Hamas, kendi topraklarını koruma mücadelesini veren direnişçilerdir, Filistinlidirler, Filistin'de seçim kazanmışlardır, seçim kazandıkları halde hala İsrail cezaevlerinde yatmaktadırlar" dedi.
Erdoğan, "Ben bunları Amerika'nın yetkililerine de söyledim. Her yerde söyledim, 'Ben Hamas'ı terör örgütü olarak kabul etmiyorum, tanımıyorum' dedim. Bugün de böyle düşünüyorum. Düşüncem budur" diye konuştu.
Erdoğan, Kültür Park'ta Dünya Çevre Günü Kutlamaları ve Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin başkalarına benzetilmemesini istedi. Erdoğan, "Hiç kimse Türkiye'nin sabrını test etmeye kalkmasın. Hiç kimse Türkiye'yi ülkelerden bir ülke olarak görme yanılgısına düşmesin. Hiç kimse bu ülkeye bir kabile devleti muamelesi yapmaya kalkışmasın" dedi.
Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum. Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim çiğnenirim, Hak'kı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" dizelerini okudu.
Başbakan Erdoğan, Kudüs'ün kaderinin İstanbul'un kaderinden, Gazze'nin kaderinin Ankara'nın kaderinden, Ramallah'ın, Refah'ın, Hanyunus'un, Beytüllahim'in kaderinin Konya'nın kaderinden ayrı olmadığını söyledi.
"Dünya sussa bile biz susmayız, biz susmayacağız" diyen Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
"Dünya katliamlara göz yumsa biz gözümüzü yummayız, yummayacağız. Dünya akan kana seyirci kalsa biz olan bitene 'elimiz, kolumuz bağlıyız' demeyeceğiz. Dünya, Filistin'e sırtını dönse biz Filistin'e, Filistin halkına, Gazze'ye, Küdüs'e sırtımızı dönmeyeceğiz. Bakınız, bunlar kundaktaki masum bebekleri dahi tehdit olarak gördüler. O masum bebekleri analarının kucaklarında katlettiler, bizdeki teröristler gibi. Yetmedi şimdi bebek mamalarını da tehdit olarak görüyorlar.
Ve hala o taş atanlara karşı ne yazık ki dünya fosfor bombası atanların arkasında duruyor. İşte biz o duranları kınıyoruz, durmayanlarla beraber bu mücadeleyi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Çünkü Türk milletinin şanına yakışan bu."
19 YAŞINDAKİ FURKAN DOĞAN'I VAHŞİCE ÖLDÜRDÜNÜZ
Meselelerinin Musevilerle İsrail halkıyla olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bizim meselemiz İsrail'in şu andaki zulmeden, devlet terör estiren yönetimiyle. Ortada devlet terörü var" dedi.
İnsanlığın bu konudan ders almasını temenni eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü bu olay, İsrail ile Türkiye arasında olan bir olay değildir. Bu olay İsrail ile 32 ülke arasında cereyan eden bir olaydır. O gönüllülerin içinde 32 ülkeden insanlar vardı. İnsafsızca, alçakça yapıldı, Somali'de korsanlar bunu yapıyordu, şimdi bunlar yaptı. Sonuna kadar bu işin mücadelesini vereceğiz. Antisemitizm insanlık suçudur, terör de insanlık suçudur."
Savaşın bile hukuki kuralları olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Savaşta bile dokunulmayacak olanlar vardır. Allah aşkına beyaz bayrak asılı yardım gemilerine saldırdınız. 19 yaşındaki Furkan Doğan'ı vahşice öldürdünüz, şehit ettiniz, Furkan'ın elinde silah mı vardı, üzerinde bomba mı vardı? Alnında 'terörist' mi yazıyordu? Hangi hukuk sistemi, din, inanç, hangi kutsal kitap sizin bu korsanlığınıza, bu yargısız infazlarınıza, bu katliamlarınıza gerekçe olabilir. Uluslararası medyaları artık bunların korsanlıklarını örtemez hale geldi. Kanlı eylemlerine ortak ettikleri yazarları, çizerleri, yorumcuları, işbirlikçileri, artık bunların insanlık dışı, terör eylemlerini saklayamaz hale geldi.
Ama bizde de onların ortakları ha onu da söyleyenler, biz de de var. İsrail'in bu saldırısını ve bu saldırıya karşı takınılan tavrı aynı şekilde ne yazık ki PKK'nın askerimize olan saldırısıyla Hamas'ın saldırısına, buna benzetenler var."
"EY TÜRKİYE'NİN GAZETELERİNDE YAZAN KÖŞE YAZARLARI"
"Bir defa Hamas'la terör örgütü PKK'nın benzer hiç bir tarafı yoktur" diyen Erdoğan,şunları kaydetti:
"PKK terör örgütünün üzerinden Türkiye Cumhuriyeti pasaportu çıkar. Bunlar bu ülkenin vatandaşı olarak bulunurlar. Dışarıdan bir saldırı değildir. Hamas, kendi topraklarını koruma mücadelesini veren direnişçilerdir, Filistinlidirler, Filistin'de seçim kazanmışlardır.
Seçim kazandıkları halde hala İsrail cezaevlerinde yatmaktadırlar. Ben bunları Amerika'nın yetkililerine de söyledim. Her yerde söyledim, 'Ben Hamas'ı terör örgütü olarak kabul etmiyorum, tanımıyorum' dedim. Bugün de böyle düşünüyorum. Düşüncem budur. Onlar topraklarını savunuyorlar. Seçim kazandılar ama onlara iktidarda kalma fırsatı bile vermediler. Hani demokrasi, ne oldu demokrasi, hani demokrasiyi savunanlar. Niye bunlara müsaade etmediniz, bırakın da bir demokratik mücadele versinler.
Bak seçim kazandılar. Bir iktidar süreci tanıyın, ne yapacaklar bir görün. Ama dayanamadılar, tahammül edemediler, ekonomik yönden baskı uyguladılar, vergilerini kestiler, bu mudur adalet. Ve bunu siz rahatlıkla PKK ile bir araya getiremezsiniz. Ey Türkiye'nin gazetelerinde yazan köşe yazarları... Şimdi benimle ilgili de bunları yazacaksınız biliyorum. Yazacaksınız ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Çünkü sizin de geçmişinizi biliyoruz.
Bunların da cibilliyetlerini biliyoruz, ne yaptıklarını çok iyi biliriz. Biz dürüstün yanındayız, doğrunun yanındayız, adilin yanındayız ve bunların yanında olmaya devam edeceğiz."