Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde partisinin milletvekillerine hitap etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti milletvekillerinin en belirgin özelliğinin tevazu olması gerektiğini vurgulayarak, El Hamza Sarayı duvarlarında yazan 'Allah'tan başka zafer sahibi yoktur.' sözlerini hatırlattı.
Erdoğan konuşmasının sonunda Şeyh Edebali'den 'Ey Oğul' nasihatını okudu. Bu sırada Bülent Arınç ve Zafer Çağlayan'ın gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
Erdoğan milletvekillerine şöyle hitap etti:
ŞIMARMADAN BUGÜNLERE ULAŞTIK
Bundan 10 yıl önce AK Parti'yi çok büyük coşku ve heyecanla kurmuştuk. Bizsim o günkü hissiyatımız kötü gidişe dur diyen milletin hissiyatıydı. Yeter söz milletin hissiyatıyıdı. AK Parti milletin rotasından asla ayrılmadı. Siyasetin varlık sebebini insana hizmet, millete hizmet olarak belirleidk. Bütün vatandaşlarımızı ayrım göstermeden gönlümüzü açtık. 14 Ağustos 2001'de temelli atılan Ak Parti, bozulmadan, şımarmadan bugünlere ulaştı...
KİBİRDEN KAÇINDIK
Aziz milletimize, kendilerinin kurduğu, bizzat kendilerinin buralara getirdiği partilerine sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum. 10 yıl boyunca kibirden büyük bir dikkatle kaçındık, bundan sonra da kaçınacağız. Tevazuyu elden bırakmadık. Tevazuya toprak gibi bakacağız. Kimse tevazunun ne olduğunu unutmasın, unutmayın topraktan geldik, toprağa döneceğiz...
Haktan, adaletten, özgürlükten, demokrasiden taviz vermeyeceğiz... Allah'ın izniyle 10 yıl boyunca bu millete mahcup olmadık. Bundan sonra da olmayacağız.
EMANETİ YERE DÜŞÜRMEYECEĞİZ
Bizlere oy veren vermeyen bütün vatandaşlara sesleniyorum; Söz verdik, söz veriyoruz; Emanetlerini yerlere düşürmeyeceğiz. Asla kibirlenmeyeceğiz. Bu kutsal emaneti, büyük bir şerele taşıyacak ve vakti geldiğinde vakarla sahibine teslim edeceğiz....
AK Parti teşkilatlarını yürekten kutluyorum... Seçim günü ve seçim sürecinde çalışmış tüm görevlilere ve güvenlik görevlisi arkadaşlarıma aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum...
Sizler, milletin emanetini omuzlamış, milletin iradesini emanet almış kişilersiniz. AK Partili milletvekilleri olarak bu kutsal emanetin koruyucusu olacağınızdan zerre kadar şüphe duymuyorum. Aziz milletimiz sizlere nasıl güvendiyse ben de aynı şekilde sizlere güveniyorum...
"VELA GALİBE İLLA ALLAH"
Tarihin en büyük medeniyetlerinden Endülüs devletinin Granada'da inşa ettiği El Hamra Sarayı'nın duvarlarında sultanların kibrini ve azametini engellemek için "Vela galibe illa Allah" yani; 'Allah'tan başka zafer sahibi yoktur.' yazar. Osmanlı cihan devleti Şeyh Edebali'nin şu nasihati üzerine bina edilmiştir: Ey oğul, yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Nefsini yenmek en büyük zaferdir. Osman, geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.
Yunus Emre de 'Senide sigaya çeken bir Molla Kasım gelir.' diyerek, bu toprakları, bu toprakların inanlarını her zaman tevazuya çağırmıştır. Medeniyetimizin temel taşları olan bu öğütler, nasihatlar, uyarılar, AK Parti'nin bu hareketinde ilham kaynağı, referansı mihenk noktası olmuştur. AK Parti'nin milletvekillerinin de en belirgin vasfı tevazu olmalıdır.
"AK PARTİ MİLLETVEKİLİ OLAMAZ"
AK Parti milletvekilleri bu güne kadar ne kadar milletin içindeyse bundan sonra öyle olacatır. Önümüzdeki 4 yıl içinde de en çok seviyede milletin içinde olalım. Millet sizi çağrımasın siz gidin. Her ilimizdeki vatandaşımız vekilini, ismen de sureten de bilmeli, her arzu ettiğinde ulaşmalıdır. Şehrini, vatandaşını, sorunlarını bilmeyen vekil, AK Parti milletvekili olamaz, olmamalıdır. Şunu da unutmayın, sizleri buralara taşıyanlar da teşkilatlarımızdır. Teşkilatlarımız sizlere ne plan yapıyorsa mümkün olarak uyunuz.
