Erbakan'ın AKP'ye Sağladığı Fayda..
22 Temmuz seçim sonuçlarının analiz edildiği tüm programlarda herkesin üzerinde mutabık kaldığı önemli bir nokta oldu: "AK Parti artık tartışmasız merkezin en güçlü partisidir"
Bunu izah ederken dayandırdıkları gerekçeler arasında AK Parti'nin Türkiye'nin her kesiminden oy alması önemli bir argüman olarak sıralandı.
"MHP'nin barajı geçtiği kesinleşti" başlıklı perşembe günkü yazımızda; "AKP belli çevreler tarafından Refah Partisi'nin devamı gibi kabul edilip merkez parti olup olmadığı tartışılsa da, Erbakan'ın doğal lideri olduğu Saadet Partisi'nin AKP'ye yönelik sert muhalefeti AKP'nin merkezde algılanmasına önemli katkı yapmaktadır. Erbakan'ın AKP yönetimine karşı izlediği sert üslubun Saadet Partisi'ne ne ölçüde katkı yaptığı bilinmemekle beraber, AKP'nin daha da merkezde algılanmasına büyük katkı yaptığı ortadadır. Bu açıdan AKP'liler Saadet'e teşekkür borçludurlar" yazmışız.
Merkez sağın en sağındaki boşluk Saadet Partisi tarafından doldurulunca, üstelik sanki AKP'lileri tekme tokat döver gibi, söver gibi, mahalleden (merkezin sağın sağından) kovar gibi incitici bir üslup takınılınca, toplum tarafından AKP'nin merkezde algılanması daha da kolaylaştı. Hani yılların Erbakan'ını tanımasak, bunları sırf AKP'nin ekmeğine bilinçli olarak yağ sürmek için bilerek yaptığını düşünürsünüz ama, 40 yıllık siyaset arkadaşlarını bile hak vaki olduğunda cenazesine bile katılamayacakları hale getirdiğini gördükçe, aksini düşünmek de mümkün olmuyor.
Fakat seçmenin negatif propagandaya pirim vermediği açıkça görüldü. Erbakan'ın son 2 ayda dillendirdiği söylemlerini değerlendirdiğimiz "Erbakan için gerçekten kötü bir final" başlıklı yazımızın altına okuyucuların yaptıkları yorumları okuyunca ve e-mail yoluyla bize ulaşanların da "aslında öyle demek istemedi böyle demek istedi" yaklaşımlarını görünce, Saadet Partisi tabanının büyük bölümünün de bu söylemlerden rahatsız olduğuna muttali olduk. Kim bilir, beklentilerin kısmen altında kalan Saadet Partisi oy oranının da bunun da etkisi vardır. Erbakan (Allah gecinden versin) giderayak partinin imajına zarar verdi.
MHP'nin durumu"
Birçok yorumcu aksini iddia etse de ben MHP'nin Meclis'teki varlığının AK Parti'nin dış baskılara dayanma konusunda işini kolaylaştıracağını ve Avrupa Birliği müzakere sürecinde Türkiye'nin elini güçlendireceğini düşünüyorum.
Üstelik AKP, siyasi riskini tek başına üstlenip bir türlü karar verip gerçekleştiremediği K.Irak'a yönelik operasyon konusunda kendisine siyaseten sorumlu ikinci ortak da bulmuş olacaktır.
Muhalefette iken operasyon konusunda oldukça ısrarlı olan MHP'nin, koalisyon ortağı olduğu dönemde uluslar arası baskı karşısında APO'nun idamında ısrarcı olmaması gibi, K. Irak'a yönelik operasyon konusunda da şimdiye kadar olduğu ölçüde ısrarcı olmayacağını ihtimal dâhilinde görüyorum. Bu noktada TSK'nın ısrarlı talebin olup olmadığı da belirleyici olacaktır.
Genç Parti"
2002 seçimlerinde takındığı milliyetçi söylemle MHP'nin baraj altında kalmasına neden olan Genç Parti'nin emanet aldığı oyları büyük ölçüde iade etmiş görünmektedir. Alınan sonuçla Cem Uzan'ın siyasi yaşamı riske girmiştir.
Tıpkı Anavatan'ın olduğu gibi Demokrat Parti için yorum yapmaya gerek bile yok. Bu iki partinin şu aşamadan sonra yeniden toparlanması çok uzak ihtimaldir.
CHP'nin akıbeti"
Kurulduğu günden beri hizip çatışmalarıyla ünlü CHP'nin 22 Temmuz seçiminde aldığı ağır yenilgi parti içini yeniden ve kuvvetli bir şekilde karıştırmaya adaydır. Yükselen istifa sesleri parti içi muhalefetin pusuda beklediğini açıkça gösterse de, eğer Baykal bu defa da sorunun altından kalkmayı başarırsa son nefesine kadar CHP' liderliğinde kalması da ihtimal dâhilindedir.
AK Parti"
14 partinin girdiği bir seçimde nerede ise sokaktaki iki kişiden birinin oyunu alabilmesi tartışmasız büyük bir başarıdır. Benim asıl merak ettiğim, yüzde 2030 oy alacağını iddia ettikleri halde yüzde 1 bile oy alamayan partilerin liderlerinin bu durumu da sanki bir başarı gibi yansıtmayı nasıl başaracaklarıdır.
Alınan sonuç, Çankaya sürecinde AKP'nin izlediği politikayı ve gösterdiği adayı seçmenin olumlu karşıladığını ortaya koyarken, statükocu yaklaşım sergileyen partileri bir ölçüde cezalandırmıştır.
Arınç yaptı yapacağını"
Bu arada satır arasında şunu da ilave etmek lazımdır. Bülent Arınç'ın seçim sonuçlarını değerlendirirken telaffuz ettiği "bu bir halk muhtırasıdır" sözü zamansız ve yersiz olmuştur. Sayın Arınç'ın şu an üstlendiği pozisyona yakışık kalmamıştır. Kurumlar arası sürtüşmeyi yeniden tetikleyen bir yaklaşım sergilemiştir.
Seçim sonuçları AKP'yi Başbakan'ın deyimiyle tam da toplumsal merkeze taşımışken, Sayın Arınç'ın bir yerlere göndermede bulunması doğrusu şık olmamıştır. Bu tür yaklaşımlar, siyaset alanına siyaset dışı kurumları ortak etmekten başka hiçbir işe yaramaz diye düşünüyoruz.
Seçim gösterdi ki, kavgacı üsluba seçmen prim vermemektedir.
Bu seçimin birçok açıdan ince mesajlar içerdiğinde kuşku yoktur.
Seçim sonuçlarını analize yeri geldikçe devam edeceğiz"