Dünya 5’ten büyüktür!

Abdurrahman Dilipak

Erdoğan 69. BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında beklenen mesajları verdi ve “Dünya 5’ten büyüktür” dedi ve ekledi: “21 yüzyılda hâlâ insanlar açlıktan, salgın hastalıklardan ölüyor. Çocuklar ve kadınlar savaşlarda katlediliyor. Dünyanın zengin ülkeleri refah içinde yaşarken fakir ülkelerde insanlar hastalıklarla boğuşuyor. İklim değişikliğinin etkileri insanlığın önünde önemli bir sınav olarak duruyor. Bu manzara insan onuruna yakışmamaktadır. Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada hiç kimse masum değildir. Hiç kimsenin can güvenliği yoktur. Hiç kimse de sürdürülebilir refah ve barış içinde olamaz.”

Sormak gerek, bütün bunlar olurken BM ne yapıyor.

Modern batı ne yapıyor?

İslam İşbirliği KonferansıArap Birliği, Afrika Birliği ne yapıyor.? Hepsi de kör, sağır ve dilsiz. 3 maymunları oynuyorlar.. Gerçekler karşısında kafalarını kuma gömüyorlar..

Dilsiz Şeytan oluyorlar, haksızlıklar karşısında susarak..

Batı, darbeye darbe diyemiyor. Darbeciye darbeci diyemiyor..

Sisi’nin Baltacıları ile Suriye’deki teröristler arasında ne fark var. İsrail’in terörüne de Esad’ın terörüne de ses çıkarmıyor Batı.. “Ben teröre terör demem, terör beni vurmayınca” diyor sanki Batılı beyaz adam! 

Erdoğan diyor ki; “İki bin kişi ölüyor, kimyasal silahlarla. Konvansiyonel silahlarla 200 bin kişi ölüyor. İki bin kişinin ölmesini suç telakki eden bir zihniyet, 200 bin kişinin ölmesini suç telakki etmiyor. Bu nasıl bir anlayıştır? Canlıların ölümüne neden olan her türlü silahın kullanılması suçtur. Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş iktidar darbeyle indirilirkenBirleşmiş Milletler’de ülkeler bunu izliyor ve darbeyi yapan meşrulaştırılıyor.”

Erdoğan “Dünya 5’ten büyüktür” vurgusu yaptı BM Genel Kurulu’nda ve dedi ki; “Dünya, 5’ten büyüktürGüvenlik Konseyi’nin Birleşmiş Milletler’i etkisiz hale getirmesi küresel vicdanın kabul edebileceği bir şey değildir. Tüm alınan kararlar bir ülkenin iki dudağı arasındadır.” Bu durum kabul edilemez..

Eğer BM ve Güvenlik Konseyi, barış ve güvenliğin, refah ve mutluluğuninsanlar arasında adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlayamayacaksa niye var! 

Altını çizerek ifade etmek isterim ki; 5 ülkenin BM’yi etkisiz hale getirmesi küresel dünyanın kabul edeceği bir şey değildir.

Evet, dünya 5’ten büyük olmasına büyük de, o diğer devletler bir araya gelmeyecek olurlarsa değişen bir şey olmayacak.

Cumhurbaşkanı önceki gün buna atıf yaptı. Namuslular, namussuzlar kadar cesur değilse, birlik değillerse değişen bir şey olmayacak.

Konfüçyüs öyle diyor: Karanlığa küfretmeyi bırak da, kalk Allah aşkına bir mum yak!

Evet, karanlık aydınlığın yokluğudur. Işık gelince karanlık yok olur. Zaten karanlık yok olmaya mahkûmdur.

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez. Birileri bizlerin kanları ve gözyaşları üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretiyor.

İslam coğrafyasındaki dağınıklık, terör, darbe düzeni, biraz da bu cahillik tefrikanın eseri değil mi? Dinî, mezhebî, etnik, ideolojik, politik, felsefî kanaat farklılıklarına dayalı çatışmaların maliyeti ve sonuçları ortada..

Evet, güvenlik teşkilatının teşkilinde ve kararlarında bir adalet yok, ama bu örgüt hâlâ varlığını sürdürüyor.. O katılımcı, çoğulcu ve şeffaflık var mı? O da yok.. Sonuç ortada.

O zaman bu örgüt niye var..  1. Dünya Savaşı sonrası oluşturulan bir düzen bu. Galiplerin mağluplara dayattığı bir düzen!

Hindistan niye yok Güvenlik Konseyi’nde, Afrika niye yok, İslam dünyasıniye yok. Niye Güvenlik Konseyi üyeleri sadece Hristiyanlardan ve Çin’den oluşuyor?

La ilahe” denmeden Müslüman olunmaz.. Ama sadece “La ilahe” diyerek de Müslüman olunmaz. Ardından “İllallah” dememiz gerekiyor.

Bu yanlış da peki doğrusu ne? Doğru olan ne?

Aramızdaki tefrikayı sona erdirmemiz gerek.. Ardından adalet, barış ve özgürlük temelinde evrensel bir hukuk düzeni oluşturmamız gerek.. Bunun için ilim üretmemiz gerekiyor, sanat üretmemiz gerekiyor. Bu kadroları yetiştirmemiz gerekiyor.. Paramızın olması gerekiyor. “Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede” değil, “Veren el” olmamız gerekiyor.. Daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur olmamız gerekiyor.. Sabırlı olmamız gerekiyor. “Gideceği yeri bilmeyen kaptana hiç bir rüzgâr fayda etmez.” Kökü mazide olan bir ati olmamız gerek. Tarihten ders alarak, bu günün sorumluluklarına sahip çıkmamız ve bir de gelecek hayalimiz olması gerekir..

Merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük değilse, bu mücadeleyi kazanamayız..

BM Güvenlik Konseyi, 12 Eylül darbesinin mimarı general Kenan Evren’in adına “Milli Güvenlik Konseyi” dedikleri 5’li çetesinde daha anlamlı, saygın bir yapı değil..

Bölgemizde yaşanan olaylar BM’nin karizmasını ve işlevselliğini yerle bir etmeye devam ediyor.. Evet dünya 5’ten büyüktür.. Bunu dünya da, 5’li çetenin iş birlikçileri de, o 5 ülke de bir gün anlayacak ama, korkarım çok geç kalacaklar ve çok ağır bir bedel ödemek zorunda kalacaklar.. Selam ve dua ile..

yeniakit