Derin Gerçekler
Bu konu nereden aklıma geldi? Zaten bu konuyu yazmak istiyordum. 29 Kasım’da, Prof. Yerebakan’ın daveti ile İstanbul Tekno Park’ta, sağlık, gıda ve sanayi alanlarında yapılan çalışmalar hakkında bir proje tanıtım toplantısına katıldım. Teknopark’ta ARGE yapanlar, üniversitelerin temsilcileri, iş dünyasından bir çok kişinin katıldığı bir tanıtım toplantısı. Oradan yola çıkarak birkaç konuyu bu vesile ile ele almak istiyorum.
Sanayi ve teknolojide dünya çağ atlıyor ya, peki biz neredeyiz? Önümüzdeki günlerde otomobil konusunu da yazacağım. Teknoloji güzellemesi yapmak değil niyetim. İnsan bu işin neresinde? Endüstri 4’e geçerken, insan mu teknolojiye yön veriyor, yoksa teknoloji mi insan’a? Teknoloji kendi insanını mı üretiyor yoksa? Human 2 / İnsan 2 bu açıdan önem kazanıyor. Birileri “Hayvandık insan olduk, şimdi tanrı olacağız” diye ortalıkta dolaşıyor. Ve tabi bunun sonucu “Biyolojik cinsiyet”inden, dinden, ahlaktan, gelenekten soyutlanmış bir ''BİREY”den söz ediyorlar.
Elon Musk, TransHumanizme geçiş için son aşama olan NeuraLink’in insana uygulamasını başlattı. Zaten Alçak irtifa uyduları ile uzay işgal edildi. 5G ile yeryüzü networku hayatın her alanını kuşatmaya hazırlanıyor. NanoChip’lerle insan bu network'a entegre edilecek. Hayır o artık bir NESNE olacağı için insan değil, New Norm’a göre o bir SIBORG olacak. Bu şekli ile de NESNELERARASI İLETİŞİMİN BİR OBJESİ olacak HAYVANLAR ve Klonoidler, Avatar, Humanoidler ve Xenebot’larla birlikte. Humonoidler artık insanın yerini almaya aday, insanımsı robotlar olarak insan ve hayvanları tanıyan ve beyinleri okuyan onları taklit edebilen OTONOM sistemler. Evet dünya, gerçekten yeni bir çağın sonunda.
Bu kesin, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Eğer bir gün eskiye dönülecekse, o eski de bugün olmayacak, 1700 öncesine geri döneriz. Yani bilimin olduğu, akıl ve vicdanın olduğu, ama bugünkü anlamda sanayinin olmadığı bir zamana geri döneriz. 1. Sanayi Devrimi Sömürü sonrasını tanımlamak için 20. YY sonlarında ortaya çıkan bir kavram. Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin devreye alınması ile yeni bir dönem başladı. Sanayi Devrimi; Manchester, Birleşik Krallık'ta ardından Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya' ortaya çıkıp, dünyaya yayılan bir süreci ifade ediyor. Hindistan'da 23.6.1753’de İngilizler Plassey savaşında Fransızları yendi ve eski bir Türk hanedanı olan Babür imparatorlarının devasa hazinesine el koydular. Zaten daha önce de Amerikan kıtasını ve Afrika’yı soymuşlardı. Çin’den de büyük servet transferleri oldu. Babür hazinesinin yanında oralardaki el yazması eserler, el aletleri ve buluşlar da İngiltere'ye ve Parise, Roma’ya taşındı. Afrika'da Timbuktu, Kartaca, Mısır mirası yanında Endülüs medeniyet mirası da batının eline geçti. O saraylar, O borsa, finans, sanat, edebiyat ve sanayi, hatta hukuk ve ahlak bu miras üzerine inşa edildi. Rönesans'ın arkasında da, derin devlet yapılanmasının arkasında da yağmalanan İslam dünyası, Doğu-Batı mirası var. O ticaret burjuvazisinin doğuşu, sanayinin ortaya çıkmasında 1758 ve 1791 tarihleri arasında gerçekleşmesinin en önemli sebebi bu yağmadır.
