Erdoğan, partisinin Aydın İstasyon Meydanı'ndaki mitinginde, AK Parti'nin milletin sofrasındaki ekmeği çoğaltmaya devam ettiğini, vatanın her karışında hakları, özgürlükleri sonuna kadar savunmaya devam edeceklerini söyledi.
''Diğer partilere neden Sivas'tan öteye gidemediklerini, niçin Hakkari, Muş ve Van'a gidemediklerini sorduğunu'' anlatan Erdoğan, AK Parti'nin 81 ilin 80'inden milletvekili bulunduğunu ifade etti. Partisinin ''belli çıkar çevreleri tarafından, medyanın talimatıyla kurulmadığını, AK Parti'yi milletin kurduğunu'' dile getiren Erdoğan, iktidarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bulunduğunu, demokrasiyi yüceltmekte, hukuk devleti anlayışını güçlendirmekte kararlı olduklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Millete hizmet uğruna, her tür zorluğu, sıkıntıyı göğüslemeyi göze aldık. Demokrasi dışı her müdahaleyi göğüslemek için, millet tercihini yok sayanlarla mücadele için demokrasilerde hak ve özgürlükler için yola çıktık. Tıpkı merhum Adnan Menderes gibi. O 'yeter söz milletindir' demişti. Biz 'Yeter, söz de karar da milletindir' dedik. Bu ülkede kararı birileri vermeyecek, benim milletim verecek. Söz de karar da onun... Ve biz merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarına kucak açan bu aziz millete mahcup olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Demokrasi için mücadeleye devam. Ne tür engeller olursa olsun; çetelerle, mafyayla, karanlık odaklarla, hukuk dışılıkla mücadeleye devam ediyoruz. Ama sayın Baykal çıkıyor 'ben' diyor 'bu çetelerin avukatıyım'. Dedi mi? Dedi... E, hayırlı olsun. Milletimin kimlerin avukatına ne prim verdiği ortada. Ben milletimin avukatıyım. Farkımız bu. Milletimiz için, milletle birlikte...''
-''AK PARTİ MİLLİ İRADENİN TEMİNATI''-
Başbakan Erdoğan, ''CHP'nin birden açılımlara girdiğini; milletin taleplerine, arzularına, özgürlüklerine yönelmeye başladığını; 'Kuran Kursu, başörtüsü, çarşaf' denildiğini'' ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Vardıkları son nokta ne oldu? Şecaat arz ederken sirkatin söylediler. İstanbul'da bir çarşaflı hanımı sokak ortasında kameraların önünde tartakladılar. Ardında da iftira kampanyasına başladılar. 'Bu' dediler, 'AK Parti'nin provokatörü'. Sonra ne çıktı? CHP'nin üyesi çıktı. Yalancının mumu yatsıya kadar... Ama yatsı olmadan bunlarınki söndü. Çünkü yatsı 29 Mart.
Hizmetlerimizi karaladılar. Her tür çamuru attılar. Bu iftiraları tutmadı. Bize attıkları çamur kendilerine bulaştı. Şimdi eski adetlerine döndüler. Yeniden bir rejim tartışması başlatmak istiyorlar, yeniden demokrasiyi tartışma konusu yapmak istiyorlar. Millet iradesini, seçim sandığını yeniden tartışmak istiyorlar, yeniden sanal korkular, gerilimler oluşturmaya çalışıyorlar. 'Sultanlık, padişahlık' diyorlar.
Burada bir kez daha söylüyorum: Aydın, demokrasinin teminatıdır. AK Parti milli iradenin teminatıdır, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin Türkiye Cumhuriyetinin teminatıdır. Biz millete efendilik için gelmedik. Biz millete hizmetkar olmak için geldik.''
Konuşmasında Mevlana'nın ''tevazu, alçak gönüllülükte toprak gibi ol, hoşgörüde deniz gibi ol, ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol'' aktaran Erdoğan, AK Parti olarak tevazu içinde içinde hizmet verme felsefesinden 6,5 yıl şaşmadıklarını, bundan sonra da şaşmayacaklarını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, her şeyin sonunda ölümün bulunduğunu, cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili de olsa herkesin öleceğini belirterek, ''İki metreküplük çukura gömecekler hoca 'er kişi, hatun kişi niyetine' diyecek. 'Başbakan niyetine, bakan niyetine' demeyecek. 'Milletvekili niyetine' demeyecek'' şeklinde konuştu.