997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tutanakları 28 şubat davasının görüldüğü Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştı. Tutanaklar, “Erbakan Kurul kararlarına direnmedi” iddiasını doğrulamıyor. Tutanaklara yansıyan diyaloglara göre dönemin başbakanı Necmettin Erbakan MGK’nın kararlarını hemen imzalamak yerine zaman kazanmaya çalışıyor, ancak dönemin genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Karadayı bir an önce imzalaması için bastırıyor.
Tutanaklarda dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, toplantı sonunda “Burada tartışılan konu siyasi değil, güvenlik siyasetidir, güvenliğe ilişkin tehditlerdir. Siyasi yer Bakanlar Kurulu’dur. Şimdi bu konu yeterlice tartışılmıştır. Önce basın bildirisini mi kararlaştıralım, yoksa kararı mı” diye soruyor.
10 DAKİKADA BİTİRİRİZ
Bunun üzerine Erbakan, önce basın bildirisinin okunup kararlaştırılmasını istiyor. Sonra basın bildirisi okunuyor, herhangi bir itiraz olmaması üzerine taslak olarak hazırlanan kurul kararı okunuyor. Bunun üzerine Erbakan, “Şimdi 9 saatlik yoğun bir çalışmadan sonra bu kadar maddeyi sağlıklı olarak değerlendirerek sonuca ulaşmak doğru olmaz. Onun için bunu yarın inceleyip kararlaştıralım” diyor. Bu talebe karşı çıkan İsmail Hakkı Karadayı, “Bunu 10 dakikada tamamlarız. Yarına kalmasın” diyor. Erbakan da, “Bu gibi şeyler ayaküstü olacak işler değil, bunu önümüze koydular, imzalamak zorunda kaldık diyemeyiz. Onun için yarın inceleyeyim” ifadelerini kullanıyor.
Devreye giren Cumhurbaşkanı Demirel de “Bunu yarına bırakalım, metin üzerinde bazı rötuşlar da yapmak mümkün. İmam hatip okulları ve Kur’an kursları kapatılıyor imajını da yaratmayalım” diyerek toplantıyı kapatıyor. Karadayı’nın bu diyaloglardan önce,“Din istismarına son vermek lazım. Bugün karşılaştığımız olaylar küçümsenerek tedbir almakta geç kalınmamalıdır. PKK hareketi de 1984 yılında yeni başladığında küçük görüldü” demesi dikkat çekiyor.
Tutanakta, “Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya da, ‘Sincan Belediye Başkanı’na parti sahip çıkıyor, Milli Eğitim Bakanlığı Ukrayna’da laikliğe aykırı kitap dağıtıyor. Bayanlara para karşılığı tesettürlü kıyafet giydirilip Atatürk Bulvarı’nda dolaştırılıyor” diyor.
HALK BİR ŞEYE KARAR VERMİŞSE ONA GÜVENMELİYİZ
MGK’da konuşan Erbakan, dünyanın daha çok dine önem vermeye başladığını belirterek, “Halk bir şeye karar vermişse ona güvenmeliyiz. Onun kararına saygılı olmalıyız” ifadelerini kullanıyor. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller de şeriat ve laiklik konusunda kavram kargaşası olduğunu ve buna mani olunması gerektiğini ifade ediyor. Çiller laikliği siyasallaştırmamak gerektiğini vurgularken, “Şeriat deyince Anadolu’da din anlaşılıyor. Onun için bu konuda dikkatli olmak gerekiyor” diyor.