Dünya'da AB ve ABD Krizi Var

İstanbul’daki dev buluşmada dünyaca ünlü şirket CEO’ları ekonomide bir merkez olmadığını, yelpaze genişletilerek bakıldığında dünyada sanıldığı kadar sıkıntının olmadığının görüleceğini bildirdiler.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) genel kurulu dünya ekonomisinin tartışıldığı bir arena haline geldi. Financial Times'ta (FT) da, Türkiye'nin büyümeye mecbur olduğu, ülkede büyüme direnci karşısındaki tüm siyasi risklerin geri plana atılabilecek bir kararlılığın gözlemlendiği yorumu yapıldı.

AS Haber Ajansı'nın (asha) derlediği haber analize göre, IATA genel kurulunda Boeing'den James McNerney, Airbus'tan Tom Enders, Air France'dan Jean Cyriel Spinetta, Emirates'ten Tim Clark, Cathay Pacific'ten Tony Tyler, dünyanın en büyük uçak finansal kiralama şirketinin CEO'su Steve Udvard Hazy ve Deutsche Bank'ın CEO'su Josef Ackermann başta olmak üzere birçok ülkeden temsilcilerin katıldığı IATA genel kurulu global ekonominin yüreğine su serpti. CEO'lar Kuzey Amerika ve Avrupa'nın dışında dünyada işlerin iyi gittiğini, genel manada ekonomik büyümenin istikrarlı bir şekilde sürdüğünü dile getirdiler. Dünyada bir sıkıntının olmadığını söylemenin de yanlış olacağını, ekonomik sorunların dünyayı bir yıl daha etkisi altında tutacağını haber veren CEO'lar gelecek için umut verdiler. Ekonomilere en fazla sıkıntı veren enerji fiyatlarının abartılı olduğunu dile getiren CEO'lar, "Enerji ekonominin canı ve kanı. Bugün petrol 120 dolarlar seviyesinde. Bu fiyat çok fazla. Doların gerçek fiyatı 65-85 dolar arasındaki bir banttır. 90 dolar asla olamaz. Fiyatlar kısa zamanda geri gelecek ve dünya ekonomisi büyümesine devam edecektir" yorumunu yaptılar.

Bu arada petrol bugün IATA'ya katılan CEO'ları desteklercesine New York'ta 123 dolara geriledi.

"Sorunları atlatmak için büyüme hız kesmemeli"

Dünya ekonomisinde büyüme müjdesi veren sadece IATA genel kuruluna katılan CEO'lar değil. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times (FT) da bazı olumsuz engellemelere karşılık dünyada ekonomik büyümenin hız kesmeden süreceği işaretini verdi. Ekonomide sıkıntılı ve kırılgan bir bölge olarak Ortadoğu ile Avrupa arasında enerji koridoru konumundaki Türkiye'yi gösteren FT, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faizleri yükselterek kura sağlam bir fren mekanizması oluşturduğunu, enflasyon hedeflerini de yukarı çekerek ithalat ağırlıklı büyümenin önündeki engelleri kaldırma konusunda projeksiyon yaptığını yazdı.

Vincent Boland imzalı yorumda, son 5 yılda ortalama yüzde 7.5 büyüyen Türkiye'nin bundan sonraki 3 yıl için büyüme hedeflerini daha da yukarı revize edeceği kaydedildi. Yorumda son aylarda gözlemlenen para politikasında bir sıkılaştırma ve mali politikada ise bir gevşemenin olduğuna işaret edildi. 2006 yılından itibaren enflasyon hedeflemesine geçilen Türkiye'de makro olarak enerji ve gıda fiyatlarının yukarı seyri sebebiyle bazı sorunların oluştuğu ifade edilen yorumda, bu sorunların sınırlı kalmasına rağmen ekonominin hala parti kapatmaya bağlı siyasi endişenin etki alanında olduğunun gözlerden kaçmadığı belirtildi.

Uzmanlar ekonomideki düzelmenin yakın bir vadede gerçekleşeceğine dair en iyi gelişmenin Türkiye'ye artan ilgi olduğunu dile getirdiler. PriceWaterHouse Coopers Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, özellikle lüks semtlerde konuttan daha çok ofis kiralarının Paris ve Londra'dan daha fazla yükseldiğini, bunun da yabancının Türkiye'ye olan ilgisi olarak yorumlamak gerektiğini söyledi. Bayraktaroğlu'na göre bugün için ve özellikle uzun vadede en iyi yatırım A sınıfı ofis değerlendirmesinde bulundu.

