Diyanet'in fetvası (2)
Diyanet, ilgili kanun gereği "halkı din yönünden aydınlatıyor". Bu aydınlatma görevini çeşitli şekillerde yapıyor; biri de sorulan sorulara yazılı veya sözlü olarak cevap vermektir. Eskiden ve bugün bu işin adına "iftâ" yani fetva vermek denir. Kanun bu görevi vermiş, o da görevini yapıyor.
Müftü (müftî) fetva veren demektir. Ülkemizde her il ve ilçede birer müftü vardır, onlar da görevleri icabı fetva verirler.
Bu fetvaların inanmayanları veya başka bir dinin mensuplarını tatmin etmesi, onların istedikleri gibi olması gerekmez, beklenemez.
Laik ülkede fetva olur mu?.
Laiklik din hürriyetini ortadan kaldıran bir düzenin adıysa olmaz.
Laiklik belli bir dinin devlet eliyle herkese dayatılmaması, herkesin inancını serbestçe yaşaması, öğrenmesi, yayması, örgütlemesi manasına geliyorsa ki böyledir, böyle olmalıdır- o zaman elbette laik bir ülkede her inancın alimleri olur, bunlar isteyene inancı ve uygulama yollarını, şekillerini açıklarlar.
Laik bir ülkede bir devlet kurumu olarak Diyanet olur mu?
Bu sorunun cevabını önce laik cumhuriyeti kuranlar ile bunlara taparcasına tâbi olanlar vermelidir. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda laikliğin "dinin devlete karışmaması" kısmı alınmış, ama "devletin de dine karışmaması" kısmı alınmamıştır. Ne olur ne olmaz diye din, devletin denetimi altına alınmış, bunun vasıtası olarak da Diyanet'e yer verilmiştir. Devlet zaman zaman ezana, ibadet diline, din eğitim ve öğretimine, dindarların dinî dernek kurmalarına, kılık ve kıyafete (dini kisvelere), tesettüre, dini yayınlara, hacca, kurbana, dini bir eğitim kurumu olan tarikatlara" müdahale etmiş, yasaklayıcı veya düzenleyici hükümler getirmiştir.
Yazarlar ve çizerler niçin bu müdahalelere ses çıkarmıyorlar, "Bunlar laik bir devlette olur mu" demiyorlar da Diyanet'e itiraz ediyorlar; dindarların işine yaradığı, onlara hizmet ettiği için mi?
Bu çifte standart değil mi?
Efendim bütün bu müdahaleler -laikliğe aykırı olsa da- Türkiye'nin özel şartlarının gereğidir" diyorlar.
Öyleyse Diyanet hakkında da aynı şeyi söylemeleri gerekiyor.
Onlar bunu rahatlıkla söyleyecekler, hatta söyleyenleri de oluyor, ama bu söz onların problemlerini çözmüyor. Çünkü Diyanet, onların istedikleri manada dini kontrol altında tutamıyor, bugünün dünyasında geçerli olan standartlar içinde din özgürlüğünü yaşayan, yaşamak isteyen Müslümanlara hizmet ediyor, onların dinlerini değiştirmelerine değil, doğru anlamalarına ve uygulamalarına hizmet ediyor.
Bu iki yazıyı kaleme almama sebep olan "Diyanet'in son fetvaları"nı da bir sonraki yazıda ele alıp bakalım.
yenişafak