Hazar ve Ortadoğu doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasını öngören Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi Anlaşması nihayet imzalandı.
Anlaşmanın altında Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya başbakanlarının imzaları var.
Anlaşmayla ilgili ortak bildiriyi, taraf ülkelerin başbakanlarının yanı sıra, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı da imzaladı.
Böylece, Rus doğalgazına bağımlılığını azaltmayı stratejik öncelikleri arasına alan Avrupa'nın, Nabucco'ya dolayısıyla Türkiye'ye- bağladığı umut tescillenmiş oldu.
Avrupa'yı Rus doğalgaz tekelinden kurtarmak"
Nabucco'nun bütün 'numarası' bundan ve Türkiye'ye sağlayacağı maddi menfaatten mi ibaret?
Değil tabii.
Başbakan Erdoğan'ın dün Ankara'da düzenlenen imza töreninde ifade ettiği gibi, Doğu ile Batı arasındaki işbirliğini geliştirerek barışa ve hatta entegrasyona hizmet edecek bir "köprü"den söz ediyoruz.
Bana sorarsanız sadece "Doğu-Batı" köprüsünden değil "Doğu-Doğu" köprüsünden de söz ediyoruz.
Nabucco ilk aşamada Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan doğalgazını Avrupa'ya taşıyacak.
İkinci aşamada ise Irak, Suriye ve Mısır doğalgazı devreye girecek.
Şimdilik 'bazı dengeler' yüzünden küçük bir ihtiyat payı bırakılıyor veya bırakılıyormuş gibi yapılıyor, ama İran doğalgazının da Nabucco'ya bağlanacağına ben şahsen kesin gözüyle bakıyorum.
Bir de Katar doğalgazı var"
Birbirine diş bileye gelen Müslüman Ortadoğu ülkeleri, menfaatlerini birleştiren Nabucco sayesinde, ister istemez safları sıklaştıracaklar.
Sadece Mısır doğalgazı bir taşla dört kuş vuracak; Mısır'dan Ürdün'e, Ürdün'den Suriye'ye, Suriye'den Türkiye'ye (ve Türkiye'den Avrupa'ya) uzanan hattın sağladığı müşterek menfaat, bu dört kardeş ülkeyi birbirinin selametine bekçi kılacak.
'Birbirinin selametine bekçi olmak' şuuru bir kere yeşerdi mi, bölgesel birlik projeleri daha kolay gündeme gelebilecek ve makes bulabilecek.
Avrupa Birliği'nin temelinde kömür-çelik birliği var; bizim bölgesel birliğimiz de belki doğalgaz birliği üzerinde yükselecek.
Daha soylu bir entegrasyon zeminini tercih ederdik, ama ne yapalım ki yaşadığımız dünya menfaat dünyası işte"
Hiç olmayacağına böyle olsun.
Yeni Şafak