"Faizler sun'i olarak düşürülürse büyüme de sun'i olur"

Diyarbakır'da bugün para politikası konusunda bir toplantıda konuşan TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz da FT'nin bugünkü yorumunda eksik kalan yerleri tamamladı. Türkiye'nin mutlaka büyümesi gerektiğini ve bugün için de uygun olanın ithalat ağırlıklı büyüme olarak görüldüğüne vurgu yapan Yılmaz, "Evet bir taraftan enflasyonu kontrol ederken diğer taraftan dünyada ivme kazanan enflasyonun ikincil etkilerini savmak istiyoruz. Kurun piyasada belirlenmesi için gayret sarfediyoruz. Hedefimiz kesinlikle yüksek faiz, düşük kur değildir. Bu durum uyguladığımız enflasyonla mücadele politikasının bir sonucudur. Faizleri sun'i olarak düşürüp ekonomik canlanma yapılmaz. Böyle bir davranış gerek enflasyon beklentilerini gerekse geleceğe yönelik risk algılamasını bozar. Orta ve uzun vadede faizlerin yükselmesine neden olur" dedi. Durmuş Yılmaz, faizlerin düşürülmemesine gerekçe olarak da özellikle risk algılamalarının faizleri ister istemez yukarılarda tuttuğuna işaret etti.

"Enflasyonun çaresi faiz değil, üretim"

ABD'ye bağlı olarak ekonomide sorunlu bölge Avrupa, resesyon ve enflasyon endişelerine karşılık politikalarını iyimser beklenti çerçevesinde oluşturuyor. Piyasaların faiz artırım beklediği Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz oranlarını yine değiştirmedi ve yüzde 4'te tuttu. İngiltere Merkez Bankası (BOE) da aynı düşünceyle faizini değiştirmeyerek yüzde 5'e sabitledi. Uzmanlar, faizleri sabit tutmada artan enflasyon karşısında daha fazla indirim yapılamamasının etkili olduğunu söylemenin yanlış olacağını, enflasyona karşı durmanın en iyi yolunun üretimden geçtiğini vurguladılar. Enerji maliyetleriyle zenginleşen petrol üreten ülkelerin ticari faaliyetlerini daha çok Avrupa ile gerçekleştirdiklerine dikkat çeken uzmanlar, "ECB ve BOE'nin şu anki faiz hareketi normal. Düşünce ise kesinlikle yukarı yönlü değil. Avrupa ekonomisini daha fazla ısındırarak ihracat yapmayı ve euronun güçlülüğünü dolar karşısında sürdürmeyi düşünüyor" değerlendirmesinde bulundular.

"Türban davası daha önce fiyatlandırıldı"

Piyasaların fiyatlandırdığı Anayasa Mahkemesi'nin türban kararı akşam saatlerinde kesinleşti. Yüksek mahkeme başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu. Anayasa değişikliği TBMM Genel Kurulu'nda 103 rete karşılık 411 oyla kabul edilmişti. Anayasa Mahkemesi kararı siyasi parti temsilcileri tarafından değerlendirilirken piyasalarda akşam saatlerinde döviz alanında bir hareketlenme gözlendi. 1.23 YTL'den bir anda 1.24'e yükselen dolarda hareket sınırlı kaldı. Birçok yorumcu Anayasa Mahkemesi kararının piyasalarda fiyatlandırıldığını ve özellikle borsada önemli bir kayıp beklemediklerini söylediler. Uzmanlar dolar için 1.26'yı bile aşmanın zorluğunu dile getirirken piyasalarda AK Parti kapatma davasının dahi fiyatlara geçtiğini, şu anda piyasaların yeni kurulacak parti konusunda projeksiyonlar ürettiklerini belirttiler. Piyasa analistleri, "Belki bir panikle satış gelir. Satış ise alım fırsatı olur. Borsa 39.000 - 40.000'li rakamlardan taviz vermez. Yurt dışı piyasalar da şu anda yükseliş moduna geçti" şeklinde

haber7

Ekonomi Haberleri

Büyük yatırımcılar "İsrail"deki emlak piyasasını terk ediyor
Moody's İsrail'in kredi notunu iki kademe düşürdü
Enflasyon, yüksek fiyatlar ve onlarca doktorun işten ayrılması..
Fitch Ratings, İsrail'in kredi notunu düşürdü
Financial Times: Yaygın bir boykot Batılı markaları vuruyor