Fuar tarihine bakın 1851 Londra, 1863 İstanbul, 1867- 1878-1889-1900 Paris, 1873 Viyana ve 1893 Şikago...
İlk Telgraf burada denenir, İlk otomobil de burada denenmek istenir. İlk dünya fuarı 1867’de Paris'te yapıldı. 1878'te "Exposition Universelle" yani 3. Paris Dünya Fuarı Victor Hügo’nun yönettiği bir forumla açıldı.
Hügo yeni bir Europe’den, entelektüel mülkiyet haklarının korunmasından, kamu mülkiyetinden, Hukuk'tan, İnsanoğlunun geleceğinden söz eden Ahlaki bir manifersto sunsa da 1900 Paris Uluslararası Sergisi (Fransızca: l’Exposition universelle), Paris'te 14 Nisan 12 Kasım 1900’de düzenlendiğinde güç ve iktidar sarhoşluğu içinde Hügo’nun kaygılarından çok uzaklaşmış, sermaye paylaşımı temelinde yeni bir vadiye yönelmişti. Zaten 1851 Londra fuarı, sömürü mirasının paylaşımının ardından bunun işletilmesi ve yönetilmesini ana konu olarak ele alıyordu. İşte 1. Sanayi Devrimi dedikleri bu! Buhar gücü ve buna dayalı mekaniklerle ulaşım ve imalat tekniğinin hayata geçirilmesi.
2. Sanayi devrimi 1870-1913 arası, Elektirik, demir-çelik endüstrisi , içten patlamalı motorlar, telgraf, radyo gibi elektirikli aletler ve motorun kullanılmaya başlanmasını ifade ediyor.
Üçüncü Sanayi Devrimi elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlanması ve üretim hattının geliştirilmesi ile üretimde mekanik ve elektronik teknolojilerin yerlerini dijital teknolojiye bırakmasıdır.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra gelişen buluşlar, artan nüfusunun ihtiyaçlarına cevap verme arayışı, savaş sonrası yeniden yapılanan dünyanın güvenlik arayışı, rekabet içinde güç ve üstünlük savaşında ortaya çıkan savunma sanayi, uzay araştırmaları gibi konular Otomotiv endüstrisi geldiği nokta yanında, nükleer enerji, sentetik ürünler, bilgisayar teknolojisi, mikroelektronik teknoloji gibi yenilikleri saymak mümkün.
Fiber optikler ve telekonmünikasyon, biyogenetikler, biyotarım, lazerler ve holografi 3. Sanayi döneminin ara formu olarak tanımlanabilir. Sanayi 3.0’ın son çeyreğindeyiz Bu aşamada elektronik ve bilişim teknolojilerinin üretime entegre edildiğini görüyoruz. Burada atom altı parçacıklar, yapay zeka, Globalizm ve çevre sorunlarının öne çıktığını görüyoruz.
4.Sanayi Devrimi NanoChiplerle donatılan Quantik bilgisayarların yapay zeka ve yapay bilinçle Trans Humanizm projesi ile insanı ve hayatı dönüştürme iddiası taşımaktadır.
Nesnelerin İnterneti, Hizmetlerin İnterneti, Siber-Fiziksel Sistemler hepsi Yapay zeka ve yapay bilincin kontrolüne geçecektir. Bu anlamda MetaVerse, teknolojinin dönüştürülen insana sunduğu Yapay bir Cennettir. Sistem insanları bu dünyaya göçe davet etmektedir. Bu, yeryüzünde bir cennet ve ebedi hayat, Ademoğullarına Şeytanın 2. davetidir aslında. İlk insanın bu günkü insana dönüşmesi, “Galu bela” da, yine Şeytanın aynı yalanı ile gerçekleşmişti. Durun hele, daha konuya giremedik. Yarın da devam edeyim müsaadenizle.
Selam ve dua ile..