Başörtüsü, İmam-Hatip liseleri ve Kur'an kursları konusunda hedef gösteren haberler yapan Doğan Grubu gazeteleri; Ergenekon Terör Örgütü isimli çete hakkında ise sessiz kalıyor, haber yapmıyor ve köşe yazılarında sakin biçimde beklenilmesini istiyor.
AK Parti'nin kapatma davasına malzeme üreten bir fabrika gibi çalışan Doğan Grubu gazeteleri, Ergenekon Terör Örgütü konusunda sessiz kalıyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin kapatılmasına yönelik iddianamesinde; Doğan Grubu gazetelerinden Hürriyet, Milliyet, Radikal ve Posta'da yer alan haberleri kapatmaya delil olarak kullandı. Başörtüsü, İmam-Hatip liseleri ve Kur'an kursları konusunda hedef gösteren haberler yapan Doğan Grubu gazeteleri; Ergenekon Terör Örgütü adı verilen çete hakkında ise sessiz kalıyor, haber yapmıyor ve köşe yazılarında sakin biçimde beklenilmesini istiyor.
AK PARTİ KAPATMA İDDİANAMESİNE KONULAN HABERLERDEN BAZILARI
Milliyet: Hastanede ve lisede türbanlı görüntüler
Milliyet gazetesinin, 25 Şubat 2008 tarihli, "Hastanede ve lisede türbanlı görüntüler" başlıklı haberi de, kapatma iddianamesine alınmış. Milliyet gazetesinin söz konusu haberinde, "Bu fotoğraflar çok konuşulur. Hastaneler ve liselerde çekilen bu fotoğraflar türbanın kamuya nasıl girdiğini gözler önüne seriyor" deniliyor. Milliyet'in haberi ve fotoğrafları, kapatmaya delil olarak gösterilmiş.
-------------------
Radikal: Necat Birinci'nin açıklamaları
Abdurrahman Yalçınkaya, Milli Eğitim Müsteşarı Necat Birinci'nin 17 Ocak 2004 tarihinde Radikal'de çıkan ve Necat Birinci tarafından tekzip edilen açıklamalarını kapatmaya delil saymış.
-------------------
Hürriyet: 411 el kaosa kalktı
Yıllardır süren başörtüsü yasağını üniversitelerde sona erdirecek olan Anayasa Değişiklik Teklifi, TBMM'de ezici çoğunluğu oluşturan 411 oyla kabul edildi ve Köşk'e gönderildi.
Hürriyet Gazetesi, 10 Şubat 2008'de okurlarının karşısına '411 el kaosa kalktı' manşetiyle çıktı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Hürriyet gazetesinin söz konusu manşetini kapatma iddianamesine aldı.
-------------------
İŞTE ERGENEKON'LA İLGİLİ HABER VE KÖŞE YAZILARI"
HÜRRİYET GAZETESİ ERTUĞRUL ÖZKÖK: "İki davanın da sonuçlanmasını sakin bir biçimde beklemek"
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 7 Haziran 2008 tarihli yazısında, şunları yazmıştı: "Önümüzde, Cumhuriyet'in geleceğini köklü biçimde etkileyecek iki dava var. Biri AKP'nin kapatılması...
Öteki ise "Ergenekon" diye bilinen dava. Biri, iktidardaki partinin, Cumhuriyet'in temel ilkelerini değiştirmeyi amaçladığını iddia ediyor. Öteki ise, illegal bir çeteleşmenin, oyla işbaşına gelmiş siyasi partiyi devirme planları yaptığını ileri sürüyor. İkisi de yargıya intikal etmiş. Birinde, ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı, "laik rejimi yıkmakla" suçlanıyor. Ötekinde ise, henüz kim olduğunu bilmediğimiz birtakım insanlar, darbe yapmak için gizli örgüt kurmakla... Her iki olay da adaletin inceleme sürecine girmiş. Nereden bakarsanız bakın, ikisi de çok ciddi "Anayasal suçlar". Ne yazıyor Anayasamızda? "Türkiye Cumhuriyeti, laik bir hukuk devletidir." Yani, yargıya intikal etmiş iki davanın konusu da Anayasa'da açıkça yazılmış. Böyle bir durumda, ülkenin makul çoğunluğuna düşen tek şey var. Yargıya güvenmek ve iki davanın da sonuçlanmasını sakin biçimde beklemek."
"ERGENEKON'DA DAHA İDDİA BİLE YOK"
Ertuğrul Özkök, 19 Mart 2008 tarihinde, "Anti-laik çete çökertildi" başlığı ile kaleme aldığı yazısında şunları söylemişti: "(") Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, AKP hakkında iddiasını ortaya koymuştur. Dolayısıyla bu aşamada kimse çıkıp, "Anti-laik çete çökertildi" gibi bir lafı telaffuz edemez. Peki, Ergenekon? Dikkat... Orada daha iddia bile yok."
