Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Karşıyaka Arena Spor Salonu'nda "Seçim İşleri Başkanlığı Bölge Buluşması"na katıldı. Erdoğan burada 12 ilin daha adayını daha açıkladı.
Böylece AK Parti'de Antalya hariç 80 ilde belediye başkan adayları belli oldu.
Erdoğan'ın açıkladığı adaylar;
İzmir: Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım
Burdur: Belediye Başkan Adayı Sebahattin Akkaya
Isparta: Belediye Başkan Adayı Nuri Uzaktaş
Karaman: Belediye Başkan Adayı Ertuğrul Çalışkan
Kars: Belediye Başkan Adayı Nevzat Bozkuş
Kilis: Belediye Başkan Adayı Hasan Kara
Osmaniye: Belediye Başkan Adayı Mehmet Gürbüz
Tunceli: Belediye Başkan Adayı Erkan Eroğlu
Uşak: Belediye Başkan Adayı Nurullah Cahan
Aydın: Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş
Denizli: Belediye Başkan Adayı Osman Zolan
Manisa: Belediye Başkan Adayı Hüseyin Tanrıverdi
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
Tarih boyunca İzmir'e hizmet etmiş kahramanları rahmetle yad ediyorum. Çaka bey, Umur bey, gazeteci Hasan Tahsin, merhum Adnan Menderes başta olmak üzere İzmir'in tüm yiğitlerine, efelerine, İzmir'in şehit ve gazilerine Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Selanik'ten göçüp İzmir'e yerleşen, burada medfun olan Gazi Mustafa Kemal'in merhume annesi Zübeyde Hanım'ı rahmet ve hürmetle yad ediyorum.
"12 İLİMİZİN ADAYINI AÇIKLAYACAĞIZ"
Bugün burada İzmirle birlikte 12 ilimizin daha adayını açıklıyoruz. Aydın'ı selamlıyorum. Manisa'ya, Denizli'ye, Uşak'a, Kars'a, Tunceli'ye, Burdur'a, Isparta'ya, Kilis'e, Karaman'a, Osmaniye'ye selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. İlçeleri daha sonra hep bir arada yapacağız.
"GERİYE SADECE ANTALYA KALIYOR"
Bugün itibariyle artık 80 vilayetimizin adayını belirlemiş ve açıklamış olacağız. Geriye sadece Antalya kalıyor. Cumartesi günü de Antalya'yı açıklıyor, 81 ilimizi açıklamış şekilde artık 30 Mart'a doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Ak Parti teşkilatının çok değerli mensupları. Bugün İzmir'de bir milat yaşıyoruz. İzmir'in talihini değiştirecek bir sürecin ilk adımını atıyoruz. İzmir'i, o şanı o capcanlı günlerine yeniden kavuşturacağız. İzmir'i ayağa kaldıracak, yeniden bir dünya markası haline getireceğimiz süreci bugün burada başlatıyoruz. Bu yeni sürecin şimdiden İzmir'e İzmirlilere tüm Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum. İzmir tarihi boyunca Ege'nin ve Akdeniz'in incisi bir şehir oldu.
"İZMİR'İN İNSANI MERTTİR"
İzmir mert insanıyla her zaman bu coğrafyanın parlayan yıldızı oldu. Tarihinde zaman zaman fetret dönemleri yaşadı. Moğol istilasına, Haçlı seferlerine maruz kaldı. İzmir Osmanlı'nın fetret döneminde fetreti yaşadı. Defalarca yangınlara, yıkımlara isyanlara maruz kaldı. İzmir 1919'da tarihinin en acı işgallerinden birini yaşadı ancak şanlı bir direniş sergiledi. 9 Eylül 1922'de şanlı bir istiklale kavuştu. İzmir yakın tarihimizde tek parti CHP yönetimine karşı en anlamlı en dokunaklı Türkiye'ye örnek teşkil edecek itirazları dile getirmiştir. Baskıya zulme boyun eğmemiş, her zaman demokrasiden her zaman özgürlüklerden yana olmuş böyle önemli bir şehirdir. İzmir'le ilgili şu tarihi hatırlatmayı yapmak durumundayım.
