AK Parti'nin kapatılması talebiyle açılan dava Batı basınında büyük tepkilere sebep oldu...
Almanya'nın önde gelen etkili gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'da Kai Strittmatter imzayıyla yayımlanan "Yargıçların darbesi" başlıklı yorumda Türkiye'deki laik kesime yönelik sert eleştiriler yapılıyor. Yorum özetle şöyle:
"Eğer iktidar partisi AK Parti gerçekten de kapatılırsa, bu bir darbeden farksız olur. Sadece bu kez askerlerin görevini yargıçlar üstleniyor, hepsi o! İddianamede cumhuriyetin laik yapısının değiştirilmeye çalışıldığı savunuluyor. Bu saçmalık ve bahaneden öte bir şey değil. Kapatma isteminin gerekçesi, AK Parti'nin üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakma girişimiydi. Şimdi bu İslâmcılık mı oluyor? Tabii ki hayır! Avrupa'daki hiçbir üniversitede başörtüsü yasağı yok; hatta sıkı bir laiklik anlayışına sahip Fransa'da bile. Buna ilaveten Türkiye'de kadınların üçte ikisi hâlâ başlarını örtüyor. Hayır, AK Parti'nin suçu bambaşka: Bu parti popüler ve çok başarılı oldu - buna ülkenin demokratikleştirilmesi de dahil. Ve eski elit zümre şimdi kendini bir kenara itilmiş olarak hissediyor.”
AK Parti'nin kapatılması istemine dair iddianamenin Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesi, dünkü Alman ve İngiliz gazetelerinde geniş yankı buldu. Almanya'nın saygın ulusal gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'da Kai Strittmatter imzayıyla yayımlanan "Yargıçların darbesi" başlıklı yorumda Türkiye'deki laik kesime yönelik sert eleştiriler yapılıyor.
ELİTLER, İKTİDARINI BIRAKMAK İSTEMİYOR
Yorum özetle şöyle:
"Eğer iktidar partisi AK Parti gerçekten de kapatılırsa, bu bir darbeden farksız olur. Sadece bu kez askerlerin görevini yargıçlar üstleniyor, hepsi o! İddianamede cumhuriyetin laik yapısının değiştirilmeye çalışıldığı savunuluyor. Bu saçmalık ve bahaneden öte bir şey değil. Kapatma isteminin gerekçesi, AK Parti'nin üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakma girişimiydi. Şimdi bu İslâmcılık mı oluyor? Tabii ki hayır! Avrupa'daki hiçbir üniversitede başörtüsü yasağı yok; hatta sıkı bir laiklik anlayışına sahip Fransa'da bile. Buna ilaveten Türkiye'de kadınların üçte ikisi hâlâ başlarını örtüyor. Hayır, AKP'nin suçu bambaşka: Bu parti popüler ve çok başarılı oldu - buna ülkenin demokratikleştirilmesi de dahil. Ve eski elit zümre şimdi kendini bir kenara itilmiş olarak hissediyor. Bu cumhuriyet bekçileri, kurulduğundan beri devleti kendi tekellerinde gibi görüyor ve halkı, kadirbilmez ve yönlendirilmesi gereken bir kitle olarak görüyor. Bunlar kendilerini 'laik' olarak nitelendirip, Batılı tarzda gece kıyafetleri giyerek klasik müzik konserlerine gidiyorlar. Ama içten içe otoriter olan bu kişiler hiçbir surette liberal değil. Azınlıklara ve dışa karşı da son derce şüpheyle bakıyorlar. Kürtler ve Hıristiyanlara daha fazla hak tanınmasını isteyen Avrupa Birliği'ne karşı da güvensizlik sözkonusu... Sürekli 'modern olmaktan' söz ediyorlar, ama bununla aslında 1920'li ve 30'lu yılların - yani Atatürk'ün henüz hayatta olduğu dönemin- modernliğini kastediyorlar. İşte Anayasa Mahkemesi'nin 11 yargıcı da bu zümreye mensup... Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, kapatma davası, ülkenin dışa açılmasına, demokratikleşmesine, yurttaşlık haklarının gelişmesine ve Avrupa'ya yakınlaşmasına karşı bir saldırıdır. Avrupa Birliği açısından da asıl açmaz burada yatıyor: AK Parti karşıtlarının kazanmasına verilecek doğal tepki, AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinin kesilmesidir. Ancak bu, demokrasi karşıtlarına verilebilecek en güzel hediye olur."
------
El Mundo: AB gelişmelere kaygıyla bakıyor
İspanyol El Mundo gazetesi, "Türk Anayasası, hükümetin laikliğe karşı hareket edip etmediğini yargılayacak" başlığı altında, "AB, aday olan bu ülkedeki gelişmelere kaygıyla bakıyor" ifadesini kullandı. İspanyol El Pais de, "Türkiye'deki Anayasa Mahkemesi, iktidardaki ılımlı İslami Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yasaklanmasına ilişkin süreci başlatma kararını aldı. Bu da, AB'ye aday bu ülkede ciddi bir siyasi istikrarsızlığı oluşturabilir" yorumunu yaptı.
--------
The Guardian: Türkiye krize itildi
İngiliz The Guardian ise, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile "ülkenin krize itildiği" yorumunu yaptı. Gazete, "Ankara'nın laik elit ile yeni sınıf muhafazakar reformcu Müslümanlar arasındaki güç mücadelesinin Türkiye'nin AB iddiasını zedeleyeceğini ve yabancı sermayeyi caydıracağını" yazdı.