyor.
DİSK'in raporunda daha özgürlükçü bir anayasa metni beklentisi hâkim. Yurttaşlık kavramı gibi, toplumsal ve kültürel çeşitliliğin kendini daha iyi ifade etmesine imkân sağlayacak düzenlemelerin yanı sıra, işkence yasağı, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü ve adil yargılanma gibi temel hak ve özgürlükler konusunda daha ileri çağdaş düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor.
Devlet değil insan öne çıkmalı
İnsan haklarına dayalı, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletini hedefleyen yeni anayasanın "ülke - insan - devlet" sıralaması üzerinde inşa edilen bir metin olması gerektiğinin altı çiziliyor.
Kültürel, dinsel ve dilsel değerlere ve çeşitliliğe saygı esas alınarak, toplumsal zenginliği yansıtan açılımlara yer verilmesi gerektiği belirtilen raporda, anayasanın tüm bireylerce sahiplenilmesinin "anayasal yurttaşlık" bilinciyle mümkün olacağı ve bunun "ortak kimlik belgesi" olarak algılanmasının anayasal yurtseverlik bilincinin gelişiminde rol oynayacağı belirtiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı
Rapora göre, hak ve özgürlüklerin muhatabı bakımından, sadece yurttaşlara tanınan siyasal haklarda Türk yerine yurttaş denilebilir. Siyasal haklar bakımından, "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı"nın kapsayıcı ve farklılıklara olanak tanıyıcı kimlik olacağı üzerinde duruluyor.
Merkezi otoriteden uzaklaşılsın
Raporda, özellikle DTP'lilerin merkezi otoriteyle yerinden yönetimler arasındaki ilişkilerin yeniden yapılandırılması yönündeki talepleri de yanıt buluyor. Anayasada, aşırı merkezi yapıdan uzaklaşılması ölçüsünde, Türkiye yönetiminin rasyonalleşeceğine vurgu yapılıyor.
'Kutsallık' ve 'meşruiyet'
Yeni anayasanın herhangi bir kişi, kurum ya da değere kutsallık atfetme ya da meşruiyet kazandırma kaygısı taşımaması gerektiğine dikkat çekilen raporda, anayasa, "Toplumu geleceğe yönelik hedeflerde birleştirici temennilerle sınırlı olmalı ve 'toplum sözleşmesi' olma niteliğine sahip olmalı.
Anayasanın özünün korunmasına yönelik değişmezlik konusu da, Cumhuriyet ve onun temel ilkeleriyle sınırlı olarak tasarlanmalı, değişmezlik öngören hükmün değiştirilme yolu da açıkça kapatılmalı."
DİSK yoluna tek başına devam etti
12 Eylül 2007'de çağdaş bir anayasa için harekete geçen sivil toplum ve meslek örgütleriyle hukukçular, anayasa değişikliği önerilerini ilk olarak bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurmuştu. "Sosyal - Kültürel - Eşitlikçi Çağdaş Bir Anayasa İçin Demokratik Girişim" başlıklı 16 sayfadan oluşan öneriler o dönem DİSK, KESK ve TMMOB'un da aralarında bulunduğu meslek örgütleri öncülüğünde hazırlanmıştı. 1.5 yıl sonra sadece DİSK adına yürütülen bu çalışmadan diğer sivil oluşumların neden ayrıldığına ilişkin bir açıklama yapılmadı.
Milliyet