MUSTAFA KEMAL ÖRNEĞİ
Tarih 12 Ağustos 1930, Gazi Mustafa Kemal, son derece önemli bir adım atıyor. Tek partili sistemin mahzurlarını görüyor. İkinci bir parti kurulması için bir adım atıyor. Fethi Okyar'ı çağırıyor. Bir parti kurmasını istiyor. CHP'nin karşısına çıkmasını, muhalefet olarak eleştirmesini, demokrasinin gereği olarak muhalefet yapmasını istiyor. Okyar bizzat Gazi Kemal'in talimatıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kuruyor. Halk buna müthiş seviniyor.
"İZMİR ADETA KURTARICISINI BEKLİYOR"
CHP'nin zulmünden bıkan halk, bu yeni partiye birlikte umutlanıyor ve sarılıyor. Bu yeni partinin kuruluşundan sadece 22 gün sonra Fethi Bey İzmir'e geliyor. Partinin ismini bile kimse bilmiyor. Genel Başkanı kimse tanımıyor. Ancak halk CHP'den o kadar bıkmış ve illallah etmiş ki, 22 günlük bir partiyi kelimenin tam anlamıyla bağrına basıyor İzmir Fethi beyin ziyaretiyle tarihi bir gün yaşıyor. Bütün İzmir halkı rıhtıma akın ediyor. İzmir adeta kurtarıcısını bekliyor. İzmir CHP zulmüne dur diyecek, CHP'yi frenleyecek hesap soracak bir lideri karşılamaya geliyor.
İzmir rıhtımında izdiham yaşanıyor, bugün bu spor salonunda olduğu gibi. Bir gazete o günü şöyle anlatıyor: "Millet Fethi beye sarılıyor, bir çokları ağlıyordu. İzdihamdan Fethi Beyin ceketi yırtıldı. Denize düşenler oldu. Davullar zurnalar çalıyordu. İzmir'de bayram yaşanıyordu. İzmir yeni partiyi yeni lideri umutla kucaklıyordu."
"12 YAŞINDA BİR ÇOCUĞU ŞEHİT ETTİLER"
Bu heyecandan rahatsız olanlar vardı, CHP başına gelecekleri bildiği için, Gazi Kemal'in kurdurduğu bu partiden rahatsızdı. Dönemin hükümeti Fethi Bey'e çok zorluk çıkardı. Partinin milletle kucaklaşmaması için dönemin iktidarı çok büyük eziyetler yaptı. Gazi Kemal'in araya girmesine rağmen, İzmir'de güvenlik sağlanmadı. Kalabalığa ateş açıldı. 12 yaşında masum bir çocuk öldürüldü. O 12 yaşındaki çocuğu aldılar, Fethi beyin önüne götürdüler. "İşte ilk kurbanımız" dediler. İzmir özgürlük, demokrasi istiyordu. Tek parti CHP zulmünden kurtulmak istiyordu. Bunun için İzmirli canını dahi vermeye hazırdı. İşte bu özgürlük taleplerini, demokrasi taleplerini bastırdılar. Kurulduktan 3 ay sonra, sadece Cumhuriyet Fırkasının kapatılmasına yol açtılar. Bu CHP budur. Bunların demokrasi anlayışı budur. Tahammül edemezler. Serbest Cumhuriyet Fırkasını bu şekilde kapattılar. Bunlar Türkiye'de parti kapatmakla meşhur olan bir zihniyettir. CHP budur.
"ADNAN MENDERES YARIM KALAN İŞİ TAMAMLADI"
1950'ye kadar 20 yıl boyunca Türkiye'den milletten İzmir'den demokrasiyi esirgediler. 1950'de demokrasinin güneşi bir kez daha Ege'den doğdu. Aydın'da doğan, nüfus cüzdanında doğum yeri İzmir yazan Adnan Menderes buradan yola çıkarak yarım kalan işi tamamladı. İzmir'li Aydınlı Ege'li Adnan Menderes Türkiye'yi demokrasiyle eserle hizmetle özgürlükle buluşturdu. Merhum Menderes, "Yeter Söz Milletindir" dedi.
