Daha düne kadar Amerika’ya karşı çıkmak hızla gelen trenin önüne atlamak ve intihar etmek gibi anlatılıyordu. Ya bu trene binip kurtulacak veya ezilip ölecektin! Trene binmenin bedeli ölümden beterdi ama insanlar ekseriyetle teslim olmayı tercih ediyorlardı. Yer altı ve yer üstü servetlerinin yanı sıra dinleri, namusları, izzetleri, hayâları, örf ve adetleri hâsılı bütün maddi/manevi değerlerini kaybetme pahasına teslimiyeti tercih edenlere yazıklar olsun!
Merhum Erbakan Hoca, 2003’te yani Suriye’yi harabeye çeviren iç savaştan 8 yıl şöyle diyordu: “Emperyalistler büyük İsrail’i kurmak istiyorlar. O yüzden tek tek İslam topraklarını işgal edip İsrail’in önünü açıyorlar. Bugün Irak işgal altında, yarın sıra Suriye’ye gelecek. Suriye’yi de işgal edecekler. Suriye’nin işini bitirdikten sonra sıra Türkiye’ye gelecek. Sonra İran’ı ele geçirmeye çalışacaklar.”
Hocam, keşke yaşasaydın da görseydin! Emperyalistlerin büyük İsrail’i kurma hayali şimdi İsrail’i koruma ve kurtarma endişesine dönüştü. Emperyalistler hem Irak’ta hem Suriye’de hem Yemen’de Hem de Lübnan’da kaybettiler. Şimdi de Filistin’de kaybetmek üzeredirler. Şimdi işgal ettikleri topraklardan çıkarıldıklarında nereye gideceklerini tartışıyorlar; geldiğimiz yerlere mi dönelim yoksa boş ve büyük bir ada satın alıp topluca oraya mı göçelim!
“Amerika’nın kartondan kaplan olduğunu ve bir halt edemeyeceğini” söyleyen merhum İmam Humeyni haklı çıktı. Amerika, çiftliği gibi hareket ettiği coğrafyamızda artık şeytan taşlanır gibi taşlanıyor. Herkes onun “büyük şeytan” olduğunu anladı. Seçimlerde bile ondan yana olanlar kaybediyor, karşı olanlar veya öyle görünenler kazanıyor.
Daha düne kadar İsrail’le normalleşme yarışına girenler, Trump’la kürenin etrafında dans edenler Amerika’nın etrafından çil yavrusu gibi dağılıyorlar. İsrail’in elinde kala kala kumarbaz Aliyev kalmış görünüyor. Bu kumarbaz bir kumar oynuyor ama kendisi kaybedecek Azerbaycan kazanacak inşallah.
Sözde “İslam ordusu” ve “Arap NATO’su” kuranlar Amerika’nın ne kadar güvensiz bir ortak olduğunu, ona sırtını dayamanın ne kadar tehlikeli olduğunu bizzat yaşayarak gördüler. Amerika dünyanın en büyük şirketi olan ARAMKO’sunu bile Yemen direnişi karşısında korumaktan acze düşmüştü.
Tek kutuplu dünyayı yıkan ve çok kutuplu dünyanın oyun kurucusu İslam inkılabının gücünü gören Arap NATO’su kurucu üyeleri bükemedikleri eli öpme sırasına girmiş bulunuyorlar. Asıl NATO’nun bir halt edemediği dünyada çakma Arap NATO’su ne yapabilirdi ki!
“Stratejik Derinlik” hamlesi ile oyun kuruculuğa yeltenenler, nasıl bir oyuna geldiklerinin şaşkınlığı içindeler. Adeta sarkacın topu gibi doğu ile batı arasında savrulanlar eninde sonunda batı karşısında yer almak zorunda kalacaklardır. Zira batı haçlıdır, haindir, düşmandır, dostluğu sahtedir. “Demokrasi, özgürlükler, insan hakları” sahtekâr batı için birer maskeden ibarettir. O maske Mısır, Libya ve Tunus’ta birer birer düşmüştür.
Trump’un diktatör Sisi ve Kral Selman’la başında poz verdiği küre patlamıştır. Büyük Şeytan diktatör ve krallarla dünya demokrasi vadediyordu?! Şaka değil!! Maalesef buna inanan aptallar da yok değildi.
“Yeni dünya düzeni” emperyalistlerin tasarladıkları gibi olmadı. D-8’e karşı planlanan BOP ellerinde patlayıp yüzlerine gözlerine bulaşmıştır. Merhum Erbakan’ın bir komplo ile ümmetin gündeminden çıkartılan D-8 hayali gerçekleşme yolundadır inşallah. Hocamızın projesini hayata geçirecek olan İmama selam olsun!
(Emin Güneş - Hürseda Haber)