Emperyalizmin pençesinden kurtulmak mümkün olacak mı? Bu soruyla devam edelim. İşgal topraklarının içinde bulunduğu durum sıcak savaş ortamının vahşetini gözler önüne koyuyor. İnsanlar katlediliyor, kan akıyor, bebekler oluyor vesaire vesaire. Bu arada doğal kaynakları ele geçiren egemen güçler yıktıkları ülkelerin yeniden inşasını hem kendi işgal güçlerinin şirketlerine havale ederek onları ihya ediyorlar hem de sinsice yayılıyorlar. Yayılmaktan kasıt nedir? Açıklayalım. Yayılmacı politikalar, siyaset dünyasının çokça referans yaptığı bir tamlama. Postallarla yapılan yayılma gözle görülür, elle tutulur dolayısıyla doğru şekilde tanımlanabilir ve buna göre de karşılık verilebilir bir durum. Demin ifade ettiğim inşa süreci de bunun sonuçları olarak karşımıza dikilir. Afganistan işgal edilir yeniden yapılandırılması ABD başta olmak üzere uluslararası Batı camiasına verilir, Irak işgal edilir, yol, su, elektrik, bilgi üretimi, sağlık ve benzeri ihtiyaçları Amerikan firmaları, akademisyenleri tarafından karşılanır. Asıl sosyal ve kültürel alanlardaki işgallerle nasıl mücadele edilecek bunun üzerinde durmak gerekir. Binayı yıkarsınız gider, suyu keser başka vanadan verirsiniz olur, topraklarınızı düşman işgalinden zaman içinde azar azar temizlersiniz ama insanların bünyesindeki işgali yok etmekte hiçbir zaman başarılı olamayabilirsiniz.
Sebep? İşgal altında olduğunuzun farkında bile olmayabilirsiniz. Beyninizin kıvrımları içinde dolaşan işgalci damarların orada olduğunu idrak bile edemeyebilirsiniz. Öyle ki onlar omuzlarınız üstünde taşıdığınız kafanızın içinde doğuşunuzdan beri vardır. Öyle ki, bedeninizin, fizyonominizin bir parçası olarak en başından beri oradadır. Hatta ebeveynlerinizde de aynısı mevcuttur, bir başka deyişle genetik olarak size geçirilmiştir. Kesip damarlarınızın içine bakamayacağınıza göre, beyin nöronlarınızı ölçüp tartamayacağınıza göre, her bir hücrenizde bu işgalci hücredir gibi bir plaka bulamayacağınıza göre, varlığını fark etmeniz dahi çok zor olacaktır.
Ama mevzubahis işgalci zihni davranış kodlarında yakalayabileceksiniz. Eğer doğru pencereyi açarsanız, eğer doğru enstrümanları kullanırsanız, eğer doğru gözlükleri takarsanız. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Sokağa çıkıp yanınızdan gelen geçeni seyrediniz, sınıfa girip üç beş dakika öğrencilerinizle sohbet ediniz, televizyonun kanalları arasında bir anlık sörf yapınız, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Asıl korkmamız gereken işgal burada! Sinsi, çok şekerli ve bir o kadar tehlikeli.
yeniakit