Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde dün akşam çıkan olaylarda ölenlerin sayısının artmasından endişe edildiği bildirildi. Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk'e göre açıklanan rakamın aksine ölü sayısı 500'ü geçti.
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, ''Gelişmelerden endişeliyiz. Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500'ün üzerinde. Binlerce yaralı var'' dedi.
Çin'in kuzeybatısındaki Sincan (Xinjiang) Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de Uygurlar ile Çinliler (Han) arasında çıkan olaylarda ölü sayısının artabileceği belirtiliyor. Çin'in resmi Şinhua (Xinhua) haber ajansı, şu ana kadar en az 140 ölü, 828 yaralının olduğu olaylarda, yüzlerce kişinin de gözaltına alındığını duyurdu. Olaylarda kilit rol oynadığı iddia edilen 90 kişinin de arandığını duyuran Şinhua, dün akşam yerel saatle 20.20'de çıkan olaylarda 261 motorlu taşıtın yakıldığını, 203 dükkan ve 14 evin hasar gördüğünü bildirdi.
Şinhua'nın haberlerinde, olayları çıkaran Uygur gruplarının Urumçi'nin ana caddelerinde yoldan geçen Han milliyetinden (asıl Çinli) kişileri dövdükleri, otobüslere taş ve sopalarla saldırdıkları, bariyerleri de devirdikleri savunuluyor. Çin televizyon görüntülerinde de yaralanan Çinliler ile Uygurların otomobilleri devirmesi yer alıyor. Özerk bölge polis müdürü Liu Yaohua, sokaklardan 57 ceset toplandığını, diğerlerinin de hastanede öldüğünü söyledi. Şehirde ana caddeler, elektrik ve doğal gaz şirketleri ile televizyon istasyonu gibi önemli yerlerde güvenlik önlemleri artırıldı. Komşu şehirlere giriş çıkışta kontrol noktaları oluşturuldu. Şüphelilerin sorgulanması için komşu bölgelerden etnik gruplara mensup 100'den fazla yetkili de Urumçi'ye getirildi.
''ÖLÜ SAYISI 500'Ü GEÇTİ''
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, 500'den fazla kişinin öldüğünü iddia ettiği olayların temelinde Çin'in asimilasyon politikasının yattığını vurguladı.
Çin'deki olayların ilk kıvılcımının 26 Haziran'da Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında başladığını ifade eden Tümtürk, "Oradaki olaylarda 300 kişi hayatını kaybetmişti. Çin, uzun yıllardan beri, özellikle son 5 yılda Doğu Türkistan'dan 18-25 yaş arasındaki genç kızları zorla alarak Guangdong eyaletindeki oyuncak fabrikalarında çalıştırıyor. Bu, insan hakları ihlaline dünya bugüne kadar göz yumdu. Dün Urumçi'de gelişmeleri protesto etmek isteyen üniversiteli gençlerin üzerine yaylım ateşi açıldı, yüzlerce kişi öldürüldü" şeklinde konuştu.
Tümtürk, yarın Ankara'da Çin Büyükelçiliği önünde tüm siyasi parti temsilcilerinin katılımı ile Çin'de yaşananları protesto edeceklerini söyleyerek, ''Doğu Türkistan'ın hür dünya ile internet, telefon ve tüm iletişim ağları kesildi. Yarınki protesto eylemine tüm halkımızı davet ediyoruz. Yarın ayrıca şehitlerimiz için gıyabi cenaze namazı kılacağız'' diye konuştu.
ÇİN: ''OLAYLARIN ARKASINDA RABİA KADER VAR''
Çin medyası, olayların arkasında ABD'deki Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kader'in olduğunu ve Uygurları Kader'in kışkırttığını iddia etti. Yerel hükümet tarafından bu sabah yapılan açıklamada da, ''olayın yurt dışındaki unsurlar tarafından kışkırtılan ve yurt içinde organize edilen, planlı ve örgütlü bir şiddet suçu olduğuna dair bulgular bulunduğu'' ifade edildi.
Açıklamada, Dünya Uygur Kongresi'nin, destekçilerini bir süredir internet yoluyla ''daha cesur olmaya ve daha büyük işler yapmaya'' kışkırttığı iddia edildi. Eski bir iş kadını olan ABD vatandaşı Rabia Kader, Çin tarafından ulusal güvenliği zedelediği gerekçesiyle 1999'da tutuklanmış ve yıllarca hapiste kaldıktan sonra dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın girişimleri sonucu 17 Mart 2005'te kefaletle serbest bırakılmıştı. Kader, tedavi için ABD'ye götürülmüştü.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkanı Uygur milliyetinden Nur Bekri, bugünkü bir televizyon konuşmasında, "Terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılık olmak üzere üç güç, 26 Haziran'da Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında Uygur ve Han (Çinli) işçiler arasında meydana gelen kavgayı kaos yaratmak için kullandı" sözlerini sarfetti.
BÖLGENİN GEÇMİŞİ
Çin'in hakimiyetindeki Uygur bölgesi, 1930'larda şiddetli bir ayaklanmaya sahne oldu. Bu ayaklanmalar netice verdi ve ''Doğu Türkistan Cumhuriyeti'' kuruldu. Ancak çıkan karışıklık ve yaşanan gelişmeler sonrasında bölgenin Çinli kumandanı Komünist Parti'ye bağılığını ilan edince, Çin ordusu kansız bir şekilde Uygur bölgesini ele geçirdi. Rusya'nın da etkisiyle Çin'deki İsa Yusuf, Mehmet Emin Buğra ve binlerce Uygur ile Kazak Türkü, Pakistan ve Hindistan'a iltica etti. Uygurlar için karanlık günler başlamış oldu. Tansiyonun sürekli yüksek olduğu bu bölgede Uygurlar ile Çinliler arasında sık sık çatışmalar oluyor.
Çin, Uygurların El Kaide ile bağlantılı olarak bağımsız bir devlet kurma çabası içinde olduğunu savunuyor. Uygurlar ise Çin'in 'terörizm' kisvesi altında kendilerini yok etme planı uyguladığını ileri sürüyor. Çin'in özellikle '11 Eylül 2001' sonrasında uyguladığı baskı politikaları Uygurların büyük tepkisini çekiyor. 1 milyondan fazla nüfusa sahip Urumçi'de, 17 farklı etnik milliyet yaşıyor. Çin'in 1949'dan sonra Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne uyguladığı göç sonrası, Han Çinlilerinin sayısı Uygurların nüfusuna yaklaştı. Sincan, Çince'de yeni sınır anlamına geliyor.