"GELİRKEN YOLDA GÖRDÜK"
İzmir CHP'den çok çekti. İşte şimdi gelirken yolda onu gördük. CHP'nin beceriksizliğini gördüm. Şimdi bütün bu gerçekler ortadayken, hala İzmir inanıyorum ki CHP demeyecektir. İzmir gerçek vizyonuna kavuşacaktır. 30 Mart çok önemli. Durmak yok yola devam diyeceğiz. Öyle koşacağız ki, 30 Mart sandıkların AK Parti'nin inşallah Türkiye'nin yedi bölgesine müjdeler dağıttığı bir gün olacak. Onun için heyecanınız heyecanımdır. Coşkunuz coşkumdur. Bu heyecanla bu coşkuyla 30 Mart Türkiye'de yeni bir dönemin adeta milat olduğu gün olacaktır.
"İZMİR BATILI BİR ŞEHİRDİR"
Görüyorum ki İzmir yeniden yeter diyor. Bu defa biz buna bir şey daha ilave ediyoruz. Yeter söz de karar da milletindir diyoruz. İzmir tarihteki o asil makamına yeniden kavuşuyor. İzmir her yönüyle bir dünya şehridir. İzmir bir sanayi şehridir. İzmir bir ticaret, turizm şehridir. İzmir batılı bir şehirdir. Yüzü batıya dönük bir şehirdir. İzmir iddiaları hedefleri olan potansiyelli bir şehirdir. Tıpkı İstanbul, Antalya gibi... İzmir tüm dünyada marka olmayı hak eden, bir vizyon şehridir.
"İZMİR BUNA LAYIK DEĞİL"
İzmir Barcelona'nın Marsilya'nın Roma'nın Atina'nın gerisinde kalmayı hak etmeyen, ismi bu şehirlerin yanında bu şehirlerle anılmayı bu şehirlerin üzerinde anılmayı ziyadesiyle hak eden bir şehirdir. Dünyada şehir etrafına surlar inşa etmiş, o dönemleri artık geride bıraktık. İçine kapanan, kendi yağıyla kavrulan şehirler dönemi artık geride kalmıştır. Doğrusu ben İzmir'de bunu görüyorum. İçine kapanık bir yapı görüyorum. İzmir buna layık değil. Yapılaşmayı görüyorsunuz. Yapılaşmada ilçesiyle büyükşehiriyle maalesef o beklenen sıçramayı yapamayan bir şehir var. Alt yapısıyla üst yapısıyla bunu gerçekleştirememiz bir İzmir var. İnsanca yaşayabileceğimiz şehirler özlemiyle AK Parti diyoruz, böyle bu yola çıkıyoruz. Şu anda İzmir'le birlikte 12 şehir bugün inşallah Belediye Başkan Adayları ile burada. Hep birlikte Ege'yi kentsel dönüşümlerde olduğu gibi, Ege'yi de dönüp değiştirecek modern bir bölge haline getireceğiz.
"YAŞAM TARZINI ŞEHİRLİLER BELİRLER"
Aramızda misafir iller var. Tunceli aramızda, Aramızda Kars var. Onlar da aynı şekilde bu dönüşümü yaşayacaklar. Vizyonu olmayan, planı projesi olmayan idarecilerin elinde İzmir sönüp gidemez. Biz belediyecilikten geldik bunu biliyoruz. Bu bizim mesleğimiz sanatımız. Bunu icra edeceğiz. İzmir'in büyük düşünmeye, vizyona ihtiyacı var. Bir şehrin sosyal dokusunu, kültürünü, yaşam tarzını siyaset ya da siyasetçiler değil, o şehrin bizzat kendisi belirler. İzmir'in talihini ve tarihini şekillendirecek olan sadece İzmirlilerdir, sizsiniz. Siyasetçinin görevi hizmet etmektir.
"EFENDİ OLMAYA DEĞİL.."
Efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya karar verecek. Siyasetçi belediye başkanı imkanlar oluşturan, alt yapı yatırımları yapan, yolları açık tutan, zemini hazırlayan unsurdur. İzmir niçin bir kongre şehri değil, neden olmasın? Türkiye'nin ilk fuarı nerede kuruldu? İzmir'de... Buna rağmen niçin acaba İzmir'de 3 bin kişilik 5 bin kişilik kongre merkezleri yok. Neden? İşte bu bir ufuktur. Bugüne kadar hep burada ağırlıklı olarak CHP belediyeleri oldu. AK Parti'nin eli değmedi. Buraya bir kongre merkezi dahi yapamadılar. İşte geçenlerde geldik bir iktisat kongresi yapalım dedik. 4. İktisat Kongresi'nin maalesef bir otelin 400-500 kişilik salonunda yaptık. Ama ne yazık ki böyle bir yer bulamadık. Kapalı spor salonunda yapacak halimiz yoktu... İşte bizler, İstanbul'a da geldiğimizde İstanbul'un hali böyleydi. Orayı da CHP'den almıştık. Yine bir kongre merkezi yoktu. Ama biz geldik, bir taraftan Haliç Kongre Merkezi, Harbiye'deki Kongre Merkezi'ni yaptık. İstanbul bir kongre merkezi haline geldi.
"YAYDIĞIMIZ ZAMAN TURİZMİ PATLATIRIZ"
Bunu Antalya'ya İzmir'e yaymamız lazım. Yaydığımız zaman turizmi patlatırız. 13 milyon turist çeken bir Türkiye şimdi 36 milyon turist çeker hale geldik. Biz göreve gelmeden önce, buraya gelenler sadece güneş, deniz kum için geliyordu. Şimdi alan değişti. Kongre için gelenler var, sağlık için gelenler var, eğitim için gelenler var... 4 mevsim hareketli bir Türkiye var. Golf turizmi için bile gelenler var. Her alanda dünyada zengini de orta hallisi de Türkiye'yi tercih edebiliyor.
İzmir Barcelona'nın Marsilya'nın Roma'nın Atina'nın gerisinde kalmayı hak etmeyen, ismi bu şehirlerin yanında bu şehirlerle anılmayı bu şehirlerin üzerinde anılmayı ziyadesiyle hak eden bir şehirdir. Dünyada şehir etrafına surlar inşa etmiş, o dönemleri artık geride bıraktık. İçine kapanan, kendi yağıyla kavrulan şehirler dönemi artık geride kalmıştır. Doğrusu ben İzmir'de bunu görüyorum. İçine kapanık bir yapı görüyorum. İzmir buna layık değil. Yapılaşmayı görüyorsunuz. Yapılaşmada ilçesiyle büyükşehiriyle maalesef o beklenen sıçramayı yapamayan bir şehir var. Alt yapısıyla üst yapısıyla bunu gerçekleştirememiz bir İzmir var. İnsanca yaşayabileceğimiz şehirler özlemiyle AK Parti diyoruz, böyle bu yola çıkıyoruz. Şu anda İzmir'le birlikte 12 şehir bugün inşallah Belediye Başkan Adayları ile burada. Hep birlikte Ege'yi kentsel dönüşümlerde olduğu gibi, Ege'yi de dönüp değiştirecek modern bir bölge haline getireceğiz.
