İran İslami şura meclis başkanı Gulam Ali Haddad Adil Müslümanların arasında en önemli ihtilaf alanının Şii Sünni ihtilafı olduğunu belirterek düşmanın tefrika çıkarmak suretiyle son bir asırda ortaya çıkan İslami uyanışı etkisiz hale getirmeye çalıştığını ve Müslümanlar için vahdetten daha etkin bir çare bulunmadığını söyledi.
İslami şura meclis başkanı Gulam Ali Haddad Adil bu gün Hz. İmam Humeyni kompleksi'nde düzenlenen ikinci uluslar arası Şii Sünni alimler ve düşünürler oturumunda yaptığı açıklamada bu oturumun Müslümanlar arasında vahdet oluşturmak ve İslam ümmeti arasında tefrikayı önlemek amacını taşıdığını belirtti.
Daha sonra son bir asır içerisinde İslam dünyasında yaşanan gelişmelere değinen Haddad Adil bu süre içinde Müslümanların bir çok sorunla karşılaştığını ve Müslümanlar arasında tefrikanın İslam toplumuna ne denli zarar verici olduğunun anlaşıldığını kaydetti.
İslam dünyasının içinde bulunduğu şartların çok kritik olduğuna değinen meclis başkanı Adil, Müslümanların batı medeniyetine yönelik eleştirel bakış sahibi olmalarının bir asır sürdüğünü, ancak İran İslam inkılabından sonra tüm İslam aleminden geniş bir uyanışa tanık olduklarını vurguladı.
Bu uyanışın Müslümanların kendi siyasi ve iktisadi kaderini kendilerinin belirlemesi gerektiğini ve bunun bir ülkenin tekelinden olmadığını anladığını yansıttığını kaydeden İslami şura meclis başkanı Gulam Ali Haddad Adil, İslam dünyasının genç kuşağının İslam alimlerinin çabaları sayesinde uyandığını ve batıya teslim olmamaları gerektiğini anladığını, genç kuşağın uyanışının da İslami uyanış olarak anılan gerçeğin ta kendisi olduğunu vurguladı.
Son yıllarda İslam dünyasının bir çok musibete tanık olduğunu hatırlatan Haddad Adil, İslam düşmanlarının İslami uyanışa paralel olarak tefrikacı eylemlerini arttırdığını, öyle ki Ortadoğu bölgesinde sayısız acı olayların yaşandığını ve bu bölgenin İslam düşmanlarının saldırısına uğrayan tek bölge de olmadığını, başta Amerika olmak üzere batının İslami vahdetle mücadele ve İslam dünyasına musallat olma amacının İslam dünyasındaki zenginlikler ve özellikle enerji kaynakları olduğunu kaydetti.
Petrolün batı için büyük bir önem arz ettiğini, çünkü petrol batı medeniyeti için insan vücudundaki kana benzediğini, ancak Ortadoğu bölgesindeki petrol ve doğalgaz kaynaklarının İslam dünyasına ait olduğunu belirten Haddad Adil enerjinin dünya ekonomisinde ilk sözü söylediğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: batı dünyası ve özellikle Amerika İslam ülkelerine ve dünyanın petrol kaynaklarına musallat olmak ve böylece dünyada enerji üzerinde sulta kurmak istiyor. Petrolün önemi Amerika gibi bir ülke için sadece İslam dünyasına musallat olması için değil, gerçekte Amerika böylece dünyayı yönetmek için bir baskı aracı elde etmek istiyor. Bu gün dünyada hangi ülke enerji kaynaklarının denetimini elinde bulunduracak olursa tüm dünyaya hükmedebilir ve batılılar bu gücün Müslümanların elinde bulmamasını uygun görüyor. Hatta Amerika petrol, doğalgaz ve diğer enerji kaynaklarını denetim altına alarak gerektiği zaman Avrupa'ya bile hükmetmek istiyor, çünkü Avrupa ülkeleri de tüm bilimsel ve sanayi alanındaki gelişmelerine karşın Ortadoğu petrolüne muhtaçtır ve Amerika dünya petrol kaynaklarını kendi denetiminde bulundurarak Avrupa birliğinin gelişmesini de engelleyebilir. Belki Avrupa temel konularda Amerika ile pek fazla anlaşmazlığı olmayabilir, ama yeni yeni yükselmekte olan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin ellerinde pek fazla enerji kaynakları yoktur. Bu yüzden Amerika için, dinamik ekonomisi ile her geçen gün biraz daha dünya piyasalarını eline geçiren Çin'e karşı kullanacağı en güçlü silah, petroldür. Eğer dünyadaki enerji meselesinin önemine vakıf olmak istiyorsanız, Rusya'nın son yıllarda batı ve Avrupa'ya karşı petrol ve doğalgaz kaynakları ile ilgili tutumuna bakmanız yeterlidir. Çünkü bu konuya dikkatle baktığınızda Amerika'nın Ortadoğu'ya çıkarma yapmasının nedenini de anlamış olursunuz. Acaba Amerika Kuveyt'in bağımsızlığını kaygı ettiği için mi yoksa Ortadoğu'yu girmek ve bir daha bu bölgeden çıkmamak için mi buraya çıkarma yaptı dersiniz? Amerika Irak'a da petrol için saldırdı ve Amerikalı yetkililer bizzat kendileri bu konuya itiraf etti. Ortadoğu bölgesinde sahte bir rejim olan ve varlığı insanlık için bir ayıp sayılan İsrail rejimini desteklemenin sebebi, Ortadoğu bölgesinde sürekli kalmaktan başka bir açıklaması olabilir mi dersiniz? Şimdi bölgeyi böylesine bir tehlike tehdit ederken Müslümanların da bu tehdide karşı birleşmesi gerekir.
