Kime dokunursan dokun, ama onların şeyhine, liderine, örgütüne, menfaatine dokunmayacaksın.
MAkamına, MAdamına, MAlına da dokunmayacaksın. MAMAsına, 3 MA’sına dokunmayacaksın yani. Helal mi, haram mı bakmayacaksın.. Nerede iş, hemen sıvış, nerede aş hemen yanaş.. Adamını bulacak, kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyeceksin. Bir şeyh tanıdığın olacak sizin için “bizim iyi çocuklardan” diyecek. Arada bir Umre’ye gideceksin mesela. İcabında yüzü kızarmadan rüşvet verecek bir “zurnik” bulacaksın. İcabında kabadayılık yapacak bir mafia bozuntusu ile dirsek temasını kesmeyeceksin..
Gayb bilgisine, gizli güçlere sahip olduğumu, “özel”, manevi bir görevle görevlendiğini düşünen bir sürü meczup dolaşıyor aramızda.
Allah her birimizi özel olarak ve “özel” bir misyonla yarattı. “Kulluk misyonu” ile.. Ve hiç birimiz bu dünyada yalnız-kendi başımıza değiliz.. Ruh, nefs, açıl, can, bedenle donatılmışız. Çevremizde ins, melekler, cinler, şeytanlar dolaşıyor.. Sahi biz kimiz! Kendi düşüncemiz sandığımız şey Hannas’ın vesvesesi olmasın sakın..
Bir büyücüyü, kahini, cinniyi veli zanneden kalabalıklarla nereye kadar gidebiliriz!
NLP’ciler bile şeyhlik taslamaya başladılar.. Kimi beyninizin sağ lobuna, sol lobuna göre kadere ve kişilik analizleri yapıyor, kimi burçlarınıza göre, kimi isminizden kaderinizi okuyor, kimi kan grubunuza bakıyor, kimi elinizden, ayağınızdan, gözünüzden kişilik analizi yapıyor. Bir de alın yazısını okusalar.. Kimi doğduğunuz toprağın, yaşadığınız yerin manevi meridyen ve paraleline göre kaderinizi okuyor.. İpnoz yapanı da var, telepati yapanı da.
Aslında bunların hepsinin belli oradan da doğruluk payı da olabilir, ama bunların hiçbiri mutlak değil.. Hepsinin etki payları, zamana, mekana, şartlara göre değişkenlik gösterebilir..
Evet, kan şekerinizden tutunda, kan grubunuza, karaciğer enzimlerine, hormonlarına, böbreküstü zarının özelliğine, ya da boynunuzdaki bezelerin büyüklüğü, küçüklüğü, salgıladığı hormonlara kadar herşey hayatımızı etkiliyor. Cinsiyetimin şekillenmesinde Androjen-Ostrojen dengesinin rolü yok mu, Lecitine maddesinin algılarımız üzerindeki radikal etkilerinden haberdar mıyız.. Mesela bu madde doğrudan değil, ama dolaylı olarak radikal etkileri olan ve hemen her endüstriyel gıda da var olan bir kimyasal.. İnsan vucuduna girdiğinde karaciğerin verdiği tepkiye bakmak gerek.
Mesela Melatonin. Bu hormon uyku ve mutluluk hormonu olarak bilinir. Karanlıkta artan bir hormondur. Biyolojik saatimiz, Melatonin’in kontrolündedir. Adrenalin heyecan verir. Sıkıntı ve korku halinde yükselir.
Dopamin; şizofrenik etkilere sebeb olabilir mesela. Moraliniz bozuksa, motivasyon eksiliği söz konusu ise vücudunuzda Dopamin eksikliği olabilir.
Nerodrenalin Kızgınlık, öfke, saldırganlık durumlarında yükselir. Ama dikkat edin birine saldırırsanız “Nerodrenalim yükselmişti, kusura bakmayın” derseniz, savcı da sizi affetmez, hakim de.. Mesela, Serotonin mutluluk hormonunun özünü teşkil eder.. Serotonin eksikse; depresif, asabi bir psikolojik hâl oluşur. Mesela bazı parti liderlerinin Seratonin dengesine bakmak gerek.. Endorfin vücut tarafından üretilen bir uyuşturucudur mesela.. Rahatlık, hoşluk, keyif ve huzur gibi duyguları yönetir.
Bütün bunlar büyük bir gerçeğin küçük bir parçası. Ama kibriti gözümüze çok yaklaştırınca, arkasında kocaman bir ormanı kaybediyoruz..
Melek de var, cin de, şeytan da.. Damarlarımızda hepsi var, her şey var.. Ama Şeytanın varlığı günah işlememizin gerekçesi, değildir, olamaz.. Ben ne yapabilirim, bu “benim burcum ya da benim beynim böyle çalışıyor” yok canım.. Akıl, irade ve sorumluluk nerede.. Kimileri bu bilgileri bilim diye pazarlıyor, kimi, kelimelerin adını değiştirip din diye, kimi ezoterik anlamlar yüklüyor, evrenin derinliklerindeki gizemli bilgileri deşifre eden bir kurtarıcı rolüne bürünüyor, olağanüstü, harika şeylerden söz ediyormuş kimi çevresindeki insanları aldatıyor..
Hani kitapta deniyor ya bu “yaşam koçları”, bu “Modacı”lar, bu modern zamana kahinleri, birilerine kertenkele deliğinden girin dese, onlar girmeye çalışacaklar.. Ya hu şu yırtık kod modasına baksanıza.. Kaş, göz, saç, piercing, tatto çılgınlığına. Mahalleye bir şarlatan geliyor, kimini dinle, kimini ideoloji ile, kimini ırkla, kimini futbolla, kimini para ile, kimini makam-şöhretle kandırıp insanları peşine takıp gidiyor.
Şeytan bizi Allah’la kandırmasın, dikkat edin, din, mezhep, tarikat, bilim, sanat, çevre, vicdan, felsefe, cennet, mehdi-mesih her şekilde gelebilirler.. İnandıracaklarından emin olsalar, size “yeryüzünde bir cennet, ebedi ve mutlu bir hayat vadedecekler. Şimdilik, başarı, mutluluk, sağlık, güzellik, iş başarma, sorun çözme, sosyal uyum, psikolojik danışmanlık, sorun çözme becerileri, stres yönetimi diye geliyorlar.. Evrenle uyum içinde olacaksınız, Nirvenaya ulaşmak için mucizevi reçeteler sunacaklar size..
Bunun cahili, okuyanı yok. Cahiller ağaca çaput bağlıyor, okumuş zenginlerin hali daha yürekler acısı.. Dindarı da, seküleri de kitleler halinde aynı bataklığa saplanıyorlar.. Safı da, gözü açık geçineni de aynı safta buluşuyor.
25. kare ve Sübliminal mesajlara girmeyelim daha.. Doğrudan ipnoz ve ruh çağırma seansları ve cinni bir takım kişilerin hayatımızdaki ezoterik dalışlarına da girmeyelim..
Gözünüzden, kulağınızdan, yiyip içtiklerinizden, nefes olarak içinize çektikleriniz yolu ile içimize dalış yapan Şeytanlara dikkat edelim.
Selam ve dua ile..
yeniakit