"ANTİ LAİKLERİN KARŞI DARBESİ Mİ"
Ertuğrul Özkök, 22 Mart 2008 tarihinde, "Ya İlhan Selçuk konuşursa" başlıklı köşe yazısında şunları söylüyor:
"Dün sabah saat 04.00 sularında İlhan Selçuk'un gözaltına alındığını öğrendiğimde, aklıma babamın sözleri geldi. Aklıma gelen ikinci şey ise, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'ye kapatma davasını açtıktan sonra orada burada işittiğim o söz oldu: "Laiklerin AKP'ye karşı darbesi." O durumda, dün İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu'nun gözaltına alınması nedir? "Anti-laiklerin karşı darbesi mi?" Ne alakası var mı diyorsunuz? Alakayı kuran ben değilim. AKP yanlısı gazetelerin manşetleri. (") Tek diyeceğim, 83 yaşında, daha yeni ağır hastalıktan kalkmış bir insana sabahın 04.00'ünde terörist muamelesi yapılması içimi burktu. Sonunda kararı yargı verecek."
-------------------
HÜRRİYET GAZETESİ - ERGENEKON ESPRİSİ
Hürriyet Gazetesi; Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmasını eleştirmek için Kanal 1 Televizyonu'nda yayımlanan güzellik yarışmasında söylenen sözleri sürmanşete taşımıştı. Mehmet Ali Erbil'in, jüri üyeliğine davet edilen Paris Hilton için, "Paris Hilton Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Serbest kalınca gelecek. Önce İlhan Selçuk çıkacak, arkasından onu bırakacaklar" şeklindeki sözleri sürmanşette yer almıştı. Söz konusu haber 28 Mart 2008 tarihinde yayınlanmıştı.
-------------------
FİKRET BİLA - MİLLİYET: "Sağduyu içinde yargı sürecini beklemek"
Fikret Bila, 22 Mart 2008 günü Milliyet gazetesinde yayımlanan "İlhan Selçuk'a yapılan muamele" yazısında şunları söylüyor: "Ağır suçlamalar, eleştiriler ve imalar karşısında, Başsavcı Yalçınkaya'nın anayasal yetkisini kullandığını, görevini yaptığını, nihayet bir iddianame hazırladığını ve sağduyu içinde yargı sürecinin beklenmesi gerektiğini belirtmiştik. Bağımsız yargı için söylenmesi gerekenler bunlardır. Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz de yetkisini kullanıyor. Savcı Öz, uzunca bir süredir Ergenekon soruşturmasını yürütüyor. Soruşturmasını tamamladığında dava açmaya yeterli kanıt bulunduğu kanaatine varırsa, iddianamesini hazırlayıp davayı açacaktır. İddiaları ve kanıtları mahkemede ortaya çıkacaktır. Bu soruşturmayla ilgili olarak da söyleyeceğimiz aynıdır: Sağduyu içinde yargı sürecini beklemek..."
-------------------
MİLLİYET GAZETESİ GÜNERİ CIVAOĞLU: "Dehşet verici durum"
Güneri Cıvaoğlu'nun 22 Mart 2008 tarihinde Milliyet gazetesinde yayımlanan yazısında, İlhan Selçuk'un gözaltı işlemi eleştiriliyor: "Doğruluğunu henüz "kesin" bilmiyoruz ama bir yalanlama da gelmiş değil. Doğruysa, dehşet verici bir durum. Öte yandan... 2 kez kalp krizi geçirmiş 83 yaşındaki İlhan Selçuk ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu gibi adresi, toplumdaki yeri, kariyeri belli iki isme, sabahın karanlığında "gözaltı" ile bir başka savrulma daha yaşıyoruz. Normalde Selçuk ve Alemdaroğlu çağrıyla gelir, medeni bir saatte ifadelerini verirlerdi. Eğer... Gözaltının uzatılması gerekiyorsa, bu süreç sorgudan sonra başlatılırdı. Sabahın 4'ünde onların yataklarından alınarak apar topar sorguya götürülmeleri, bu kez de başka "kuşkular" üretiyor. "Normali makulde aramak" ve "bulmak", demokrasilerin yazılı olmayan ama en güçlü kuralıdır. Anormalliklere, makul olmayan koşullarda tanıklık ederek, "med" ve "cezir" hareketleriyle savrulmak, toplumda kolektif beyin sarsıntılarına neden oluyor."
vakit