Konuşmasının devamında İslami şura meclis başkanı Gulam Ali Haddad Adil İslam dünyasının gereken olgunluğa eriştiğini ve Müslümanların tüm dünyada sosyal ve siyasi kimliğine kavuştuğunu, ancak bu uyanışı engelleyebilecek tek etkenin tefrika olduğunu buna karşı Müslümanların zaferini güvenceye alacak etkenin vahdet olduğunu kaydetti.
İran'ın dünyada sürekli vahdetten yana olduğunu ve bu desteğin sadece İslam inkılabından sonra gündemde olmadığını, bilakis daha önceleri de İran'ın vahdet bayrağını diktiğini ve bu doğrultuda merhum Ayetullah Burujerdi'nin Mısır'da merhum şeyh Şeltut ile birlikte 50 yıl önce İslam dünyasını vahdete davet ettiğini kaydeden Haddad Adil, İslam dünyası için son bir asırda tefrikadan daha acı bir sorun ve vahdetten daha etkin bir çare söz konusu olmadığını ve İslam inkılabının zaferinin sırlarından birinin de hiç kuşkusuz vahdet olduğunu belirtti.
Rahmetli imam Humeyni'nin İran içinde ve dışında tüm Müslümanları vahdete davet ettiğini ve vahdete aykırı olan her türlü sözden sakındığını, bu gün İslam inkılabı rehberinin de aynı şekilde bütün Müslümanları vahdete çağırdığını kaydeden İslami şura meclis başkanı Gulam Ali Haddad Adil sözlerini şöyle sürdürdü: düşman tefrika çıkararak İslami uyanışı engellemeye çalışıyor ve bu yüzden nerede Müslümanlar vahdet oluşturmak istiyorsa orada Şii Sünni ihtilafı çıkarıyor. Irak'ta tüm Şii ve Sünni Müslümanlar asırlarca kardeşçe bir arada yaşadı ve şimdi ecnebiler, düşmanlar ve Amerika aralarında ihtilaf çıkarmaya çalışıyor. Amerika açıkça sadece İran'da değil, tüm İslam dünyasında kavimler arasında ihtilaf çıkarmak istediğini söylüyor.
Amerika'yı İran ile mukayese eden Haddad Adil İran'ın Amerika'ya nazaran bir kaç bin yıllık bir medeniyeti arkasına aldığını, ama Amerika'nın kendi milletini bütünleştirmek için farazi bir dış düşmandan korkuttuğunu vurguladı.
Son yıllarda Avrupa'da yaşanan kanlı olaylara da değinen Haddad Adil şimdi bu kıtanın ortak Pazar, ortak para, ortak parlamento ve sınırları kaldırmak gibi adımlar attığını, ancak İslam dünyasında tefrika yaşandığını hatırlattı.
Amerika'nın demokrasi kurmak ve kitle imha silahları ve terörizmle mücadeleyi bahane ederek Irak topraklarına saldırdığını kaydeden Haddad Adil şimdi de Amerika kongresinde Irak'ın parçalanması planının görüşüldüğünü vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: Acaba bunlar İslam dünyasında vahdet oluşturmamız gerektiğini anlamamız ve bunun için ortak bir bildirge hazırlamamız için yetmez mi?
Şii Sünni ihtilafının vahdete karşı çok önemsiz olduğunu kaydeden Haddad Adil, Kuran'ı Kerim, Allah, nebevi sünnet, namaz, Hac ve orucun ortak inançlarımız olduğunu ve bu yüzden cüz'i ihtilafların kanların akmasına neden olmaması gerektiğini ve zengin ve güzel bir vahdet oluşturmanın mümkün olduğunu vurguladı.
İslami şura meclis başkanı Gulam Ali Haddad Adil vahdet için inancımızın vurgu yapmasının yanı sıra başka sebeplerin de var olduğunu ve bu da ortak dertler olduğunu, düşmanın Müslümanların vahdetini engellemek için elinden geleni yaptığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Acaba haklarımızın gasp ediliş olması birlik olmamız için yeterli değil midir? Bu gün İslam dünyasının yükü yerde kalmıştır ve Müslümanların haysiyeti tehlikededir ve bu yüzden tüm mezhepler el ele vermeli ve İslam dünyasının vahdeti ve bu vahdeti savunmak ve her gün katliam olan mağdurları savunmak için çaba harcamalıdır. İslam düşmanlarının şom tefrika komplosunu etkisiz hale getirerek şu mübarek İslami uyanışı İslam dünyasında ilerletmeli ve geçmişteki gafletlerimizi telafi etmeliyiz. İşte bu durumda İslam dünyası İslami inanç ve hakikatine uygun şanını tekrar elde edecektir.
irib