DİYARBAKIR'DA İSRAİL-ABD OPERASYONU

Bazı yazarlar Diyarbakır'daki saldırının faturasını Suriye'ye kesiverdi. Timetürk'ten Kemal Özer saldırının hemen ardında kaleme aldığı yorumda şu ifadelere yer verdi...

Bismillah.

Kemal Kemahlı


Dün Diyarbakır'ın Silvan ilçesinden gelen acı haberle milletimizin yüreği yine dağlandı. 13 askerin şehit olduğu olay nedeniyle terörü birkez daha lanetliyoruz. Allah (cc) bu gençlere rahmetiyle muamele etsin ve ailelerine sabır versin.


Bu yazımızda ilk olarak söz konusu menfur saldırının zamanlamasına dikkat çekmek istiyoruz. Bendenizin şahsi kanaatine göre ;bu saldırının zamanlamasına bakıldığında eldeki veriler, bu terör saldırısının arkasında İsrail -ABD ikilisinin olduğunu göstermektedir. Bizi bu sonuca götüren gelişmeleri ve bu gelişmelerin yorumlarını şu şekilde sıralayabiliriz :

1) BDP'nin ve terör örgütü PKK'nın seçim sürecinde ve sonrasında - YSK 'nın da yaptığı hatalarla -hırçınlaşması ,kamuoyunu daha büyük olayların olabileceği noktasında endişelendirmekteydi. Zaten Hükümet'in Kürt Sorunu'nu çözme noktasında attığı adımlarla inisiyatifi eline alması, ayrıca Hükümet'in Öcalan'ı muhatap alarak Kürt meselesinin terör boyutunu halletme girişimi BDP 'yi örgütü ve İsrail'i endişelendirmekteydi.

Hükümet'in bu stratejisi risk de taşımaktaydı. Nitekim bu son terör
eylemiyle İsrail-ABD ikilisi Hükümet'e , '' Apo ile değil bizimle masaya oturmalısın '' mesajını verdi.

2) İran'a karşı kullanılacak olan ve Türkiye'ye konuşlanması istenen ' Füze Savunma Sistemi' ile ilgili görüşmelerin hızlandığı ve ABD Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'yi ziyaret edeceği bu zaman diliminde böyle menfur bir terör saldırısının olması akıllara , '' ABD , Erdoğan'a aba altından sopa mı gösteriyor?'' sorusunu getirmekte...

3) Bu üzücü saldırının, Mavi Marmara konusunda Ankara ile Tel Aviv arasında yapılan müzakerelerde , Türkiyenin masadan kalkmasının
ardından gerçekleşmesi de bu işin arkasında İsrail'in olduğunu
göstermektedir. İsrail ve Abd , Türkiye'yi birkez daha en yumuşak karnından vurdu. Bu iki şer devleti , geçtiğimiz yıl da aynı oyunu Mavi Marmara uluslararası sularda seyrederken İskanderun'da bulunan deniz üs komutanlığına terör örgütünü saldırtıp yine Mehmetçikleri şehit ettirerek sergiledi. Bugün İsrailli ve Amerikalı siyonist yöneticilerin Türkiye'yi hizaya getirmek için ellerinde kalan son silah TERÖR'dür.

4) Görünen o ki, şu anda PKK içinde inisiyatifi ele almış bir grup tamamen İsrail'in kontrolünde hareket etmektedir. Devletimizin istihbarat birimlerine düşen görev İsrail ve ABD güdümünde hareket eden terör örgütü içerisindeki bu yapılanmanın içerideki ve dışarıdaki tüm unsurlarını deşifre etmektir. Aksi taktirde biz bu filmi daha çok seyrederiz. Anaların yüreği yanmaya devam eder. Kürt Sorunu da asla hallolmaz. Buradan Apo'ya da bir çağrıda bulunmak lazım: '' Ey Öcalan! Gördüğün gibi İsrail ve ABD senin miladını doldurdu.Artık seni gözden çıkardılar.Şu aşamada senin yapacağın en iyi iş , Abd ve İsrail'in ve hatta Avrupa'nın seni nasıl kullandığını dünyaya tüm çıplaklığıyla anlatmandır. Artık sakladığın şu sırları anlatmanın zamanı gelmiştir.''


5) Bu menfur saldırının Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu'nun başta İran olmak üzere bölge ülkelerine yaptığı çok önemli ziyaretlerin akabinde gerçekleşmesi de üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur.

6) Bazı yazarlar Diyarbakır'daki saldırının faturasını Suriye'ye kesiverdi. Timetürk'ten Kemal Özer saldırının hemen ardında kaleme aldığı yorumda şu ifadelere yer verdi: '' ....Türkiye'nin artık Esad'a yüz vermemesi Suriye rejimini bir hayli köşeye sıkıştırmış durumda. Bu da terör faaliyetlerine çok yatkın hatta alışık olan Suriye rejimini de harekete geçirmiş olabilir.''

Maalesef bu arkadaşlar Suriye'de olaylar başladığından bu
yana, Türkiye'yi Suriye topraklarına girmeye ikna etmek için ellerinden
geleni yapmaktadırlar. Bu yazar arkadaşlar büyük bir akıl tutulması
yaşamaktadırlar.


Bu yazarlara şu hatırlatmayı yapmak lazım : Daha düne kadar
başta Suriye olmak üzere komşularımızla pasaportsuz geçiş konusu
gündemdeyken ve Asi Nehri üzerine yapılacak ' Dostluk Barajı' nın temel atma töreninde binlerce Türkiyeli ve Suriyeli vatandaş Esad'ı ve Erdoğan'ı büyük bir şevkle alkışlarken, ne oldu da birden Ankara ile Şam arasına kara kedi giriverdi. Nerden esen rüzgar bu tarihi gelişmeleri birden tersyüz ediverdi. Görünen o ki bu rüzgar Washington ve Tel Aviv'den esti.


Ayrıca Türkiye ile Suriye arasında tüm diplomatik kanallar açıkken , taraflar sıksık bir masa etrafında toplanıyorken neden Şam PKK'yı
Ankara'ya karşı kullansın ki? Suriye , rejiminin bekası için Türkiye'ye son
derece muhtaç olduğu bir dönemde neden kendi kuyusunu kazacak bir eyleme girişsin ki?


7) Bu olayın, Clinton ve Obama'nın Esad'ın gözden çıkarıldığını açıkça ifade ettikleri günün ertesinde meydana gelmesi de bir hayli ilgi çekici...Türkiye'nin Esad'a daha fazla süre vermesinden rahatsız
olan Abd ve İsrail , bu saldırıyla Ankara'ya,' Esad'ın arkasında daha fazla
durma' mesajı vermiş olabilir.


Bundan sonra yaşanacak olayları özellikle de Hükümet'in bu saldırı sonrası yukarıda bahsettiğimiz konularda takınacağı tavırları takip etmeye devam edeceğiz. Bakalım Hükümet Milli İrade'den aldığı güçle mi
hareket edecek ya da İsrail ve ABD'nin baskılarına boyun mu eğecek?!

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı
Abdurrahman Dilipak: Gelin yeniden iman edelim