DSP Genel Sekreteri Süleyman Yağız, dün yaptığı açıklamada partisinin milletvekilleri Ahmet Tan, Emrehan Halıcı, Mücahit Pehlivan, Recai Birgün ve Tayfun İçli'nin Örgüt Kurulu'nca alınan karar gereği ''ihraç istemiyle'' Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildiğini söylemişti.
Yağız, 5 milletvekilinin ihraç isteminin gerekçesinin yalnızca CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vermeleri olmadığını belirterek, söz konusu milletvekillerinin partilerinin adaylarına oy verilmemesi için çalıştıklarını, bunun da hiçbir partinin yetkili organınca kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulamıştı. Yağız'ın yaptığı bu açıklamaya ilk tepki DSP Milletvekili Ahmet Tan'dan geldi.
İşte partiden ihracı istenen vekillerden biri olan Ahmet Tan'ın yaptığı o açıklama:
Genel Başkan Zeki Sezer, DSP'den yüksek oy aldığı halde onuruyla istifa eden DP'nin Sayın Genel Başkanı'ndan ders almak yerine "6 Bakanı kapıya koyarım!" diyen Başbakan'ı taklide kalkıyor.
Ecevit'in heder edilen siyasal - parasal mirasının ve harcanan trilyonların hesabını bu paranın asıl sahibi olan millete vermek yerine beni ve 4 milletvekilini partiden atacağını ilan ediyor.
Bu tam bir yavuz hırsızlık örneğidir.
Siyaset kör bir partizanlık değil, ittifak ve uzlaşıdır. Sezer bu sayede TBMM'de temsil edilen bir partinin genel başkanı olma onuru kazanmıştır.
Şimdi, Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklememi ve CHP otobüsüne çıkmamı lanetleyen Sezer, 2007'de benim başlattığım bu işbirliğiyle ve arkadaşlarını CHP otobüsüne çıkartarak, parmağını da oynatmadan TBMM'de temsil edilen bir partinin genel başkanı onuru kazanmıştır.
İttifak ve uzlaşı kurmak yerine CHP'ye lanet okumak ve kör-kütük CHP düşmanlığı yapmak AKP'ye hizmettir.
Evet, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekledim. Bunu, tanıkları ve kayıtları ortada olan 41 yıllık bir Ecevitçi olarak ve DSP'nin itibarını korumak için yaptım. Arkadaşlarım boş yere suçlanmasın; Kılıçdaroğlu ile ben dolaştım ve otobüsün üstünde konuşma da yaptım. Çünkü, "Yüzde 47 baskısını" kıracak hamlenin İstanbul'da bizim "Çakma DSP"li adayımızla değil, Kılıçdaroğlu eliyle, yapılacağına inanıyordum. Bunu da, 4 arkadaşımla birlikte çok önceden açıkladım.
"Ecevit mirasyediliği" lekesi, ihraçla, şipşak kurultayla ve oldubitti bir tüzük değişikliğiyle silinemez.
Kifayetsiz ellerinizde harcanan Ecevit'in siyasi mirasına kamu vicdanının size rağmen sahip çıkacağına inanıyorum.
"Particilik oynama keyfinizi" sadece Kurultay'da değil, Yargıtay süreci ve Anayasa Mahkemesi denetimine kadar kaçırmaya devam edeceğimi şimdiden ilan ediyorum.