"YAŞAM TARZINI ŞEHİRLİLER BELİRLER"
Aramızda misafir iller var. Tunceli aramızda, Aramızda Kars var. Onlar da aynı şekilde bu dönüşümü yaşayacaklar. Vizyonu olmayan, planı projesi olmayan idarecilerin elinde İzmir sönüp gidemez. Biz belediyecilikten geldik bunu biliyoruz. Bu bizim mesleğimiz sanatımız. Bunu icra edeceğiz. İzmir'in büyük düşünmeye, vizyona ihtiyacı var. Bir şehrin sosyal dokusunu, kültürünü, yaşam tarzını siyaset ya da siyasetçiler değil, o şehrin bizzat kendisi belirler. İzmir'in talihini ve tarihini şekillendirecek olan sadece İzmirlilerdir, sizsiniz. Siyasetçinin görevi hizmet etmektir. Efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya karar verecek. Siyasetçi belediye başkanı imkanlar oluşturan, alt yapı yatırımları yapan, yolları açık tutan, zemini hazırlayan unsurdur. İzmir niçin bir kongre şehri değil, neden olmasın? Türkiye'nin ilk fuarı nerede kuruldu? İzmir'de... Buna rağmen niçin acaba İzmir'de 3 bin kişilik 5 bin kişilik kongre merkezleri yok. Neden? İşte bu bir ufuktur. Bugüne kadar hep burada ağırlıklı olarak CHP belediyeleri oldu. AK Parti'nin eli değmedi. Buraya bir kongre merkezi dahi yapamadılar. İşte geçenlerde geldik bir iktisat kongresi yapalım dedik. 4. İktisat Kongresi'nin maalesef bir otelin 400-500 kişilik salonunda yaptık. Ama ne yazık ki böyle bir yer bulamadık. Kapalı spor salonunda yapacak halimiz yoktu... İşte bizler, İstanbul'a da geldiğimizde İstanbul'un hali böyleydi. Orayı da CHP'den almıştık. Yine bir kongre merkezi yoktu. Ama biz geldik, bir taraftan Haliç Kongre Merkezi, Harbiye'deki Kongre Merkezi'ni yaptık. İstanbul bir kongre merkezi haline geldi. Bunu Antalya'ya İzmir'e yaymamız lazım. Yaydığımız zaman turizmi patlatırız. 13 milyon turist çeken bir Türkiye şimdi 36 milyon turist çeker hale geldik. Biz göreve gelmeden önce, buraya gelenler sadece güneş, deniz kum için geliyordu. Şimdi alan değişti. Kongre için gelenler var, sağlık için gelenler var, eğitim için gelenler var... 4 mevsim hareketli bir Türkiye var. Golf turizmi için bile gelenler var. Her alanda dünyada zengini de orta hallisi de Türkiye'yi tercih edebiliyor.
"ADAYIMIZ BİNALİ YILDIRIM"
11 yıldır Türkiye'yi kardeşlik üzerine büyüttük. Hep birlikte büyümeye devam edeceğiz. Biz İzmir'in büyük Türkiye vizyonundan daha uzak kalmasını istemiyoruz. Türkiye'nin dünyanın gerisinde kalmasını istemiyoruz. İzmir'e 11 yıl içinde, personel giderleri hariç, sadece yatırım ve destekle yaklaşık 21 milyar liralık yatırım ve destek sağladık. Eski rakamlar 21 katrilyonliralık yatırım ve destek sağladık. Ulaştırma ve haberleşmede 4 milyar, orman ve su işlerinde 2 milyar, gıdada 1,7, Eğitim'de 1,6... Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Dile kolay, 21 milyar liralık hizmet ve yatırım yapıldı. 2011 seçimlerinde İzmir için 35 büyük proje duyurduk. Ege Ray, Aliağa projesini başlattık. Gebze-Orhangazi-İzmir otoyol projemiz devam ediyor. Durmak yok yola devam. İzmit Körfezi üzerinde dünyanın en uzun köprülerinden biri şu anda yükseliyor. Konak Tüneli'nin temelini attık. 2014'te tamamlıyoruz. Bitmedi... Ankara-İzmir YHT projesinin ilk adımı atıldı. Polatlı-Afyonkarahisar yapımına başlandı. İzmir içinde banliyö sistemini geliştiriyoruz. İzban'ı Bergama, Torbalı ve Selçuk'a kadar uzatıyoruz. Dünyanın 10. büyük limanı olacak Çandarlı limanının inşaatı devam ediyor. Bunun gibi 35 projemiz ile İzmir'in çehresi değişiyor. İzmir özlediği konuma doğru ilerliyor. Bütün bunların gerçek olması için, yerel yönetimle merkezi yönetimin el ele dayanışmasıyla Binali Yıldırım dedik ve huzurlarınıza böyle çıktık.
