Diyarbakır - İstanbul – Kahire

Mehmet GÖKTAŞ

Geçtiğimiz Pazar Diyarbakır gerçekten muhteşemdi. Şu ana kadar hiçbir zaman böylesine kalabalık olmamıştı. Rabbimizin bir nimeti olsa gerek her şeyden önce hava çok güzeldi, bundan dolayı herkesin dilinde şükür vardı.

Ölçüden hesaptan anlayanlarla birlikte izledik, navigasyonla mesafe ve metrekare ölçümü yaptılar, sadece yoğun kalabalığın bulunduğu noktada en az bir milyon iki yüz bin kişinin olduğunu söylediler. Erkeklerin bulunduğu yöndeki tepenin arkasını dolduranlar ve etkinliği kalabalığın biraz daha dışından izleyenler bu rakamın dışındadırlar.

Organize ve disiplin de aynı şekilde mükemmeldi.  Bu arada Muhammed Emin Yıldırım hocamız da ayrıca mükemmeldi.

Bütün bunlardan daha önemli olan şey, insanımızın aşkı, muhabbeti ve heyecanı, arşa yükseldiğine inandığımız ihlâs ve samimiyetiydi. Dikkatle bakıldığında bunu herkes görüyordu.

Bir gün önce Diyarbakır'da toplanan Kürdistan Âlimleri de platformdaki yerlerini almışlardı. Bu coğrafya ilk defa böyle önemli bir olaya şahitlik etmektedir.

Onlar bizim ümit ve heyecanımızı artırdığı gibi, kendileri de memleketlerine dönerken geldiklerinden çok daha ümit ve heyecanla döneceklerine inanıyoruz, bunu kendileri de bizzat ifade etmişlerdir.

Tevhidî düşünceye sahip bu ulemanın bir araya gelmesi kendiliğinden olup biten şeyler değil, aylardır sürdürülen hummalı bir çalışmanın semeresidir. Diyarbakır'ı ve Peygamber Sevdalılarını her açıdan güven veren bir merkez olarak kabul etmeleri çok önemlidir, asıl meyvesini de bundan sonra vereceği unutulmamalıdır.

Ve şimdi sıra İstanbul'da, Yenikapı meydanındadır. Bu Pazar öğleye müteakip yapacağımız etkinliğin de aynı şekilde mükemmel geçeceğine inanıyoruz, çünkü kardeşlerimizin ihlâslı koşuşturmasını izliyoruz.

İstanbul'u karış karış dolaşan ve afişlerle süsleyen kardeşlerimizin dışında her birimizin de görevli olduğumuzu unutmayalım. İstiyoruz ki internet üzerinden ulaşıp davet etmediğimiz bir tek dost ve tanıdık kalmasın.

Bilmem anlatmaya gerek var mıdır; İstanbul demek dünya demektir. Elhamdülillah son olarak üç defa Kazlıçeşme'de bir birinden güzel sınavlar verdik. Şimdi İstanbul'un en büyük miting alanında, Yenikapı'dayız, Rabbim ihlâs ve samimiyetimizi artırsın, her türlü basitlikten ve gösterişten muhafaza buyursun.

Batman'dan, Diyarbakır'dan yükselerek İstanbul semalarında yankılanacak olan bu ses Kahire'ye ulaşacaktır inşallah! Kahire zindanlarına, Muhammed Bedii'ye, Muhammed Mursi'ye bir imdat olarak yetişecektir. Mısırın yeni firavunlarının yüzünde bir tokat olarak şaklayacaktır inşallah!

Peygamber varisi ulemayı idamlarla yok etme yolunu seçen emperyalizmin İslam dünyasındaki taşeronlarının kulaklarını patlatacaktır bu ses.

İstanbul Yenikapı'dan yükselecek olan bu ses Abdülkadir Mollaların, Muhammed Kameruzzamanların memleketine varıp ulaşacaktır, bunda hiç şüphemiz yok.

Diyarbakır'da toplanan ulemayı da göz önünde bulundurduğunuzda bu ses aynı zamanda tefrika bataklığına gömülmekle karşı karşıya olan bu coğrafya için bir ümit değil midir söyleyin?

Bu ses sadece heybetiyle, ihtişamıyla değil, adil ve insaflı tonuyla da bir ümit değil midir?

Öfkeden gözlerin kararıp hiçbir şeyi görmediği, herkesin koyu bir şekilde taraf olduğu bir günde en çok ihtiyaç duyulan sesin bu ses olduğuna inanıyoruz.

Unutmayınız, bir biriyle savaşa ve kavgaya tutuşan Müslümanları Allah Teala muhatap almıyor, “Aralarını bulun, aralarını ıslah edin…” diye üçüncü şahıslara hitap etmekte, kavgada yer almayan, öfkeyle insaf çizgisinden savrulmayan Müslümanları muhatap almaktadır.

İstanbul etkinliğini izlerken bu duygularla izlemenizi tavsiye ederim.

Not: Bu arada, Kutlu Doğum etkinliğine katılmak için Batman'dan Diyarbakır'a gelirken elim bir trafik kazası geçiren Peygamber Sevdalısı Yıldız Araz bacımızın vefatı bizi hüzünlendirmiştir. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.

doğruhaber