Başbakan Erdoğan Büyükelçiler Konferansı'nda konuşma yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Yakın tarihi unutturmak cinayettir
Sizler Osmanlı bakiyesi olan bir ülkenin büyükelçisisiniz.
Bir millet kendi tarihinden koparılırsa yaşayamaz.
1923'ü yok saymak doğru değildir. Aynı şekilde Osmanlı'nın kuruluş yılı olan 1299'u da sıfır yılı almak kolay değildir.
Yakın tarihi unutturmak cinayettir.
Yakın tarihi es geçerek iç politika inşa edemezsiniz.
Dünya üzerindeki devletlerin egemenlik sınırlarına sonsuz saygımız var.
Kimse yanlış anlamasın. Biz dünya üzerinde ecdad ile ilgili izlerin bulunduğu ülkeyi kardeş ülke olarak görürüz.
Bize soruyorlar; Mısır'la neden bu kadar ilgileniyorsunuz? Filistin'le neden bu kadar ilgileniyorsunuz? Myanmar'la neden bu kadar alakadarsınız?
Tersi mümkün mü? Komşunuzun evinde yangın çıkmış, kardeşinizin evinde yangın çıkmış, siz evinizde kahve içip hiçbir şey yok gibi televizyon izlemeye devam edebilir misiniz?
Daha 100 yıl önce birlikte yaşadığınız insanlardan sırt çevirebilir misiniz?
Kim ne derse desin, büyük bir ülkenin onurlu büyükelçileri olarak ülkeyi layıkıyla temsil etmek zorundayız. Biz bir kasaba devleti değiliz.
Saklımız ve gizlimiz yok
Dış politikada bizim saklımız ve gizlimiz yok. İlkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Temsil edildiğimiz her ülke şunu çok iyi bilmelidir: Dostun dostuyuz. Her ülke bizim dostluğumuzdan emin olsun. Dostluk, kardeşlik ve barış ekseninde adımlar atıyor, sadece ve sadece vicdan ve adaletten yana tavır belirliyoruz.
Sabotaj ortaya çıktı daha da çıkacak
17 Aralık süreci bir paket içinde birkaç hedefi vurma peşindedir. Ambalajda yolsuzluk iftirası varken, paketin içinde demokrasiye, özellikle çözüm sürecine ve dış politikaya yönelik aleni bir sabotaj olduğu ortaya çıktı. Daha da çıkacak, onu söyleyeyim.
Düğmeye basılmış gibi, içeride ve dışarda operasyona destek veren kesimler var. Ama burada asıl önemli olan algı operasyonudur. Algı operasyonu Türkiye'de tutmamış, geri tepmiştir.
Türkiye'nin dünyadaki imajını bozmak için ciddi mesai sarf ediyorlar. Bu çabalar ihanet dışında bir kavramla izah edilemez.
Kimsenin konuşmaya hakkı yok
Hedef hükümet ya da parti değil, Türkiye'dir. 76 milyonun ta kendisidir.
İçeride algı operasyonunu nasıl bozduysak, dışarıda da bozacak, bozuyoruz.
Avrupa'da HSYK üzerinde oturmuş bir sistem yokken, Türkiye'deki durumla ilgili konuşmaya kimsenin hakkı yoktur.
Bir bakıyoruz ki, oralarda seçilmişin bu noktada ciddi manada etkileri var, attıkları adımlar var.
Ama burada kalkıp da Avrupa Birliği'nin müktesebatına aykırıdır gibi tespitler... Kusura bakmasınlar bize yutturamazlar. Biraz okuma yazmamız var, görüyoruz.
Bizim yolsuzluk konusunda ne kadar hassas olduğumuz bilinen bir şeydir.
Büyükelçilerden Türkiye'deki gerçek fotoğrafı muhataplarına anlatmasını bekliyoruz.
Hükümetin yargıda yapmaya çalıştığı değişiklik yargı içindeki illegal örgütlenmeye karşı bir mücadeledir.
Türkiye'de yapılanması, hırs ve arzuları net bir şekilde ortaya çıkan bir örgütün muhattaplarınız nezdinde daha da ortaya çıkması gerekiyor.
Bu örgütün inşa ettiği korku imparatorluğunun iyi anlaşılması ve anlatılması gerekiyor.
Teröre ağır bedeller ödemiş 30 yıl boyunca terörle mücadele eden bir ülke olarak tavrımız kesin ve nettir.
Bizim için terör sadece terördür. Nerede olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın terörü şiddetle kınarız.
17 Aralık darbe girişimini Türkiye'nin demokratikleşme çabalarına ciddi bir kapı aralayacaktır.