Başbakan beklenen açıklamayı yaptı..
Gelişmeler doğru yönde ileri doğru..
Bakanlar Kurulu kararı ve genelge ve yönetmeliklerle hemen çözülecek sorunlar var.. Kamuda, asker, polis ve yargı dışında başörtüsü sorunu çözülüyor.. İlkokullardaki and sona erdiriliyor, Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruluyor, Mor Gabriel manastırının vakıf arazisi Süryani patrikliğine iade ediliyor..
Şapka giyme mecburiyeti getiren yasa kaldırılacak deniyordu, o konuda bir adım atılmadı.. Aslında biliyorsunuz “Bey, efendi, hacı, hoca, şeyh, paşa” demek de suç. Belki tekke ve zaviyelerin kapatılması ile ilgili bir düzenleme olur mu diyordum, o da bir başka bahara kaldı..
Keşke bu vesile ile, okullardaki ve yurtlardaki Atatürk köşeleri, heykel ve büstler, resimleri ile ilgili de bir düzenleme yapılabilseydi..
Bu ilk paket değildi, son paket de olmayacak.. Tek parti döneminin ve ardından 27 Mayıs’la başlayan darbe sürecinin idare ve hukuk sistemi üzerindeki baskısının tamamen sona erdirilmesi, daha zaman alacak gibi gözüküyor.. Bunun için önce darbe anayasasından kurtulmamız gerekiyor. Ancak muhalefet bu konuda ayak sürümeye devam ediyor. Üzerinde mutabakat sağlanan maddelerin hayata geçirilmesi konusunda bile isteksiz davranıyorlar..
Erdoğan, alınan kararların, baskı ve birtakım çevrelerle yapılan pazarlıklar sonucu alınan kararlar olmadığını, bunların 11 yıllık siyasi geçmişleri süresi içinde yayınladıkları siyaset belgelerinde yer aldığını, referanslarının hukuk devleti gerekleri ve toplumsal talepler olduğunu, AB müktesebatı ve akil adamlar raporlarında ifadesini bulan talepler olduğunu söyledi.
Yasal düzenleme gerektiren konularla ilgili önümüzdeki günlerde yasa teklifi meclise sunulacak.
İktidar seçim sistemini tartışmaya açıyor.. Baraj aynen kalabilir, dar bölgeye geçilirken baraj %5’e çekilebilir.. Dar bölge uygulamasına geçilir ve baraj sıfırlanır..
Partilere yardım barajı %7’den %3’e çekiliyor, belde teşkilatı kurma zorunluluğu kaldırılıyor, partilerde eş genel başkanlık yasal hale getiriliyor, oy veren herkes siyasi partilere üye olabilecek ve farklı dillerde, lehçelerde siyasi faaliyet yapılabilecek..
Nefret suçu, yaşam tarzı ve ayırımcılık ile ilgili yeni düzenlemeler geliyor.. Bu alanda önemli bir düzenleme olarak “ayırımcılık, nefret söylemi ve yaşam tarzı” ile ilgili yeni düzenlemeler yolda.. Bir inanç topluluğunun inancının gereklerini yerine getirmesini engelleyene 1-3 yıl hapis cezası geliyor.. Bu doğru bir yaklaşım aslında.. İnanç özgürlüğünü tanımlayan bir yasa değil, inanç özgürlüğünü engelleyene verilecek düzenleme siyasetin konusu olabilir.. Dini, mezhebi, felsefi, ideolojik kanaat farklılıkları sebebi ile dışlanma ve düşmanca fiillere muhatap olmanın önüne geçilecek. Bu maksatla “ayırımcılıkla mücadele ve eşitlik kurumu” kurulması gündemde.
İlginç bir yasa değişikliği de W, Q, X harflerinin kullanılması ile ilgili klavyelere özgürlük geliyor..
Aslında dindarlar, Kürtler, Aleviler, Süryaniler, Romanlar ve genel anlamda demokrasi ve özgürlük talep eden herkesle ilgili birtakım düzenlemeler var.
Ben Mirzabeyoğlu ile ilgili ve AİHM ve 28 Şubat dönemi ile ilgili “iade-i itibar” anlamına gelecek düzenlemeler bekliyordum, sanırım o konuda da 28 Şubat yargılaması bekleniyor olabilir.. Ortaya çıkacak yeni belge ve bulgular çerçevesinde bu konu ayrı bir paket olarak ele alınabilir..
Toplantı ve gösteri yasası ile ilgili olumlu düzenlemeler sözkonusu.
Özel okullarda, bazı dersler Türkçe okutulmak şartı ile, istenilen dilde ve lehçede eğitim-öğretim yapılabilecek..
Köy isimlerinde eskiye dönüş mümkün olabilecek. İl ve İlçelerle ilgili talepler, Bakanlar Kurulu’nda değerlendirilecek..
Bu arada Nevşehir Üniversitesi’nin adı da “Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi” oluyor.. “Hacı” adını/unvanını kullanmak yasak da olsa, bir üniversitemizin adı “Hacı” unvanı ile başlıyor artık. Zaten bu konudaki uygulamanın hukuka, yasaya uygunluğunu konuşmaya gerek yok. Akla uymuyor bu yasak, bu tartışma.. “Hacı” demek yasak ama, devlet, hac yönetmeliği yayınlıyor ve nasıl hacı olunur, bunun eğitimini, denetimini, düzenlemesini yapıyor. Hocalar ise devlet kadrosunda memur statüsünde..
Keşke CHP de bir paket açıklasa da görsek.. İktidar ne derse aksini söylemeyi marifet sayan bir anlayışla demokrat olunmuyor çünkü!
Bu arada iki düzenleme daha geliyor. Biri yardım toplama yasası ile ilgili. kurban derileri, zekat ve fitrelerin THK’ya verilmesi şartı kaldırılıyor. Herkes yardımını dilediği yere verebilecek.. Deri tartışmaları da böylece tarih oluyor!
Kişisel verilerin korunması ile ilgili de yeni bir düzenleme kapıda..
Aslında, Ermeni, Rum ve Süryaniler için İlahiyat Fakülteleri açma izni ve bu kiliselerin ekümenikliği de tanınabilirdi.. Her din, karakteri itibarı ile ekümeniktir / evrenseldir aslında. Hangi kilisenin ya da yapının bu evrensel yetkiyi kullanacağı ise o topluluğun kendi sorunudur..
Evet, yeni bir paket daha açıklandı. Bu paket ne bir ilk ve ne de son paket olacak.. Kimileri buna da karşı çıkacak, kimileri bunu az bulacak. Bu hep böyle oldu.. Böyle olmaya da devam edecek..
İnce ve uzun bir yolda doğru yönde ileri doğru yürüyüş sürüyor.. Mayınlı bir tarlada yol almak gibi zor bir süreç bu.. Anayasa değişikliği gerçekleşmeden bu ihtiyatlı ilerleyiş, kontrollü bir şekilde etap etap devam edecek gibi gözüküyor.. Darbecilerin yargılanması, kayıtdışı siyaset ve kayıtdışı ekonomi kontrol altına alınıp, anayasa da değiştirildikten, bölgemizde şartlar daha stabil bir hal aldıktan sonra gelişmeler çok daha hızlı ve kapsamlı olabilir..
Selâm ve dua ile..
yeniakit