Erdoğan neyi bekliyor?
Siyasette dostluk, vefa gibi şeyler yoktur.
Ayakta duruyorsanız elinizi öperler. Durursanız saldırırlar, düşerseniz vururlar..
Siyaset, bisiklete binmek gibidir. Yokuş çıkarken sürekli pedal çevirmeniz gerekir.. Yokuş aşağı giderken freni iyi kullanmalısınız, yoksa düşersiniz..
Erdoğan zorda. En azından öyle bir görüntü veriyor.. Bu da rakiplerinin cür"et ve cesaretini artırıyor, mevzi kazanmalarını sağlıyor..
Şu var, bu işi Erdoğan yapamazsa, bir yapan bulunur. Eğer yapmak istiyorsa, elini çabuk tutması, kararlı ve cesur olması gerekir..
AK Parti'de bir panik başlarsa, parti, bir anda dağılabilir..
Her zaman bir partide % 30 civarında zoru görünce gidecek birileri vardır.. Güçlüden yanadırlar..
AK Parti'de, tehdit, şantaj ya da derin ilişkileri dolayısı ile merkezin talimatı ile hareket edecek en azından iki düzine adam vardır..
30 kadar belli bir cemaate yakın duran bir başka grub daha..
Bu kadar da sağcı, yeni oluşumlara göz kırpacak adam var..
20-25 tane zaten bu dava ile ilgisi olmayan çekip gidebilecek isim sayabilirsiniz..
Durup dururken Abdullatif Şener'in ortaya çıkması boşuna değil.
Başkaları da sırada..
Parti kurmak, parti bulmak zor değil. Ama bir kere işler o noktaya geldikten sonra bu yolları denemenin pek bir faydası yok.. O zaman başka bir şekilde engellenirsiniz.
Bu günden partinin kapanmamasını sağlamak gerekiyor.
Parti için kapatma davası açanlar, şaka olsun diye açmadılar bu davayı.
Şunu da unutmayın. Parti kapatılmazsa, bu iddianın sahipleri, madem öyle devam etsinler demeyecekler. Başka yollara başvuracaklar. O zaman ne yapacaksınız?
O zaman bu iddianın kaynağına yönelmeniz gerekiyor..
O kaynağa yönelemeyecekseniz, o zaman yeni bir parti kurmanın ne anlamı var!?
O güç orada dururken sizin iktidar olmanızın kıymeti harbiyesi nedir ki!..
İtalyan Savcı, Türk Gladiosunun daha güçlü, köklü, zor ve önemli olduğunu söylüyor..
Tek başına Sarıkız ya da Ergenekon meselesi değil bu konu..
Sizin kullanamadığınız belgeleri birileri elinde tutmaktan korkup yakıyor..
Bakın baş edemeyeceğiniz canavarı niye uyandırdınız o zaman?
Belli sermaye ve media grublarını niye taciz ettiniz ve üzerinize gelmesini kışkırttınız? Bunların kim olduklarını bilmiyor mu idiniz?
Zaman AK Parti ya da Erdoğan"ın lehine gelişmiyor..
Bu arada şunu da söyleyeyim, bu süreç artık devam edecek. Bu işin geri dönüşü yok.. Bu iş sadece bizim Gladio (!) ve bizim AK Parti ile sınırlı değil. Türkiye'de Globalistler, AB, ABD, Rusya'nın, İsrail'in örtülü bir savaşı var. Ve kontrolden çıkan, ne yapacağı belli olmayan bu derin yapı ve onun siyaset, sermaye, bürokrasi, siyaset ve mediadaki uzantıları bir şekilde tasfiye olacak.. Daha rafine, denetlenebilir, yönetilebilir, kontrol edilebilir bir kadro kalacak..
Ilımlı İslâm politikası da devam edecek.. Türkiye'de, iç ve dış, global dalgalanmalara bağlı olarak kısa zaman aralıklı dalgalanmalar olsa da, ekonomideki genel gelişme devam edecek..
Erdoğan eğer yola devam edecekse elini çabuk tutması gerek.
Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana, hiçbir rüzgâr fayda sağlamaz..
Eğer Erdoğan belli bir siyasi çizgide kararlı bir duruş sergileseydi, kim karşısında kim yanında görürdü. Belli uzlaşılar sağlanabilirdi. Pazarlıklar sürerdi. Ama şimdi AK Parti'nin ne yapacağı belli değil. Herkes mesafeli duruyor ve tedirgin bir bekleyiş içinde.
Kimse yenilecek ata oynamak istemez. Siyasette kimse kıraldan fazla kıralcı olmayacaktır.. Kimse tereddüt içindeki birinin arkasından gitmez..
Eğer Erdoğan yoluna devam edecekse, Bakanlar Kurulu, parti ve grub yönetiminde ciddi düzenlemeler yapmak zorunda. Üst bürokratlarını yeniden gözden geçirmesi gerekir.. Mavi boncuk dönemi bitti.. Türkiye'de işler lider karizması ile götürülemeyecek kadar ciddi ve yoğun işlerdir. Önemli işlerdir. Sabit dengeler yok. Aktif denge siyaseti için, iktidara servis sağlayan, süreçleri bağlayıcı kararlar olmadan müzakere eden, profesyonel düşünce kulüpleri ve toplumsal aktörlerlere ihtiyaç var.. Para ve kadın, makam hırsı olan birtakım adamların çevreden uzaklaştırılması gerek. Bu tip adamlarla bu iş yapılamaz..
Bunların kim olduklarını herkes biliyor. Bunlar hakkında siz bir işlem yapmayacak olursanız, vakti gelince birileri bunları basına servis yapar..
Benden söylemesi. Selâm ve dua ile..
vakit