Dürbünlü Tüfek Savaşı

“Önce şu bilgiyi vermeliyim: Şu anda Irak’ın kuzeyindeki dağlarda tam bir "keskin nişancı harekátı" yaşanıyor”...Fatih Çekirge detayları yazdı…

Fatih ÇEKİRGE/Hürriyet

 

Keskin göz harekátı


ÖNCE şu bilgiyi vermeliyim: Şu anda Irak’ın kuzeyindeki dağlarda tam bir "keskin nişancı harekátı" yaşanıyor...

Topla tankla yapılamayacağı için sarp dağlarda Mehmetçik dürbünlü tüfeklerle terörist kovalıyor. Havadan indirilip teröristin etrafını sardılar. Bu bir "keskin nişancı harekátı"dır..

Şimdi detaya geçebilirim...

Kara harekátı bütün hızıyla sürerken, daha önce o bölgede operasyon yapmış iki komutanla konuşuyorum... İki önemli mesaj veriyorlar:

- Bu harekát teröristi biraz daha içlere ve başka yuvalara sürükleyebilir. Yerinden edebilir. Zayiat verdirebilir. Ama bitirmez... Bu nedenle arkasından diğerleri gelebilir. En azından orada bırakılan unsurlar teröriste nefes aldırtmaz.

Birinci mesaj Irak’ın kuzeyindeki Türk askeri varlığının daha uzun süre orada olacağı anlamına geliyor... İkinci mesaj ise şu:

- Teröristler büyük gruplardan üçlü beşli gruplara bölünüyorlar. Bu da o sarp dağlarda havadan vuruşla bitirilemez. Mutlak karada sıcak temas gerekir. Bu temas da öyle filmlerdeki gibi karşılıklı ateş değildir. Uzakta bir kayalığın dibinde uzun menzilli ve dürbünlü silahıyla bekleyen terörist, fırsat kollar. İşte bizim askerler de şimdi aynı taktiği yapıyor. Keskin nişancı birlikler devreye giriyor. 1200 metre uzaktan hedefi vuruyorlar. Bu işte öyle bir savaş...

DÜRBÜNLÜ TÜFEKLER

Gerçekten de Genelkurmay Başkanlığı’nın yayınladığı son fotoğraflara dikkat edin.

Askerimizin elinde öyle normal tüfek yok. Hep uzun menzilli ve dürbünlü tüfekler var...

Belli ki şimdi o dağlarda yaşanan bir "keskin nişancı savaşı"...

Dağların zirvelerinde, mağara dibinde, kayalık gerisinde, ağacın arkasında pusu kurmuş teröriste karşı bir "dürbünlü ölüm" savaşı bu... Mehmetçik öyle seçilmiş...

Keskin nişancı hepsi...

Havadan indirildiler. Ve teröristlerin çevresini sardılar. Şimdi sarp ve karlı dağlarda, rüzgárın acı soğuğunda "keskin nişancı" hedefini arıyor. Savaşın keskin yüzüdür işte bu...

Ben gece yatınca gözümün önüne işte hep bu sahne geliyor...

Beyazlar giymiş o Mehmet... Elinde dürbünlü tüfek... Karlı bir tepeye uzanmış bekliyor...

Bir kıpırtı. Bir parlama. Ufak bir hareket...

ETRAFINI ÇEVİRİP BEKLİYOR

Öylece bekliyor.

Ertesi sabah biraz daha ilerliyor. Havadan iniyor. Etrafını çeviriyor. Yine bekliyor...

Uzakta bir çift hain göz, pusudaki "dürbünden" bakıyor.

Mehmet de dürbününden o hain gözü arıyor. Belki de bu yüzden doğru:

- Bir defa gitmekle olmaz. Bu bir keskin nişancı savaşı.

1200 metreden tam isabet

3 kişilik tim. Bir asker HK-33 ile yakın mesafe çevre güvenliğini sağlıyor. Biri vurulacak hedefin mesafesini hesaplıyor. Yere uzanan askerin elinde İngiliz yapımı Accuracy Pm tipi keskin nişancı tüfeği. Soğuk havada etkin olan ve 7.62 milimetre mühimmat kullanan bu tüfek yaklaşık 1200 metre etkili menzile sahip.

ABD’den mesaj: PKK’nın tek çaresi siyasallaşmak

ABD’den Barzani’ye, oradan PKK’ya doğru bir mesaj gidiyor... Bu mesajın bir ayağı da DTP’ye ulaşıyor...Mesaj şu:

- Türklerle gerekli temaslar yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri bu saldırıların devamı halinde meşru hakkını kullanacak ve Irak’a çok kapsamlı bir harekát yapacak... Bu yüzden terörist saldırıları durdurun.

Aslında bu mesajın daha gerisinde Ankara’dan ABD’ye giden bir uyarı var. O da şu:

- Bu devam ederse giriyoruz...

O tarihte bir komutan yabancı meslektaşına şöyle diyor:

- Elbette ABD gibi bir müttefikimizle karşı karşıyla gelmeyiz. Ama şehit olanlar da bizim evlatlarımız.

İki ABD jetinin sınırlarımızı ihlal ettiği günleri hatırlayın. Bu konuşma işte o zaman olmuş. Ve şimdi ABD "Aman fazla kalmayın, kısa süre sonra oradan çıkın" derken bölgede meydana gelebilecek bir çatışmadan duyduğu endişeyi dile getiriyor. Çünkü plan şu:

- Yeter ki Türk askeri ile peşmerge arasında bir çatışma olmasın. Amaç PKK’nın silahsızlandırılması olduğuna göre bir an önce bu iş bitsin...

Sonra:

- Sonra DTP içinde PKK’nın siyasallaşması gerektiğine inananların ağırlığı artacak. Yani şu andaki yönetim gidecek... Yani PKK’nın silahlı gücü etkisini yitirince DTP’deki uzantıları da zayıflayacak. Terörist Öcalan’ın parti içindeki diktatörlüğü eriyecek.

Bu tespitler bana "Parti yönetimiyle partinin TBMM’deki grubu arasında sorun var" diyen Ahmet Türk’ü hatırlatıyor. Bu açıdan harekátın başarısı çok önemlidir.

Tahmin ediyorum şu an DTP içinde birçok isim bu işin kansız bir şekilde silahların bırakılmasıyla sonuçlanmasını istiyor. Ama diğerleri giderek keskinleşecek. Umarım Barzani mesajı dikkate almıştır...

Hürriyet

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak