mRNA dediğiniz sistem tam olarak hayata geçirildiğinde, tek bir ilaç olacak ve o ilaç kişiye özel programlanacak. Yani sisteme en yakın sağlık merkezinden başlanacaksınız. O sizin elektromanyetik özelliklerinizi, DNA zincirinizi / gen haritanızı çıkartacak sorununuzu tesbit edip, ona yönelik bir yazılım hazırlayacak. Siz bankamatik gibi bir cihazın önüne gidecek, şifrenizi göreceksiniz. O size özel mRNA’yı hazırlayıp verecek.
Eczacıya da, ilaca da, ilaç fabrikalarına da gerek yok.
Zaten kafanıza Chip takmışlarsa ona da gerek yok. Cep telefonunuzda beyninize yükleme yapabileceksiniz. Eğer zaten cep telefonunuza gerekli app.’leri yükledinizse, sağlığınızı her an hem siz, hem de sistem saniye saniye izleyecek.
Siz zaten artık bir Siborg yani biyonik bir robotsunuz. Daha doğrusu siz bir NESNE’siniz artık. NESNELERARASI İLETİŞİM ile NEURALİNK sistemi ile havada ve karada, şehirde ve kırsalda 5G ve alçak irtifa uyduları ile izleniyorsunuz.
Siz de Chip’lenip sisteme entegre edileceksiniz, evdeki kuşunuz, kediniz, köpeğinizle. Artık onların da bir kimliği olacak. Birbirinizin beynini ya da aynı yapay zekâyı birlikte eş zamanlı kullanabileceksiniz. Bizim “Digital Dönüşüm Ofisi” bunun için mi kuruldu yoksa. AKILLI EV, AKILLI ŞEHİR projesi bunun için mi hayata geçirilmeye çalışılıyor?
TRANSHUMANİZM ile birlikte TRANSANİMALİZM de devreye alınıyor. Bu yasa bu anlamda yumuşak geçiş için hazırlanıyor. İstanbul Sözleşmesinde de aynı yolu izlediler. CEDAW, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, LANZAROTE.. Adım adım KURBAĞA HAŞLAMASI benzeri bir operasyon yiyoruz. Bakın bu yasa çıksın, birkaç seneye kalmaz, nasıl İstanbul Sözleşmesi aile içi şiddeti tırmandırdı ise, terkedilen ev hayvanları, sağda solda ölü bulunan hayvanlar görmeye başlarsınız. Niye insanlar bu tür netameli işlerle uğraşsınlar ki, alırsın bir Animaloid yani “İnsanımsı robot gibi, hayvanımsı robot, görsel aynı, dahası istediğin programı da yükleyebilirsin. Hasta da olmaz, aşılatman da gerekmiyor. Bir yere giderken barınak aramana da gerek yok. Çıkıp gezdirmene de gerek yok. Hem o aynı zamanda bir “mal”. Alırsın, satarsın. Veterinere de gerek yok, bakım da istemez, yemek de. Şarj et yeter. Siz sanıyor musunuz ki, insanlığı yok etme senaryosu yazanlar kedi-köpeğe acıyacak. O işin kandırmacası.
Bakın, göreceksiniz, bu yasa çıkarsa kişi kendi kurbanını kendi kesemeyecek. Birçok yerdeki adaklık kurban kesim yerleri kapatılacak. “Hijyen” gerekçe gösterilerek (Temizlik tanrısına saygı gereği) birçok kesimhane kapatılacak. Olacak şu, paranızı Kızılay ya da yetkilendirilmiş vakıf ya da derneklere göndereceksiniz, onlar da şehir dışında bir mekânda kesim yapacak, size etleriniz siparişe uygun kargo ile gelecek. Ham ya da işlenmiş et de olabilir, kuşbaşı, kıyma, kaburga, kavurma, sucuk filan da. Ne kadarını nereye göndermek istiyorsanız, kargo ile adrese teslim. Ne kadar çağdaş ve modern değil mi? O kurban kesimini siz ya da çocuklarınız görmeyecek. Ve muhterem medyamız da, elini kesen kasap, kaçan dana haberleri yapamayacak. Artık artırılmış gerçeklikle sanal kurban keserek nostalji yapmak isterseniz o da mümkün ama yine de “vahşet görüntüleri yüzünden” cezalandırılabilirsiniz.