ONLAR YANILDILAR, 74 MİLYONUN VEKİLİYİZ
AK Parti 12 Haziran seçimlerinde 7 coğrafi bölgesinin 7'sininde de birinci partidir. Bu demokrasi tarihimizde yok. AK Parti tüm Türkiye'nin partisi olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Biz bir bölgenin partisi değiliz. Bunu milletimiz bir kez daha gösterdi. Seçim öncesi "artık Güneydoğu'yu Ak Parti terk mi ediyor?" diyenlere sesleniyorum... Bu sonuçlar onların yanıldığını ortaya koydu. Sonuçlar bu yorumları yapanların, milletin gönül dünyasından ne kadar uzakta olduğunu da gösterdi.
Ak Parti sadece kendisine oy verenlerin değil 74 milyonun vekilidir. Sizler de tüm ilinizin vekillerinisiniz.
Biz bölenlerden, ayıranlardan olmadık, olmayacağız. Biz milletin tercihini, küçümseyenlerden, aşağılayanlardan olmadıki olmayacağız. Bir takım sendromlar izafe etmeyiz.
SEÇİM GECESİ ZAFER GÖZÜMÜZÜ DÖNDÜRMEDİ
Biz yüzde 50'nin tercihini ne kadar önemsiyorsak, diğer yüzde 50'nin tercihini de önemsiyor, saygı gösteriyoruz. Biz neden o yüzde 50'ye ulaşamamanın muhasebesini yapıyoruz, her an aynaya bakıyoruz. Biz girdiğimiz her seçimden ders çıkardık. Seçim geceleri bizim için zafer coşkusunun gözümüzü döndürdüğü anlar olmadı. Caddelere dökülmedik. Bu bir olgunluğun, anlayışın ifadesidir. Nesysek o olduk. Seçim öncesinde de, seçim gecesinde de, seçim sonrasında aynıydık..
Yatırımlarımız, projelerimiz bizi seçenlere değil 74 milyonun tamamına oldu. 784 milyon metrekarelik bu vatan toprakları bizimdir. Her yere bizim hizmetimiz ulaşacaktır, ulaşamaya devam edecektir.
Biz herkes çin demokrasi dedik, şimdi daha çok istiyoruz. Her bir ferdin inançlarını, yaşantısını, değerlerini önemsedik. Ama çarşıda pazarda farklı içeride farklı konuşmadık. Bu bizim hissiyatımıza tersdi zaten.
AK Parti'nin 3. dönemi tüm bu hedef ve arzularımızın hayat bulacağı bir dönem olacaktır. Ustalık dönemi tanımını boşuna tespit etmedik. Çok daha büyük gayretle çalışacağımızı, Türkiye'yi Cumhuriyetin 100. yılına çok daha başarlı, kalkınmış şekilde ulaşacaktır.
MİLLİ İRADE
Milli irade bizim için kutsaldır, muteberdir. Milli irade üzerinde sala asla başka bir güç kabul etmedik. Biz vesayetle çarpışarak, siyaset mühendisliğine karşı çıkarak buralara geldik. Hukuk zolanması, yetjkilerin aşılması durumunda sağ dıuyulu olduk. Çok büyük haksızlıklara göğüs gerdik. Hakkımızda "Muhtar bile olamaz" manşetleri atıldı. Komplolarla, çirkin senaryolarla istikarara darbe vurulmak istendi. Eğer o dava açılmasaydı bugün milli gelir 11 bin doların üzerindeydi. Hiç birine eyvallah demedik. Bize yapılmış haksızlıkları hukuk içinde giderdik. Anayasayı takmamazlık etmedik. Dayatmalarla, tehditlerle yol almaya çalışmadık.
BİZE OY VERENLERİ SOKAKLARA DÖKMEDİK
Bize oy verenleri sokaklara dökmedik. Evrensel hukuk değerlerine ulaşmak için bedelleler verdik. Ama üzülerek söyleyeyim hep yalnız bırakıldk.
Bugün Ak Parti'nin ilk istişari ve değerlendirme toplantısından sesleniyorum; Milli irade üzerinde vesayet kabul etmiyoruz. Ancak bunun kadar hukukun zorlanmasını, hiçe sayılmasını, demokrasinin istismar edilmesini asla kabul etmiyoruz.
