Davutoğlu, Suriye'deki radikal grupların Özgür Suriye Ordusu ile savaştığını söyleyerek, Esed rejiminin El Kaide bağlantılı örgütlere destek vererek kendi yönetimini sağlama aldığını belirtti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uluslararası topluma sunulan bazı delillerin Suriye'de Ortaçağ savaşlarını andıracak şekilde bir aç bırakarak öldürme taktiği uygulandığını açık şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye'nin evsahipliğini yaptığı "2. Suriye'ye Komşu Ülkeler Bakanları Toplantısı" Harran Konteyner Kent'te başladı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ile toplantının eşbaşkanlığını yürüten Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, Şanlıurfa ve bütün komşu ülkelerin tarih boyunca büyük medeniyetlere eşlik etmiş bölgeler olduğunu dile getirdi.
Davutoğlu, bütün semavi dinlerin kurucusu Hazreti İbrahim'in şehrinin, tarih boyunca farklı kültürlere beşiklik ettiğini, insanlığın ilk önemli üniversitelerinden Harran'ın bu topraklarda doğduğunu anlattı. Böylesine köklü bir medeniyet merkezinin bugün bir başka insani görevi yerine getirmek üzere harekete geçmiş durumda olduğunu söyleyen Davutoğlu, bunun da 3 senedir Suriye'de yaşanan insani trajedi olduğunu vurguladı.
Suriye halkının 3 senedir her türlü baskı ve zulümle karşı karşıya olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Suriye halkının belki de yirminci yüzyılın en büyük trajedileriyle kıyaslanacak şekilde 21. yüzyılda ilk büyük insani trajediyi yaşadığına şahit oluyoruz. Keskin nişancılar, tanklarla kuşatılmış şehirlere yapılan saldırılar, hava kuvvetleriyle yapılan saldırılar, Scud füzeleri, kimyasal saldırılar, varil bombalarıyla yapılan saldırılar. Gerçekten büyük ızdıraplar çeken bir halk, kitleler halinde komşu ülkelere akın etti. Türkiye, Lübnan, Ürdün ve komşu olmamakla birlikte Mısır'a binlerce insan yiyecek aş, su ve ilaç bulabilmek için geldi. Türkiye'ye 700 bin Suriyeli geldi."
Davutoğlu, 30 Ağustos 2012 tarihinde, Birleşmiş Milletler (BM) Suriyeli mülteciler özel oturumuyla toplandığında, BM liderliğinde komşu ülkelerle ortak bir mekanizma kurulması yönünde bir teklifte bulunduğunu ve bu çerçevede BM'nin Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres'in inisiyatifiyle Cenevre'de ilk toplantıyı yaptıklarını hatırlattı.
Toplantıya katılan tüm ülkelerin aynı kaderi paylaştığını dile getiren Davutoğlu, bu ülkelerin Suriyelilere kapılarını açtığına, ellerindeki imkanları paylaştığına işaret etti.
Cenevre'de yapılan toplantıda değişik zamanlarda bir araya gelme ve bunları kamplarda yapma kararı aldıklarını belirten Bakan Davutoğlu, ilk uygulamasını da bugün Harran'da yaptıklarını kaydetti. Bu toplantının zamanlamasının önemine dikkat çeken Davutoğlu, şunları söyledi:
"Cenevre-2 Konferansı hazırlıkları bağlamında olağanüstü bir diplomatik trafik var. 2 gün önce Kuveyt'te donörler toplantısı yapıldı, hemen akabinde ve Cenevre'nin hemen öncesinde Harran'da bir araya gelmemiz uluslararası toplum ve insanlığa bir çağrıdır. Bu çağrı, artık yeter çağrısıdır; kadın, çocuk, yaşlıların, çaresizlerin bu büyük insani trajedisi karşısında sessiz kalmayalım. Artık yeter, çünkü bu mülteciler dışında milyonlarca insan Suriye'de şu anda en temel ihtiyaçlarından bile yoksun bir şekilde yaşamak zorunda.
Yermuk'ta son birkaç hafta içinde onlarca Suriyeli kardeşimiz açlık, susuzluk ve ilaçsızlıktan vefat etti. Uluslararası topluma sunulan bazı deliller açık bir şekilde ortaya koyuyor ki Ortaçağ savaşlarını andıracak şekilde bir aç bırakarak öldürme taktiği uygulanıyor. Şehirler, mahalleler kuşatılıyor, aylarca insanlara herhangi bir insani yardım ulaşılmasına izin verilmiyor ve oralarda insanlar büyük bir ızdırap içinde hayatlarını kaybediyor. En yakınlarını bu sebeple kaybeden anne-babaların yaşadığı trajediyi düşünün. Burada uluslararası insanlığa bir çağrı için bir araya geldik. Bu çağrı umarız ki gereken yankıyı bulur."
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin şu ana kadar konuyla ilgili herhangi bir karar alamadığının altını çizen Davutoğlu, "Suriyeli kardeşlerimize mesajımız da şudur: Kim ne yaparsa yapsın, ne kadar sessiz kalırsa kalsın, bizler sizin acınıza sessiz kalmayacağız. Elimizden gelen bütün imkanla sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz. Ülkelerimiz, şehirlerimiz, mahallelerimiz, evlerimiz size sonuna kadar açıktır, çünkü kalbimiz size açıktır" diye konuştu.
Guterres: Cenevre 2 toplantısı önemli
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres de konuşmasında, Suriye konusunda çözümün siyasi olması gerektiğinin altını çizdi.
BM Komiseri Guterres, bu nedenle gelecek hafta Cenevre'de yapılacak toplantıda uluslararası topluma net mesajlar vermenin önemli olduğuna dikkati çekti.
Suriye halkının savaşın son bulmasını ve ülkelerine geri dönerek orayı yeniden inşa etmek istediklerini ifade eden Guterres, bu ülkenin sadece 6 yıl önce 2 milyondan fazla kişi ile dünyada en fazla mülteci barındıran 2. büyük ülke iken şimdi gittikçe mülteci üreten bir konumda olduğunu vurguladı.
Antonio Guterres, Suriye'de yaşanan şiddetli savaşa siyasi çözüm bulunması için gelecek hafta yapılacak barış görüşmelerinin, dökülen kanın durmasında çok önemli bir role sahip olduğunu vurguladı.
Suriyeli mültecilerin Akdeniz'de boğulduğunu görmek kabul edilemez
Guterres, Suriyelileri misafir eden ülkelerin büyük bir finansal desteğe ihtiyacı olduğunu ve bu yükü paylaşmak için dünyadaki tüm ülkelere çağrıda bulunduklarını hatırlattı.
Suriye konusundaki yükü paylaşmanın uluslararası toplumun bir sorumluluğu olduğunu söyleyen BM Mülteciler Yüksek Komiseri, bu nedenle sadece komşu ülkelerin değil, dünyadaki tüm sınırların Suriyelilere açılması için güçlü bir şekilde çağrıda bulunduklarını ifade etti. Guterres, "Benim için Suriyeli mültecilerin Akdeniz'de boğulduğunu, öldüğünü ya da diğer ülkeler tarafından geri çevrildiğini görmek kabul edilemez" diye konuştu.
Toplantı basına kapalı devam etti.
Kaynak: Haber7