Bu yasaya karşı çıkacak olursanız, size; yoksa siz hayvanlara işkenceyi mi savunuyorsunuz, ya da tecavüzü mü diyecekler.
Zaten evcil hayvanlara, sokak köpeklerine chip taktıktan sonra, bunlar da hacklenebilecek. O zaman bunları hack’leyenler, bunları diledikleri birine saldırtabilecekler.
Burada ilk adım, nasıl İNSAN tanımı değiştirilmek isteniyorsa, “Hayvan” tanımı da değiştirilmeye çalışılıyor. TRANSHUMANİZM gibi, TRANSANİMALİZM de söz konusu. Nasıl artık kadın erkek yok, GENDER tanımının içine birçok şey sığdırılıyor. Aslında insan-hayvan tanımı da artık geçersiz. İnsan da, hayvan da birer nesne artık. O LGBTIQ’ya yarın TRANSANİMALİSTİK yeni bir harf eklenebilir. Zaten batıda ZOOFOLİ’ler bunun ilk adımını attılar bile. Yarın, köyde, kırsalda varoşlarda evde 2-3 tavuk, bir kedi, koyun beslemek bile sorun olacak, göreceksiniz.
Tekrar söylüyorum; ne kadar sorunlu yasa varsa hepsi böyle ala-i vala ile “ıslah edici” pozlarla ve oy birliği ile çıkartıldı ve daha sonra sorun oldu. Hayvanların sağlığı önemli. Onlara kötü muamele de elbette kabul edilemez. Bunlar tamam da, çözüm bu değil. Bu yasa olmasa da, mala zarar, canice davranışlar her zaman cezalandırılabilir. Yeni düzenlemeler de yapılabilir, ama bu yapılırken dini hassasiyetler, ülke gerçekleri ve geleceğe yönelik ihtimal, maliyet ve riskler de değerlendirilir. Bu tür yasalar milletten saklı tepeden inme şekilde bir emrivaki ile meclise getirilip yasalaştırılmaz.
Aslında bu tür konularda yargılama, bir yargıç gözetiminde halk jürisi tarafından yapılabilir. Dini otoriteler, akademisyenler, meslek kuruluşları, STK temsilcileri konuyu enine boyuna tartışır ve karar verirler. Evlerinde güvercin besleyenler, bıldırcın besleyenler ne yapacak bilmiyorum. Artık “kal’adan kala’ya şahin uçurdum” da diyemeyecek şahin besleyenler.
Hani diyorlar ya “İnsan düşünen hayvandır” diye, artık chip, nesneler arası iletişim ve Neuralinkle hayvanlar da insan beynini kullanabilecek ya, o zaman insan ile hayvan arasında bir fark kalmıyor ki. Zaten toplumsal cinsiyetle, biyolojik cinsiyeti rafa kaldırdık. Biz hepimiz GENDER olduk. Her GENDER bu anlamda zaten, din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir BİREY’e dönüştürüldü. Şimdi sıra geldi, insanla hayvanı eşitlemeye. Bu yasa ile bir adım daha atılıyor be chip implant edilerek, hayvanların evrimindeki kritik eşik aşılıyor ve insan/hayvan “can” olarak eşitleniyor. Artık yaratılışı bir kenara bırakıp varoluştan söz edebiliriz. “Düşünen canlı” “vehbi” bir olay değil artık, “kesbi “bir olay. “Ruh”u, Bill’in adamları bilimsel olarak ispatlanmadığı için, onu da artık fazla dillendirmemek gerek!?
Great Reset, Transhumanizm derken, gelinen noktada artık insanlık tatile çıkabilir. Yeni dünya düzeninin efendilerinin istedikleri olacak olursa, bu kadar doktor, eczacı, mühendis, ekonomist, iktisatçı, politikacı, asker, polis, hakim, savcı, şoför, öğretmene, daha doğrusu insana gerek yok. Sıkı durun, Kimera’lar, Genemik’ler, Siborg’lar, Avatar’lar, Nesnas’lar geliyor.
Eee; ne diyorsunuz bu işe “Aşı da olacağuk, maske de takacağuk, HES kodu alacağuk, chip de takacağuk” mu diyeceğiz!? Karar sizin. Selam ve dua ile.