BOYKOTLA HEDEFE ULAŞILAMAZ
Meclis'i boykot ederek, Meclis'in meşruiyetinin tartışmaya açarak hedefe ulaşılamayacağını çok iyi biliyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik üstünlerinin hukukunun değil, hukukun üstün olduğu bir devlettir. Yargının kararlarından dolayı AK Parti'yi itham ediyorlar. Onların döneminde yargı yasama ve yürütmeden talimat almış olabilir. Ama AK Parti döneminde yargı kendi kararını veririr.
BU GÜN MİLLİ İRADE DEĞİL Mİ?
Bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen o yazarlar, AK Parti'ye kapatma davası açtığı zaman, yasamanın da yargının da milli iradeyi temsil ettiğini yazdılar. Dün milli iradeyi temsil eden yargı bugün milli iradeyi temsil etmiyor mu acaba?
"BAŞBAKAN NE YAPACAK?"
Azınlık çoğunluğa tahakküm etsin diyorlar. Ne diyorlar; "Başbakan bu işi çözsün". Başbakan ne yapacak? Hakimleri arayıp talimat mı verecek? Kendi dönemlerinde oldu bunlar. Çok iyi biliriz. Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir. Elimizde kayıtlarda var. Yargı kararlarından dolayı TBMM'ye gelmeyenler, gelipte yemin etmeyenler kuvvetler ayrılığını hala kabullenemeyenlerdir. Kimsenin kanunları yok sayma hakkı yok.
TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL
Milletvekili olarak gelip de yemin etmeyenler, yasama-yürütme ve yargıyı ayırt edemeyenlerdir. Türkiye muz cumhuriyeti değildir. Ne olacağını bilenler keyfince adaylar gösterenler yargının verdiği karara saygı göstermelidir.Sorun Türkiye'nindir. Çözüm de kaçınılmazdır. Muhalefet partileri de makul çözümler sunmalıdır. Tepkiyle, boykotla bu olmaz. Hem Meclis'e gelip, oturacaksın ve ben yokum diyeceksin.
KARA LEKE OLARAK YAZILDI
Ey sevgili milletim, TBBM çatısı altında Genel Kurula girmek suretiyle, geçici başkanın ismini anmasına rağmen yok dedirtmeyi hangi dürüstlük anlayışı içerisine sığdırıyorsun. Yalan ve dürüstlük kavramıyla oturacaksın ondan sonra kendini yok yazdıracaksın. Hani dürüsttün. Bu ana muhalefetin tarihine kara leke olarak yazıldı.
HEPİNİZ ORADAYDINIZ, YOK YAZDIRDINIZ
Hepiniz oradasınız ve kendinizi yok yazdırdınız. CHP ontolojik sorunlar içerisinde. Dün sandığı, bugün Meclis'i boylot edenler bilsin ki, AK Parti milli iradenin önündeki engel değildir. Millete ne diyecekler. Meclis'e girme dediniz biz de girmedik mi, yasa yapma dediniz biz de yapmadık mı diyecekler.
İSTER GELSİN, İSTER GELMESİNLER
Biz normal şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Muhalefetin hem ülke hem de kendi sorunlarını aşması için yemin etmesi gerekiyordu. Ama olmadı. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin Meclisin çalışmasına mani bir durum yoktur.
KOMİSYONLAR BAL GİBİ ÇALIŞIR
Ana muhalefet lideri "biz olmadan komisyonlar çalışamaz" diyor. Maalesef parlamanto hukukunu da bilmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyonlar bal gibi çalışır. Nasıl çalışacağını göreceksiniz. Yeterki bizim arkadaşlarımız sorumlu davranmasın. Ama gönlümüz muhalefetin de burada bizimle çalışmalara katılmasıdır. Demokrasimiz böyle güç kazanır.
YENİ CHP ESKİ KAFA
CHP yeni sıfatını koydu ama eski kafayla yola devam ediyor. Seçim sonuçlarını yüzde 60 aptal, bidon kafalı gibi izah edenler milletle gönül bağı kuramayan insanlardır. CHP'nin meclise gelip boykot kararı alması çarpık bakış açısının bir göstergesidir. CHP'nin bir an önce bu şaşkınlıktan kurtulup ana muhalefet görevini devralmasını istiyoruz.
haber 7