Pew, dinler üzerine sıklıkla araştırma yapan bir merkez. Çok yakında yine dünya dinleri üzerine yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını paylaştı kamuoyuyla. Bu araştırmada ülkelerin ve bölgelerin din açısından ne denli heterojen olduğunu ölçmeye çalışmış Pew. Diversity olarak ingilizce literatüre geçen heterojenlik, toplumların ne denli farklı dinleri içinde barındırabildiği anlamına geliyor. Eğer bir toplum homojen bir yapıya sahipse o zaman herkesin aynı olduğu bir toplumdan söz edebiliriz. Homojenlik hiç şüphesiz insan hayatının her alanına yansıyabilir. Bir toplum etnik açıdan homojen olabilir veya ırk açısından. Bir başka toplum hem din hem dil açısından homojenlik arz edebilir. Konuyu Türkiye üzerinden değerlendirirsek Türkiye Cumhuriyeti rejiminin milli kimliğin üretilmesi aşamasında biz halkına her alanda homojenliği zorladığını görürüz. Tek dil, tek ırk, tek din, tek kültür, tek tarih, tek geçmiş ve tek gelecek anlayışı buradan kaynaklanmaktadır. Osmanlı dönemine baktığımızda mesela, bu homojenlik zorlamasının olmadığını açıkça görüyoruz. Heterojenlik de bunun tam tersi olduğuna göre bir toplumda ne denli kültürel veya ırksal veya tarihsel heterojenlik var, araştırmak mümkün.
Şimdi Pew din üzerinden bir heterojenlik araştırması yapmış oluyor. Buna göre iki yüzden fazla ülkede geniş kapsamlı araştırmalar yapmış merkez. Her ülkede sekiz tane dinin mensubu olan insanlar üzerinden yapmış bir çalışmayı. Hatta eğer herhangi bir dine ait değilse insanlar onları da son ve sekizinci bir kategori olarak değerlendirmiş. Geri kalan yedi kategoriyi İslam, hıristiyanlık, musevilik, Hinduluk, budistlik -ki bu beş din dünya nüfusunun dörtte üçünü temsil ediyor-, halk dincileri (folk religionists) ve diğer dinler oluşturuyor. Burada bir açıklama yapalım: Ana dinlerden geri kalan dünyanın dörtte birlik bölümü üç ana grup tarafından oluşturulmuş. Birincisi dini olmayanlar. Bu grupta agnostikler, ateistler ve herhangi bir dine bağlı olmayan ama kendini bir şekilde de tanımlamayanlar var. İkincisi halk veya Pew’in ifadesiyle geleneksel dinlerin mensupları. Burada kızıl derililerin, Afrika’daki aşiretlerin, Avustralya’daki aborijinlerin ve Çinlilerin dinlerine atıf yapılıyor. Son olarak da diğer dinlere bir bölüm ayrılmış. Burada da mesela Baha’ilere, Şintoizim, Taoizim, Zoroastrranizm gibi az sayıda mensubu olan dinlere referans yapılıyor.
Pew’in araştırmasına göre dünyanın yüzde 31.5’i hıristiyan, yüzde 23.2’si müslüman, yüzde 16.3’ü herhangi bir dine mensup görmeyenler, yüzde 15’i hindu, yüzde 7.1’i budist, yüzde 5.9’u halk dincileri, yüzde 0.8’i diğer dinler ve yüzde 0.2’si musevilerden oluşuyor. Pew’e göre bir ülkede ne kadar bu sekiz kategoride bulunan insanların rakamı birbirine yakındır işte o ülkenin dinsel heterojenlik indeksi 1-10 skalası üzerinden o denli yüksektir.
Pew’in yaptığı bu son ölçümlere göre dünyanın dinler açısından en heterojen ülkesi Singapur olarak çıkmış. On iki ülkede dikkat çeken bir dinsel heterojenlik hakim. Bu ülkelerin altısı Pasifik bölgesinde: Singapur, Tayvan, Vietnam, Güney Kore, Çin ve Hong Kong. Beş tanesi Afrika kıtasında: Gine, Togo, Fildişi Sahilleri, Benin ve Mozambik. Sonuncusu da Karayipler’de bulunan Surinam. Devam edeceğiz inşallah.
yeniakit