"YASSI DEMİYORUM YASLI"
2011 seçimlerinde İstanbul'da açıklamıştım. Yası adanın adını değiştiriyoruz demiştim. Burayı demokrasi ve özgürlükler adası yapacağız demiştik. Yassı demiyorum Yaslı adanın adı demokrasi ve özgürlükler adası oldu. Şu anda projemiz hazır, inşaatı hızla başlıyor. Bütün herşeyiyle orayı da kongre merkezi yapacağız. Yanında Sivri ada var. Oraya da muhteşem bir kongre merkezi yapacağız. Demokrasi ve Özgürlükler adası içinde daha küçük çaplı merkezleri yapacağız. Oteliyle, kalınacak yerlerle, hatta Pendik-Kartal gibi otellerden de istifade edecek şekilde oradaki adımı atıyoruz. Oraya bir müze yapacağız. Yargılanma nasıl yapıldı simülasyonla göstereceğiz. Demokrasi mücadelesinde Türkiye nereden nereye geldi bunu göstereceğiz.
"MİLLİYETÇİLİK VE CUMHURİYETÇİLİK KİMSENİN İPOTEĞİNDE DEĞİL"
Millet ve milliyetçilik kimsenin ipoteği altında değildir. Cumhuriyet kimsenin tapulu malı değildir. Ancak insanın milleti için hizmet ve eser üretmesiyle somut hale gelirler. Milliyetçilik ve cumhuriyetçilik Türkiye'yi içine kapatmak demek değil, Türkiye'yi büyütmektir. Türkiye AK Parti iktidarları döneminde 11 yıl içinde milli geirini 3 kattan fazla arttırdı. Milleti seven biziz. Milliyetçi de biziz. Yani 1 milyon dolar için, batı kapılarında dolaşıp eli boş dönen iktidarlar varken, şimdi alan değil, veren el olan bir Türkiye var. Bu hale geldik. Ülkenin milli bankasıdır Merkez Bankası. MB'nin kasasında biz göreve geldiğimizde 27 buçuk milyar dolar vardı. Şimdi tarihi bir rekor kırdık. MB'nin döviz rezervi dün itibariyle 135 milyar 637 milyon dolara ulaştı. Kim halkını daha çok seviyor? Elbette biz. CHP bizi eleştiriyor... Amerika'daki Kızılderililere 200 bin dolar vermişsiniz, Türkiye ne olacak diyorlar. Biz evel Allah Kızılderililere de ulaşıyoruz, Suriye'ye de, Etiyopya'ya da...
"ABDÜLKADİR MOLLA'YA RAHMET DİLİYORUM"
Bu vesileyle Bangladeş'te tüm girişimlerimize, Bangladeş Başbakanı'nı aramamıza rağmen. Kendisinden Abdülkadir Molla'yı idam etmemeleri ricamıza rağmen... Biz idamları kaldırdık, Bangladeş'in geleceğinden endişe ediyoruz dedik. Ta 60'lı yıllardaki bir şeyin hesabını soruyorlar. Bangladeş'in ayrılması olayına karşı çıkmaları sebebiyle, kendilerine belli bir gerekçe uyduruluyor. Abdülkadir Molla, ben af dilemem, çünkü benim suçum yok diyor. Dün akşam saatlerinde kendisini idam ediyorlar. Ben kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. 300 kadar siyasi tutuklu var. İdamla yargılanacaklar. Dün kendisiyle yaklaşık 45 dakika kadar konuştuk. Cumhurbaşkanımız mektup yazmıştı. Dışişleri Bakanım değişik ülkelere iletmiş omasına rağmen, maalesef Bangladeş tarihin affetmeyeceği bir yanlış yaptı. Biz tabii kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz. Artık dünyada bu tür yargılamaları, duygusal yargılamaların bitmesi gerektiğini, adaletin tecelli etmesini herkesin beklediğini hatırlatmak istiyorum. Bangladeş halkına sabır temenni ediyoruz. Siyasi mücadeleyi de Bangladeş halkının bırakmaması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çekilmek, meydanı mevcut güçlere bırakmak anlamına gelir. Demokrasi mücadelesinden yılmamak gerekir. Bizlet içerde ekonomiyi büyütürken, dünyada da Türkiye'nin itibarını büyütüyoruz.